Takvimsel olarak yeni yıla girdik. Ben buna uyarak yılın ilk makalesini yazma sürecine giriyorum. Takvim rakamı değişse dahi değişmeyen zaman akışı oluyor. Yeniden başlayan ayların rakamları olsa da, olaylar akışkan şekliyle devam edip gidiyor. Peki 2012 yılın ilk günlerinden neler akılda kalıyor?
Kuzey Kıbrısta olmanın bir başkalığı devam edip sistemi yeniden üretiyor: Yılbaşı eğlencelerle medyalar göbek atmalar, cinsel işdah kabartan görüntülerle kutlamaları aktarırken, uyanılan yeni senede ilk merhaba diyen alkol veya kutlama şenlikleri değil, zamlar oldu. Öyle bir zam ki, sanki insanlarla göbek atan poletikacılar ve onların şanlı üst bürokratları, kişilere afyon yutturup öte yandan hayata yeni zehir saçıyorlardı. Dairelerde beraber içip oynanan ve onlara en güzel yalakayla beklentiler dizen insanlar, Yeni yıl uyanışında zamla merhabalaştılar. Bu ülkemizin şanından ve demokrasinin güzel meyvelerinden birisi olarak tohumu atılıyordu. Öyle atılıyordu ki durmadan sıralanan “ekonomide her şey iyiye gidiyor”un adeta yanıtının göstergesinin kendisini haykırıyordu. Bizde beyensek de beyenmesek de durum böyledir.
Konuya yeni dönemde maddem bizden başladık, o zaman bazı acı olgularla daha yüzleşelim; işkence olduğu resmen Meclis kurumunca da onaylandı. Başka ülkede olsa, en başta insan hakları örgütleri olmak üzere kamu oyları ayağa kalkardı: Yine ikide bir denilen kaçaklıklar olayında yeni bir skandal daha yazılıyordu. Vatandaşlık için kurulan bir kuruluşa “vekilin” biri de yönlendirerek para alınıyordu. Vatandaşlık rantı demekti: Vekilin kendi parti koltuk durumu da düşünülünce, insanları ilgili makama yollama yerine, para alan kuruluşa göndermesi de şanının önemli “çağdaşlıktan” gelmektedir. Bu olayda da yine başta ilgili makamdan tutun, insan hakları kesimleri ayağa çoktan kalkmalı ve yargıda hemen soruşturma açılması gerekirdi: Ama Kuzey Kıbrıs halkı oldukça önemli hoşgörülü olmaktadır. Buna daha eklenecek çok gelişme bir anda dalgalanıp savrulup devam ediyor. Ne kimse direk sorguluyor, nede tepki koyma lütfüne giriyorlar. Bazı aydınlar da yakınıyor; “Neden bu kadar duyarsızlık vardır”?
Kısaca birkaç söz edelim; Yukarda sıraladığım ve daha yılın ilk günlerinden yaşanan olaylar ve atılan siyasal yalanlara neden sosyal tepkilerin olmadığını anlamak eğer parayla diploma veya yandaş kayrılma etiket almadıysanız, çok kolay anlarsınız: Çünkü örneğin zaten herkes işkence olduğunu, en basit konudan en üstlerin rant alma aracı olarak kullandıklarını, bol bol yolsuzluktan yalana atılıp uygulandığını biliyor ve hatta daha acısı gücü yetiyorsa bunu kullanmakla bir yere geliyor. Onun için siz örneğin yarın “telefonlar dinleniyor, şu şahıs iyi olmasına rağmen partili olmadığı için işe alınmadı” haberlerine insanların gayet normal karşılayıp kabullendiklerini anlıyoruz. Dahası oluşan çirkeften umut kesmeyip alma peşinde olma davranışı da sonuçta bunları hep doğal kıldı. Anlayacağınız; Olumsuz yanlış çirkin denilen davranışlar yaşamın bir parçası oldu. Bunlarla müdür bakan işveren ve bilimci olunup yaşanıyor. Kimse en çirkin konuyu eleştirmiyor. Kabulleniyor. Çünkü hala oluşan tortunun altında kalmayarak ayrıcalıklarla yaşamlara da belirli yere geliyorlar.
