Sendikal Platformda bulunan bazı sendikalar Kıbrıs konusunda Dimitris Hristofias ile yaptıkları görüşmeyi kamuoyu ile paylaşmak üzere 13 Ocak Cuma günü KTAMS genel merkezinde bir basın toplantısı düzenlediler.
Kanal Sim, Yeniçağ Gazetesi ve Gelecek Gazetesi dışında başka basın kuruluşunun katılmadığı toplantıda söze başlayan KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, Kıbrıs konusu gibi çok önemli bir konuda yaptıkları toplantıya basının ilgisiz kalmasından şikayet etti ve bunun bu konuda yapılan karartma uygulamasının göstergesi olduğunu ifade etti.
Görüşme masasında geleceğimiz ile ilgili nelerin konuşulduğunu bu toplumun bilmeye hakkı olduğunu söyleyen Elcil konuşmasına şöyle devam etti;
“Devam eden süreçte ayrı ayrı taraflardan randevu talebimiz oldu ve iki aydır sayın Eroğlundan bu taleplerimize yanıt bekliyoruz. Sn Eroğlu Halk Konseyi diye uyduruk bir yapı öne sürerek sendikaları, sivil toplum örgütlerini dışlayan bir anlayışla bilgi vermekten kaçınıyor”
Bu süre içerisinde Hristofias’tan randevu taleplerine cevap gelerek 10 Ocak Salı günü bir görüşme gerçekleştirdiklerini ayrıca BM Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ‘dan da randevu aldıklarını ve 12 Ocakta yapacakları görüşmenin Downer’ ın acil olarak yurtdışına çıkmasından dolayı önümüzdeki günlere ertelendiğini belirten Elcil, Eroğlunun randevu vermemesindeki amacın görüşme sürecindeki tabloyla alakalı olduğunu, doğru haber, doğru bilgi almayı bile engelleyen bir mantık içinde olduklarını ifade etti.
Hristofias ile yaptıkları görüşmenin içeriğini, Hristofiasın söylediklerini toplumla paylaşmayı görev bildiklerini belirten Elcil “eğer bugün burada söyleyeceklerimizle ilgili Eroğlunun bir itirazı varsa bir yalan, manipülasyon varsa kendisini çıkıp açıklama yapmaya davet ederiz” şeklinde konuştu.
Daha sonra sözü alan KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan halkı çok yakından ilgilendiren konularla ilgili aktarılan bilgilerle halkın aldatıldığını söyleyerek Kıbrıstaki ayrılıkçı yapıdan rahatsız olduklarını, bölünmüş Kıbrıs’ı yeniden birleştirmek için çaba ortaya koyacaklarını belirtti.
Yapılan basın açıklamasının metni şöyle:
Kıbrıs sorununun varlığından tüm Kıbrıslılar ıstırap çekmekle beraber, doğu Akdeniz’de yaşanan istikrarsız siyasi durumun da devamını sağlamaktadır. Sorunun çözümü ile ilgili olarak 1967 yılından beri devam eden görüşme sürecinde Kıbrıs’ta yaşayan toplumların kaderi masada görüşülmesine karşın son yıllarda masadaki görüşme sürecinden sağlıklı bilgi almak mümkün olmamaktadır. Bu çerçevede sendikalarımız görüşme sürecindeki son gelişmeleri öğrenmek için görüşme talebinde bulunmuş, bu talebe sadece Sn. Hristofyas ve BM Özel Temsilcisi Sn. Downer yanıt vermiştir. Kıbrıslı Türkler’i görüşme masasında temsil ettiği iddiası ile masada oturan Sn. Eroğlu talebimize yanıt verme gayretinde dahi bulunmamıştır. Bu gerçekler ışığında Sn. Hristofyas ile yapılan görüşmede elde ettiğimiz bilgileri toplumumuzla paylaşmayı bir toplumsal sorumluluk olarak görmekteyiz.
10 Ocak tarihinde Sn. Hristofyas’la yapılan görüşmede şu ana noktalarla ilgili verilen bilgiler şöyledir.
1. Görüşmeci olarak Sn. Eroğlu, görüşme masasında aktif rol almıyor. Görüşmeler Sn. Kudret Özersay ve benim aramda geçiyor. Bu diplomatik temayüllere aykırı bir süreçtir.
2. Sn. Talat ile başlayan Annan Planı sonrası görüşme sürecinde gelinen ve uzlaşılan konular, tekrar ele alınmıştır. Sn. Eroğlu BM’ye söz vermesine rağmen şu anda anlaşılan birçok konunun gerisinde bir sürece doğru gidiliyor ve uzlaşılan konular Sn. Eroğlu tarafından reddediliyor.
