Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Tahir Gökçebel, Haspolat Meslek Lisesi’nin “İmam Hatip Lisesi” olmasına müsaade etmeyeceklerini ve sonuç alıncaya kadar da diyalog ve istişarelerle eylemsel tavırlarının artarak süreceğini söyledi. Konu ile ilgili yapılan açıklama şöyle:
23.11.2011 tarihinde Haspolat Meslek Lisesinde yasadışı ‘’İLAHİYAT ALANI’’ açılmasına karşı başlattığımız grev aylardır devam ediyor. Sn. Başbakan ve sn. Milli eğitim bakanı kendilerini konuyu çözecek merci olarak görmekten vazgeçmiş, makam sorumluluklarını unutmuş, uzaktan seyrediyor. Sorunu ele almaktan bile korkan aciz bir görüntü çiziyor. Oysa yaptığımız temaslarda bugüne kadar sorunu çözebilecek bir görüntü çizmişlerdi. Belli ki bu ülkede ne sn. Başbakanın ne de Eğitim Bakanı’nın yetkisi kalmamıştır. UBP Hükümeti ve onun Eğitim Bakanlığı alınan talimat yerine getirmek ve koltuklarını korumak için halkına karşı vurdum duymaz bir şekilde davranmaktadır.
İktidar partisindeki acizlik, çaresizlik birçok muhalefet partisinde ve sivil toplum örgütünde de hissedilmektedir. Korkakça davranarak deve kuşu gibi başlarını kuma gömmüşlerdir.
Bu grev devam ediyor ve grevden en çok HML’nin ilahiyat alanı dışındaki meslek öğrencileri etkileneceği aşikardır. Eğitim Bakanı konuyu çözecek olan olduğunu unutmuş, zamana oynama yolunu seçmiştir. Şu anda çok kötü bir görüntü vardır. Ders yılı ortasında yasadışı açılan bir bölümle anayasaya aykırı olarak bir mezhebe ayrıcalık tanınmıştır. Devlet okulları yokluklar içerisinde dökülürken, meslek liselerinde ve diğer okullarda fakir çocukların taşımacılığı bile kaldırılmışken, öğretmen eksikliklerinden hala ders yapılamayan okul varken Sünni, ayrıcalıklı bir zümreye taviz verilmiştir. Fettullah Gülen’e bağlı Tarikatlara teslim olunmuştur.
UBP ve Eğitim bakanlığı sessiz ve sinsice çalışarak, kendisine talimat veren Türkiye Büyükelçiliği mensuplarını memnun etmek isteyen yetkisiz memur gibi davranmaktadır. UBP Hükümeti içerisinde birçok bakan talimatlara karşı ceketinin düğmelerini ilikleyerek, AKP memurları karşısında yarım büklüm olmaktadır. Dünyanın hiçbir yerinde meslek lisesinde din adamı yetiştirilmesi görülmemektedir. Eğitim tarikatlara teslim edilmiş müfredatı bilim dışı bin sene önce okutulan fıkıh, kelam, tefsir, siyer gibi derslere dönüştürülmüştür. Meslek Liselerini imam hatip lisesine dönüştürülmeyeceği yalanına kimse inanmamaktadır. Elçilik destekli politikalar işbirlikçi UBP Hükümeti ile yasalara ve anayasamıza rağmen toplumu bölecek, parçalayacak bir bomba durumuna gelmiştir. Yüzyıllardır bu adada yaşayan ve sonradan gelip bu adayı yurt yapanları dinci-laik, Türkiyeli-Kıbrıslı, Kürt-Türk, Alevi-Sünni gibi bölüp yönetmek isteyen AKP memurları ve işbirlikçileri bombanın pimini çekmiştir. Yargı da bu rejimin hizmetine girmiştir. İvedi hiçbir ara emrine bile karar veremez anayasal hakları koruyamaz duruma gelmiştir.
Anayasamız ve Milli Eğitim yasamız bağlayıcı olmaktan çıkmıştır, devletin görevinin 18 yaşına kadar herkese parasız, eşit, eğitim verme ve birbirini anlayan yurttaş yetiştirme zorunluluğu kalmamıştır. Bu eğitimin içeriğinin Atatürk İlkelerine bağlı, demokratik, çağdaş, bilimsel ve laik olması zorunluluğu bitirilmiştir. Kıbrıs Türk Toplumu anayasası bir zümreye , mezhebe, tarikata ayrıcalıklı eğitim vermek için geçiril(me)miştir!?
Kıbrıs Türk halkı yıllardır dinine, diline, kültürüne canı pahasına sahip çıkmıştır. EOKA’nın ya dinini, dilini, kültürünü, ekonomik, sosyal yapını, aidiyetini değiştir ya da göç et teklifine canını ortaya koyarak direnmiştir. Bu gün aynı teklifle karşı karşıya bırakılmak istenmektedir. Bu toplumu bölmek, parçalamak ve yönetmek isteyen UBP hükümeti AKP Elçiliğine teslim olmuş, ruhunu satmış gibi davranarak toplumun maneviyatını bile istismar edecek noktaya gelmiştir.
Böyle bir anlayışa ve teslim olmuş idareye karşı grevimiz ve eylemlerimiz artarak devam edecektir. Günlerdir görüştüğümüz ama çözüm üretmekten aciz olan Eğitim Bakanı ve Başbakan yerine ülkemizin ÜST YÖNETİM sahibi AKP Elçisi ile Haspolat Meslek Lisesindeki grev ve muhtelif çözüm yolları görüşülecektir. Sonuç alıncaya kadar da diyalog ve istişaremiz veya eylemsel tavrımız artarak sürecektir.
