Doğu Akdeniz Üniversitesinde (DAÜ) öğrenim gören Kürt öğrenciler, Şirnak’ın Uludere İlçesinde, Türk Hava Kuvvetleri’ne ait savaş uçaklarının 35 sivilin öldürmesini 30 Aralık, Cuma günü düzenledikleri eylemle protesto ettiler. Üniversite kampusu içinde saat 12:30’da düzenlenen protesto eylemine 200’ü aşkın öğrenci katıldı. Türkçe ve Kürtçe sloganların atıldığı, pankartların taşındığı eylemde Mustafa Niyazi Korkutata isimli öğrenci, DAÜ Öğrenci İnisiyatifi adına bir de bildiri okudu. Bildirinin okunmasının ardından bir süre oturma eylemi de yapan öğrenciler daha sonra sessizce dağıldi.
Protesto eylemi sırasında ‘Uludere sivil katliamı 35 ölü’, ‘Katil Devlet Hesap verecek’, ‘Depremin vurmadığı yerleri TSK vuruyor, şiddeti 36’, ’Kendi halkını katleden yönetimin meşruiyeti olamaz’, ‘Sen Vur, yandaş medyan Gizlesin’, ‘Ma ne Bese (Artık Yetmez mi)’ yazılı pankartların yani sıra Dersim olayları sırasında ve önceki gün hava saldırılarında çekilen fotoğraflar yan yana taşındı. Öğrenciler, ‘kahrolsun faşizm, yaşasın barış’ ve ‘Yaşasın halkların kardeşliği’ seklinde sloganlar attı.
Eylemde, sivillerin öldürülmesi ile ilgili olarak Türkiye medyasının tutumuna ciddi eleştiriler getirildi. Yapılan açıklamada “Medyanın üstünü örtmeye, TSK’nin meşrulaştırmaya, TC hükümetinin bahaneler bulup ört bas etmeye çalıştığı bu insanlık suçunda AKP hükümeti birinci dereceden sorumludur. Bu alçakça tutumlarını kınıyoruz” denildi.
Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde yapılan eyleme Doğu kökenli öğrencilerin yani başka öğrencilerin de destek verdiği eylemde yapılan açıklamalarda Kürt halkı olmak üzere dünyanın hiçbir yerinde mazlum halkların boyun eğmediği, demokrasi, insan hakları ve özgürlüğün egemen olduğu bir dünya hayali ile barışın sesini yükseltileceğine duyulan inanç vurgulandı.
Basın açıklamasının tamamı şöyle:
Değerli öğrenci arkadaşlar, saygıdeğer basın emekçileri;
Öncelikle hepinize tek tek teşekkür ediyoruz, duyarlılığınız, insanlığınız ve vicdanınız için. Nitekim insan bazen yaptıklarından değil, yapmadıklarından da sorumludur. Böyle bir acı günde, bu katliama sessiz kalmak insanlık onuruyla bağdaşmayacak bir tutumdur.
Ne yazık ki hala 2011 yılının son günlerinde, demokrasi, özgürlük, eşitlik ve insan haklarının en çok konuşulduğu, bu kavramların içinin boşaltıldığı bir dönemde, yaşam hakkının ihlal edildiği bir tablo ile karşı karşıyayız. İflas etmiş devlet politikalarının, faşist ve militarist zihniyetlerin bedelini ne yazık ki halkımız canıyla ödüyor. Baştan sona çarpıklık, yalakalık ve döneklikten oluşan bir çarkın içerisinde, tüm egemen güçlere, zalimlere, savaş çığırtkanlarına inat, tek başımıza kalsak da barışın sesini haykıracağız.
Medyanın üstünü örtmeye, TSK’nın meşrulaştırmaya, hükümetin bahaneler bulup ört bas etmeye çalıştığı bu insanlık suçunda AKP hükümeti birinci dereceden sorumludur. Bu alçakça tutumlarını kınıyoruz.
Dünyanın dört bir yanında demokrasi naraları atıp, Ortadoğu ülkelerine insan hakları dersi veren hükümet, 35 masum sivilin ölümüne nasıl bir kılıf uyduracaktır? Bu ülkenin vatandaşı olan, çoğunluğu çocuk bu insanlar öldükleriyle mi kalacak? Biliyoruz ki, AKP – polis – medya –TSK işbirliği ile bu katliamın sorumluları da çadır tiyatrosuna dönen bir yargılama neticesinde aklanacak ve bu olay da toplumsal hafızadan silinecektir.
21.y.y’da sorunların çözümünün sosyoloji – siyaset ve diyalog yerine bombalar, f-16lar, insansız hava araçlarının olduğu bir coğrafyada bu tabloya çok da şaşmamak gerekir.
Uludere katliamına dönersek; terördü, teröristti, istihbaratta yanlışlık oldu safsatalarının hiçbirine itibar etmiyoruz. Başta AKP ve TSK olmak üzere olayın bütün failleri cezalandırılmalıdır. İflas etmiş bu engizisyon uygulamalarına inat, Kürt halkı başta olmak üzere dünyanın hiçbir yerinde mazlum halkların boyun eğmediği, demokrasi, insan hakları ve özgürlüğün egemen olduğu bir dünya hayali ile barışın sesini yükselteceğiz.
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ!!!