FİLELEFTEROS gazetesinin bugünkü ana haberi iç siyasal gelişmeler. Gazeteye göre, yeni yılda 2013 Cumhurbaşkanlığı seçimleri fonda olmak üzere hükümet ile muhalefet tamamen birbirine zıt taleplerle bir zıtlaşma içerisinde bulunuyorlar. Cumhurbaşkanı Hristofyas iç cephede duyulanlarla ilgili olarak eleştirilerini muhalefete çevirdi ve güçlü bir giriş yaptı. uzun sürecek bir seçim kampanyası sürecinden kaçınılması çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Hristofyas aynı zamanda içerde kendisini eleştirenlere de yanıt verdi. Dışta Kıbrıs sorunuyla ilgili çeşitli temaslarında ikna edici olmaya çalışırken iç cephe var olan bölünmenin bir tezat teşkil ettiğini vurguladı. Buna işaret ederken, bu konuyu tehlike tellallığı yaparak gündeme getirmediğini, bir gerçeklik olarak ifade ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı’nı iç cephede birlik olgusunu gündeme getirmeye iten nedenlerden birinin 2012’nin ikinci yarısında Kıbrıs’ın Avrupa Birliği dönem bakanlığını üstlenecek olması olduğunu ifade etti. Buna karşı muhalefetten de Avrupa Parlamentosu üyesi Yuannis Kasulidis Cumhurbaşkanı Hristofyas’a eleştiride bulunarak, Avrupa Birliği Savunma Bakanları gayri resmi toplantısının Kıbrıs’ta yapılmasını Cumhurbaşkanı’nın engellediğini dile getirdi. Kasulidis, Avrupa Birliği Savunma Bakanları gayri resmi toplantısının Kıbrıs’ın dönem başkanlığı süresinde Kıbrıs’ta toplanması görüşüyle Cumhurbaşkanı Hristofyas’ın hemfikir olmadığını söyledi. Hükümet ise Kasulidis’in bu iddiasını reddetti. Hükümet, Kasulidis’e önce bilgilenmesi ve sonra açıklamalarda bulunması çağrısında bulundu.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
– Sendikal hareket işçi haklarında bazı kısıtlamalara gidilmesi konusunda hem de acil bir biçimde zor bir karar almaya çağrıldı. İşverenler Federasyonu’nun Ocak ayının ilk on günü içerisinde SEK ve PEO ile temasa geçerek bazı iş kollarında toplu sözleşmeleri yeniden ele alma önerisinde bulunma hazırlığı içerisinde olduğu ifade ediliyor. Bu iş kolları arasında inşaat, araba ithalatçıları, matbaa ve özel sağlık sektörleri de bulunuyor. Bu iş kollarını bünyesinde barındıran işveren örgütleri Kıbrıs İşverenler Federasyonu ile birlikte bir süre önce bu sektörlerde geçerli olan toplu sözleşmelerin yeniden gözden geçirilmesine ilişkin taleplerini sendikalara ilettiler. İşveren örgütlerinin amacı ücret artışlarını ve Hayat Pahalığı Ödeneği’ni dondurmak. İşverenler Federasyonu bunların yanı sıra İhtiyat Sandığı’na yönelik işveren katkılarının belirlenecek bir süre için kaldırılmasını da talep ediyor. İşverenler Federasyonu görüşme talebi sonrası şimdi sendikalardan yanıt bekliyor. Daralan ekonomik koşulların bilincinde ve zor bir durumda olan sendikal hareket ise gelinen noktada en önemli olgunun işyerlerinin korunması olduğunu bilerek hareket ediyor. Sendikal hareket işverenler federasyonu ile diyaloga girerken çalışma yaşamındaki hakları dramatik bir biçimde azaltmayacak çıkış yolları arayacak. Sendikalar bu diyaloga otururken iki temel konuda endişe duyuyorlar. Bunlardan ilki hükümet ile sendikalar arasında varılan Hayat Pahalığı Ödeneği uygulamasının özel sektöre de yansıması ve ikincisi ise işverenlerin İhtiyat Sandığı’na katkılarının tartışılmaya açılması.
ALİTYA gazetesinin bugünkü ana haberi “Hristofyas ikinci bir dönem daha Cumhurbaşkanlığını istiyor” başlığı altında. Gazeteye göre, Cumhurbaşkanı Hristofyas Cumhurbaşkanlığı’na yeniden aday olmasının AKEL’in oylarını toparlayacağı görüşünde. Mari’deki patlama ile ekonomik durum nedeniyle ortaya çıkan olumsuz ortamı doğal gaz ve Rusya’dan sağladığı kredi ile değiştireceğine inanıyor. Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu yaptığı bir açıklamayla Cumhurbaşkanı Hristofyas’ın tek dönem cumhurbaşkanlığı taahhüdünü bir kenara itti. AKEL’de ise bir grubun da başarısızlık durumunda bunun yükünü partinin değil kişisel olarak Hristofyas’ın üstleneceği noktasından hareketle bu adaylığa olumlu baktığını ifade ediliyor. AKEL’de ikinci bir grup ise bir başka üst düzey partilinin adaylığından yana. Bir üçüncü eğilim ise AKEL’ci olmayan bir aday ile DİKO ve EDEK ile üçlü işbirliğinin canlandırması görüşünü savunuyor. Cumhurbaşkanı Hristofyas ise cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecine girilmesi için zamanın erken olduğu görüşünü taşıyor. Son olarak Milli Muhafız Ordusu Subaylar Kulübü’nde yaptığı konuşmasında bu konuyu gündeme getirdi ve “önümüzdeki bir yıl boyunca Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle uğraşmamalıyız” dedi. Bu konuda kamuoyundaki tartışmaların Kıbrıs sorununa yardımcı olmayacağı izlenimi verdi. Ancak Cumhurbaşkanı’nın bu yaklaşımının, gelecek Mayıs ayına kadar kendi tavrını netleştirme amacına hizmet ettiği şeklinde değerlendiriliyor. Bu arada Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanos’un Filelefteros gazetesinde yayınlanan bir röportajı Hristofyas’ın ikinci bir dönem için Cumhurbaşkanlığı’nı hedefleyeceği düşüncelerini güçlendirdi. AKEL’de bu gelişmeler yaşanırken, DİSİ’de Nikos Anastasiadis’in adaylığının açıklanması için iletişim metotlarında doruk noktasına ulaşılmış durumda. DİSİ’de adaylık konusu net ve Nikos Anastasiadis’in adaylığı konusunda herhangi bir şüphe yok. Var olan planlamalara göre DİSİ’nin 11 Şubat’ta gerçekleştirilecek olan kongresine yönelik hazırlıklar yapılıyor. Nitekim Anastasiadis yeni yıl vesilesiyle Alitya gazetesine verdiği röportajında parti başkanının Cumhurbaşkanlığı’na adayı olacağını belirtmişti. EDEK’te ise adaylık için Yannakis Omiru’nun adı geçiyor. Yannakis Omiru’nun merkez güçlerin ve Başpiskopos’un desteği ile aday olması hedefleniyor. Eski Dışişleri Bakanı Yorgos Lillikas’ın da Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilgisi olduğu biliniyor. Lillikas geçen Cumartesi günü “Kathimerini” gazetesinde yayınlanan röportajında adaylık için Başpiskopos’un desteğini istediği görüşünü dile getirmişti.