Bunlar bizde yeniden zamlardan işkenceye tekrarlanıp senenin ilk günlerinde damgasını vururken, Dünya da kendi yükünü taşıyarak hayata görüntüler çiziyor. Bakın dünyanın ilk güzel Filizleri nasıl oldu: Türkiye hala hava saldırısıyla katledilen Uludere olayını tartışıyor. Tartışıyor ama hiç nedenini genele getirmiyor: Neden böyle olay oldu sorusunu dahi erteleyip başka olgularla konuyu siyasal ayrışmada tartışma peşinde. Oysa Uludere katliamı öyle sarsıntı yaptı ki Kürt sorunundan kaçakcılık ekonomisine ne ararsan vardır. Hele Neoliberalleşme ile oluşan ekonomik yıkım kadar eğitimin paralı olma sonucu çocukların dershane parasını bulma adına kaçakcılık yapmaları her halde Kürt olma kadar genel sitemi eleştirme bakımından önemli bir sonuçtur. Ama bunlar dahi olmamasına çalışılıyor. Oysa en modern uçakların yaptığı bir katliam olmaktadır. Kimisi şu partiyi, başkası tutup istihbaratı hedef gösterip olayı başka alanlarda konuşuyorlar. Oysa en modern alınan insansız uçakların ve istihbaratın dahi nasıl insanları robot görüp yanlış yaptığının örneği oluyordu. Ama ilgili teknoloji eleştirilince direk sistemin özüne inilme gerçeği nedeniyle, tartışmadan kaçınılmaktadır.
Tekrar sayın doktorlar olmak üzere sağlık çalışanına ve yurttaşlara yeniden yazıyorum: Türkiyede uygulanmaya başlayan Sağlık sistemini zahmet edip inceleyin; Çünkü yarın da buraya gelecektir. Şimdi yapılanların yarın nasıl kullanılıp piyasalaşan sağlık geleceğini artık görme zahmetine girin. Yoksa şimdi Türkiyede yükselen feryadı kimse nasıl duymadığından ders çıkarın. Hele de kötü ve parayla oluşan yeni sistemin nasıl ambalajlanırken eski komisyon kötü davranışların kullanıldığından artık sizde anlamaya başlayın.
Dünyada ilk kıvılcım ispanyadan geldi: Yeni kemer sıkma siyaseti yeniden daha ağır gündemde. Hani dedik ya; İspanyollar eski yönetimi kemer sıkmalardan suçlarken, daha kötüsünü seçerek seçki yaptılar. Şimdi bunun bedelini kısa zaman içinde birkaç ayda yaşamaya başladılar. İtalyada sorular ve kriz yayılıyor. İngilterede ise durum bambaşka türkü çalınıyor. Bunlar hep algılanışla doğalaşan ekonomik krizin devamı oluyordu. AB üyesi Macaristanda ise insanlar daha yeni yıl uykusundan uyanamadan sokakta. Yeni anayasal tepkiler vardı. Onlarda 3.2 ile seçtikleri ve bile bile bunları yapacağını bildikleri yönetimler daha otoriter devlet anayasasını gerçekleştirdiler. Halkın en önemli denetim aracı olan referandumu dahi elerinden alma, medyayı denetleme ve yargıyı daha da hükümetleştiren kararlar vardır. Şimdi halk sokakta ve oy verdiği yönetimin polisinin şiddetiyle yaşıyorlar.
Orta doğuda ise herkes Suriye üstünde oynarken, ırakta işler iyice karıştı. İran Pimi ise krizle oynuyor. Ama şu güzel haberi yazmadan olmaz: Şilide Halk şimdi ikinci eğitim bakanını da koltuktan etti. Sokağın ne yapacağının resmini tarihini yeniden yazıyor. Amerika şimdiden seçime doğru yönelirken, Fransa da hazırolda bekliyor. Bunlar bir anda yeni yılın ışıklarından yakalanan birkaç gelişme olmaktadır.
Belli olan ve artık sistemin kurumlarının da kabullendiği şudur: Bu yıl genel ekonomik kriz derinleşecek: Zaten hiç uzağa gitmeyelim; Sadece günlük para dalgalanmaları ve gelen ardı ardına kemer sıkmalar bunu bize birilerinin söylemesine gerek olmadığı kadar yalındır. Orta doğu olayları hem genel kriz artışıyla çözme aracı, hem de bölge ayarı için kullanılacak önemli yer halinde bekliyor. Bunlar dahi yılın ilk başındaki nasıl sarsılacağımızın sonucunu göstermektedir.
Ne dersiniz; Bu kadar girişten ve anlatımdan sora siz nasıl bir ada umuyorsunuz. Bunun yanıtını düşünürken, etrafınıza bakın: Yeni petrol gazı malzemesi ve kapitalist kriz genelinden şöylesine bir dersler alın: Ama sakın ola ikide bir yalanlarıyla meşhur ve yaptıklarıyla olay olan ve hamaseti dahi ağzına yüzüne bulaştıran kesimlerden de doğru bekleyip sonra da hayal kırıklığına uğramayın.