3. Görüşme süreci ile ilgili TC yetkilileri ve Kıbrıs Türk tarafı toplumu yanıltıcı yanlış bilgiler aktarıyor.
4. Sn. Eroğlu ile yapılan görüşmelerde herhangi bir ilerleme olmamış, hatta süreç Talat ile bırakılan yerden daha geriye götürülmüştür. Sn. Eroğlu adamızın birleştirilmesini değil, ayrılığı ve iki devletliliği sistematik olarak masada görüştürmek istiyor. Sunduğu öneriler dolaylı olarak iki devletliliği öngörmektedir. Bu çerçevede
a. Sn. Talat ile yönetim ve güç paylaşımı konusunda uzlaştığımız paket öneri içerisinden çapraz oy uygulamasını referanduma götürme iddiasıyla Sn. Eroğlu reddetti. Buna karşılık ben de dönüşümlü başkanlığı ayni gerekçe ile reddettim.
b. Mülkiyet ve toprak düzenlemeleri ile ilgili masaya herhangi bir öneri koymadığı gibi Türkiye yetkililerinden cesaret alarak Güzelyurt, Maraş ve Karpaz ile ilgili katı bir tutum takınmaktadır. Kıbrıs Rum tarafı 1974 yılında kuzeyden göçmen olan 165 bin Kıbrıslı Rum’un en fazla 100 bininin geriye dönebileceği bir toprak düzenlemesi talep ediyor. Oysa Sn. Eroğlu bir karış toprak verilemez mantığı ile masada oturuyor.
c. Adamızın kuzeyine taşınan nüfusun durumu ile ilgili Sn. Eroğlu kuzeyde olan herkesin kalmasından ve vatandaşlık almasından yana bir tutum takınmıştır. Bu konuda ben insan haklarını dikkate alan ve Kıbrıslı Türkler’in sayısını geçmeyecek makul bir rakamı kabul edeceğimi ortaya koydum. Sn. Eroğlu benim devletim var senin de devletin var istediğim kadar vatandaşlık verebilirim diyor. Sn. Özersay adamızın kuzeyine 1949 Cenevre sözleşmelerine aykırı olarak taşınan nüfusun savaş suçu olmadığı konusunda bize konferans verdi. Bu konferansı Cenevre Sözleşmesini kabul eden BM’ye de vermesini istedik.
d. Toprak ve mülkiyet konusunda bir komite kurulmasına karar verildi ve tarafımdan bir belge Türk tarafına verildi. Tüm taraflar bu konuda uzlaştı. Sn. Eroğlu Kıbrıs’a gelince benim gizliliği bozduğumu ileri sürerek bu uzlaşıyı bitirdi.
e. Türkiye bölgesel bir güç olarak sürekli bizi aşağılıyor. Sn. Erdoğan’ın görüşmelerde etkin olduğu açık bir gerçekliktir. Sn. Erdoğan bir sultan edası ile davranarak görüşme sürecinin tıkanması için Sn. Eroğlu’na yardımcı oluyor.
f. Mülkiyet konusunda esas mal sahibinin söz sahibi olması ile ilgili ileri sürdüğümüz şartta ısrarcı değiliz. Bununla ilgili Rum toplumunun tepkisi olmasına rağmen Sn. Eroğlu’na yazılı öneriler verdik.
g. 4 Ocak 2010 tarihinde Sn. Mehmetali Talat tarafından sunulan paketi “ya kabul et ya da reddet” anlayışına karşı Rum toplumunun tepkilerine rağmen paketi görüşmeyi kabul ederek farklı bir anlayış getirdim. Bu çerçevede Sn. Talat ile çok önemli uzlaşılara vardık.
i) Yasama ve yürütme konusu uzlaşıldı. Sadece bakanların 5/8 mi yoksa 5/9 mu olması konusu kalmıştı.
ii) Çapraz oylama konusunda uzlaştık.
iii) Dönüşümlü başkanlık konusunda uzlaştık.
iv) Türk oluşturucu devletine dönecek olan Rumlar’ın aynen Annan Planı’nda olduğu gibi 1/3 oranında olması için uzlaştık.
v) Mülkiyet alım satımı için bir süre konmasında uzlaştık.
vi). Oluşturucu devletlerde siyasi hakların kullanılması ile ilgili olarak kısıtlama getirilmesinde uzlaştık.
vii) AB konularında uzlaştık.
viii) Yasama konusunda uzlaştık.
ix) Nüfus konusunda ¼ oranında anlaştık. (%20/80)
x) FIR hattı ve kıta sahanlığında uzlaştık.
Tüm bu konularda varılan uzlaşılan BM belgelerinde yer almakta ve Sn. Downer’in elinde bulunmaktadır.
xı)Türkiye, İngiltere ile birlikte uluslar arası konferans toplanarak tepeden inme bir anlaşmayı kabul ettirmek istiyor. Biz bu konuda BM Güvenlik Konseyi’nin tüm üyelerinin hazır olacağı bir toplantıyı tercih etmekle beraber, bunun ancak iç konularda biz uzlaştıktan sonra olmasını talep etmekte ısrarcıyız. Kıbrıslı olmayan bir çözüm uzun süreli olmayacaktır.
BM Genel Sekreteri’nin Greentree’de yapılacak toplantı için mektup gönderdi fakat açıkladığım gibi Sn. Eroğlu ve dolayısı ile Türkiye Talat ile varılan hemen hemen tüm uzlaşıları reddediyorlar. Bu yüzden toplantı ile ilgili olumlu bir umut taşımıyorum.
KTAMS, DEV-İŞ, KTÖS, KTOEÖS, KOOP-SEN, BES, GÜÇ-SEN, DAÜ BİR-SEN, TIP-İŞ, ÇAĞ-SEN