SİMERİNİ gazetesinin bugünkü ana haberi Aradippu’da doğduktan iki saat sonra ölü olarak bir incir ağacı altına atılmış bir bebeğin bulunması. Gazeteye göre, yapılan ilk değerlendirmelere göre sağlıklı olarak doğan bu bebek daha sonra bulunduğu yere annesi ya da bir başka kişi tarafından bırakıldı. Yapılan ilk muayenede bu bebeğin canlı olarak dünyaya geldiği tespit edildi. Şimdi bu bebeğin annesi aranıyor ve olayla ilgili birçok soru işareti de var.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
– Cumhurbaşkanı Hristofyas Milli Muhafız Ordusu’nun yeni yıl etkinliğinde yaptığı konuşmasında 2012 yılı için iyimser olduğunu ancak bu yılın yine zor bir yıl olacağını söyledi. Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak konuşurken görüşmelerin ilerlemediğini ifade etti. Gelişmeleri doğulu bir biçimde değerlendiren ve kibirlilikle davranan bir rakiple karşı karşıya olduklarını da dile getirdi. Türkiye’nin içte ve dışta elde ettiği büyük başarılar sonrası, bu ülke liderliğinin çağdaş ve yenilenmiş bir liderlik olarak hareket etme yerine, adeta eski Osmanlı sultanları gibi davrandığına işaret etti. Bu kibirli ve yayılmacı politikalara karşı durabilmek için gerekli stratejilerin belirlenmesi amacıyla, Türkiye’nin politikaları hakkında ciddi incelemeler yapılması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı aynı konuşmasında Türkiye’nin Kıbrıslıtürkleri ikinci sınıf insanlar olarak gördüğünü ve Kıbrıs’ın demografik yapısını değiştirmek amacıyla Türkiye’den adaya binlerce yerleşik taşıdığına da dikkat çekti. Erdoğan’ın işgal bölgesindeki nüfusu özgür bölgeye eşitleyecek bir şekilde Türkiye’den nüfus taşıdığı görüşünü de savundu.
HARAVGİ gazetesinin bugünkü ana haberi AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun gazeteye röportajı. Gazeteye göre, Andros Kiprianu bu röportajında partilerin, partisel çıkarlar yerine halkın çıkarlarını pusula alarak hareket etmeleri gerekliliği üzerinde durdu. Muhalefet güçlerinin gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik olarak da her şeyi yerle bir edici bir yaklaşımla hareket etmemeleri gerektiğine işaret etti. Siyasi partilere sonuçları kontrol altına alınamayacak ve Kıbrıs toplumu aleyhine olacak milliyetçi ve şoven bir ortamın yaratılmasından kaçınmaları çağrısında bulundu. Türk tarafının uzlaşmaz ve daha önce taahhüt üstlendiği konularda ilkesiz bir biçimde davrandığı koşullarda, Kıbrıs sorununda hala bir çözüm umudu olup olamadığı sorusuna yanıtında da, Kıbrıs sorununda çözüm umutlarının asla yitirilmesi gerektiğini söyledi ve umutların yitirilmesi durumunda geride kalacak olanın taksim olacağı uyarısında bulundu. Koşullar ne kadar zor olursa olsun, her zaman çözüm için mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Kiprianu, Türk tarafının 37 yıldır izlediği süreci izlediğini, buna karşı çözüm koşullarının oluşmasını sağlayacak gelişmelerin yaşanmamasının getirdiği hayal kırıklıklarına rağmen, Kıbrısrum tarafının hem uluslararası topluluğu hem de Türkiye’yi çözümün kendilerinin çıkarına da olacağı yönünde ikna etmek için uğraş vermesi gerektiğinin altını çizdi. Bu noktada Türkiye’nin ve güçlü bazı müttefiklerinin ileri sürdükleri metotlara uluslararası alanda karşı çıkan bazı güçlerin tutumunu selamladı. Adada kalıcı taksim tehlikesinin geçmediğine dikkat çekerek, bu koşullarda Kıbrısrum tarafının Kıbrıs sorununun çözümü için hazır olduğunu ve gerekli siyasi iradeye sahip olduğunu tekrarlamasının önemine işaret etti.