Kıbrıs AB Derneği Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schultz’a mektup gönderdi. Gönderilen mektup şöyle:
Sayın Martin Schulz,
Avrupa Parlamentosu Başkanı.
Avrupa Parlamentosu, her yıl olduğu gibi bu yıl da Komisyonun Türkiye İlerleme Raporu üzerinde bir çalışma başlattı. Kıbrıs sorununun acil çözümü için Türkiye ve diğer ilgili tarafların iyi niyetle ve yoğun bir çalışmayla kapsamlı çözümü sağlamaları yönünde Avrupa Parlemantosu Milletvekilleri önerilerde bulundu. Taslak çalışmada, kapsamlı çözüm için iyi niyetle, Türkiye Hükümetinin asker çekmeye başlaması ve Maraş’ın (kapalı bölgesi) 550 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde BM’ye devredilmesi çağrısı yapılmış, buna paralel olarak da Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti’nin Mağusa limanını AB Gümrük Mevzuatı gözetiminde açmasının, sürdürülmekte olan müzakere sürecini olumlu etkileyerek Kıbrıslı Türklerin herkes tarafından kabul görecek şekilde doğrudan ve yasal olarak ticaret yapmalarını sağlayacağı önerilmektedir.
Kıbrıs AB Derneği olarak arzumuz, Mağusa Limanının AB Gümrük Mevzuatı gözetiminde açılması konusunda görüş ve önerilerimizi sizinle paylaşmaktır.
Herşeyden önce, bunca yıldır boş tutulan Maraş’ın BM kontrolüne verilmesi, Kıbrıslı Rum Toplumunda büyük memnuniyet yaratacak ve iki toplum arasında güven duygularını olumlu etkileyecektir.
Uzun bir süredir Kıbrıs AB Derneği’nde çalışan bizler, 2001 – 2005 yılları arasında Ali Erel Başkanlığında Kıbrıs Türk Ticaret Odası Yönetiminde bulunmuş, bir taraftan Kıbrıs sorununun çözümü için, diğer taraftan da Kıbrıslıların ve diğer ilgili tarafların doğru bilgilendirilmesi amacıyla çalışmalar yapmış ve AB kurumları ile de çeşitli konularda görüşlerimizi paylaşmaktayız.
Bu çerçevede, Direkt Ticaret Tüzüğü ile ilgili olarak Komisyonun hukuk bürosu ile Konsey ve Parlamentonun hukuk büroları arasındaki fikir ayrılıklarını yakından takip ediyoruz. Avrupa Parlamentosu Hukuki İşler Komitesi, 18 Ekim 2010 tarihinde konu hakkında kararını açıkladığı basın toplantısında raportör Klaus-Heiner Lehne, “Kuzey Kıbrısla Ticareti normalleştirin” çağrısında bulunmuş ve bazı gerçeklere vurgu yapmıştır.
AB’nin Kuzey Kıbrıs’la ticari ilişkileri direkt olarak, Tek Pazar, Gümrük Birliği ve AB Ortak Ticaret Politikaları ile yönetilmelidir. Bu kuralların kuzey Kıbrıs’a uygulanmasının 2004 yılında Giriş Antlaşması ekindeki Protokol 10 ile geçici olarak askıya alındığı belirtilmiş, sebep olarak da Kıbrıs Hükümetinin etkin kontrolunun dışında olması ortaya konulmuştu. Bu temelde, AP Hukuki İşler Komitesi, Komisyonun eski önerisini geri çekip acilen askıda olma halini kısmen kaldırması için Konseye yeni bir öneri götürmesini talep etmiş ve Konseyin oybirliği ile onaylaması ile bunun AB İç Piyasası, Gümrük Birliği ve Ürünlerin Serbest Dolaşımı ile ilgili muktesebatın kuzey Kıbrısta geçerli olmasını sağlayacağını belirtmiştir.
Hukuki İşler Komitesi, kuzey Kıbrısla ticari ilişkileri belirlemek için muktesebat temelinde, Protokol 10, Madde 1(2) uygulanması gerektiğini ifade etmiştir. Protokol 10 da “Bu protokolde hiçbir şey, bahsedilen bölgelerdeki ekonomik kalkınmayı sağlayıcı önlemleri engelemeyecektir” diyen Madde 3’e de dikkat çekilmiştir.
Yukarıda belirtilen görüş, Parlamento ve Konsey Hukuk Komitelerinin ve Hukuki İşler Komitesinin ortak görüşleridir. Biz bu gerçekçi yaklaşımı destekliyor ve Parlamento’dan karar olarak çıkmasının çok yardımcı olacağına inanıyoruz. Bir başka deyişle talebimiz şudur:
Parlamento Hukuki İşler Komitesi’nin kararı doğrultusunda, Komisyona eski önerisini geri çekme çağrısı yapılmalı, Komisyo’nun acilen bu askıda olma halini kısmen kaldırması için Konseye yeni bir öneri getirmesi talep edilmelidir. Konseyin bu öneriyi oy birliği ile onaylaması sonucunda, AB İç Piyasası, Gümrük Birliği, Ürünlerin Serbest Dolaşımı ile ilgili muktesebatın kuzey Kıbrıs’ta geçerli olması sağlanacaktır.
Şu anda taslak çalışmanızdaki ”Mağusa limanı AB gözetiminde açılsın” önerisi yalnız başına oldukça dar çerçevede bir öneridir. Bizim arzumuz, kuzey Kıbrıs’ın AB Gümrük Birliğinin parçası olmasıdır. Yukarıdaki, Hukuki İşler Komitesinin, ve Konsey ve Parlamento hukuk ofislerinin belirttikleri hukuki temel çerçevede bu açılım mümkün görünmektedir.
Kuzey Kıbrıs’ın Gümrük Birliğinin bir parçası olması, Kıbrıslı Türklerin AB ile ve Kıbrıs adası içinde ekonomik entegrasyonunu sağlayacak, nihai çözümün altyapısına olumlu katkı koyacaktır. Ayrıca, kuzey Kıbrısın Gümrük Birliğin içerisinde yer alması, Türkiye – AB arasında uzun süredir sorun yaratan Ek Protokolün onaylanıp uygulanmasını da kolaylaştıracaktır.
26 Nisan 2004 Konsey kararında belirtildiği gibi, Kıbrıslı Türklerin ekonomik izolasyonuna son vermek ve adada ekonomik entegrasyon hedefi ile Kıbrıs Türk toplumunu kalkındırmanın en iyi yolu, Kıbrıslı Türklerin AB Gümrük Birliğine dahil edilmesidir, kanaatindeyiz.
Saygılarımla,
Mustafa Damdelen
Başkan