Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi Aktivisti Nevzat Hami’nin açıklaması şöyle:
Yeniden vurguluyoruz Kıbrıs, savaşın acılarını çok yaşadı… Bundan sonra, bu coğrafyada ve dünyada daha fazla savaşlar olmasın diye sesimizi yeniden yükseltiyoruz, savaşın insan kaynaklarını kurutmak için vicdani ret hakkımızı kullanmakta kararlı olduğumuzu vurguluyoruz, bu nedenle ısrarla savaşı ve hazırlıklarını reddediyoruz…
Savaş hazırlıklarını reddediyoruz derken herşeyi ile reddettiğimizi açıklıyoruz yani zorunlu askerlik yanında seferberlik adı altında her yıl yeniden ve yeniden bir gün, bir saat, bir dakika da olsa askeri kamplara toplanıp, savaş hazırlığı yapılmasını da reddetiyoruz, çünkü Kıbrıs’ta ve dünyada yapılacak bir savaşta taraf olmayacağımızı açıkladık, savaş hazırlıklarına katılmak da bu nedenle anlamsızlaşmaktadır…
Bu düşüncelerle Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi olarak, yarın (27 Şubat, Pazartesi) ASAL Şube önünde, savaş hazırlıklarına yani seferberliğe katılmayı reddeden Haluk Selam Tufanlı’ya ceza verilmesini protesto etmek, ‘kaçak değil vicdani retçiyim’ diyen Halukla dayanışmamızı ortaya koymak, Türkiye’deki tutuklu ve haklarında soruşturmalar süren vicdani retçiler ve anti-militaristlere dayanışma mesajlarımızı iletmek, “hayır, her Türk asker doğmaz; evet, herkes bebek doğar” demek için saat 12’de Lefkoşa’daki ASAL Şube önünde olacağız…
Tüm anti-militaristleri ve barış aktivistlerini 27 Şubat, Pazartesi, saat 12’de ASAL Şube önünde buluşmaya çağırırız…
Haluk Selam Tufanlı’nın 8 Aralık 2011 tarihindeki vicdani ret açıklaması şöyleydi:
Ben Haluk Selam Tufanlı,
Yıllardır, üç tarafı dikenli tellerle çevrili evimin kapısının önüne çıktığımda eli silahlı bir asker ‘koruyor’ çocukken oynadığım tarlaları. Koruduğu iddia edilen ordu biliyorum ki o tarlalarda yeniden yürümek istesem beni korumak adına bana şarjör dolduracak.
Sadece evimin önü değil yaşadığım coğrafya militarizmin işgali altında. Bir çakıl taşı bile vermeyeceğini söyleyenler ülkenin büyük kısmına tel örgülerden dolayı giremiyorlar. Militarizm bana ancak askere gidersem, ‘düşman’ diye tanımladıkları insanları öldürmeye hazırlanırsam çok yücelttikleri o ‘adam’ olabileceğimi söylüyor ve bunu kadınları aşağılayarak, ve aşağılamayı öğreterek yapıyor. Bana ömrümün büyük bir kısmında asker olmak dayatılıyor. Coğrafyamın güneyinde yaşayan insanlara karşı düşmanlık duyguları beslemezsem vatan haini ilan ediliyorum.
2009-2010 yılları arasında zorla askerlik yaptırıldım. 15 ay boyunca hayatıma, benden sözünün daha geçerli olduğu iddia edilen kişiler hükmetti. 27 yaşımda başladığım zorunlu askerlik boyunca o günden önce birlikte yeyip, içtiğim dostlarımın düşman olduğu beynime kazınmaya çalışıldı.
Bunun da üzerine, terhis belgemi aldıktan bir yıl sonra 2 Kasım 2011 tarihinde seferberlik adı altında savaş hazırlıklarına katılmam emredildi. Onlar aksini belirtene dek, asker olduğum söylendi. Anti-militarist, savaş karşıtı bir birey olarak, vicdanım seferberliğe katılmayı, savaş için hazırlanmayı reddediyor. Bir canlıyı öldürmenin, yani katilliğin meşrulaştırıldığı herhangi bir askerlik kurumu içinde yer almayacağım.
Savaş oyunlarına, birilerinin ceplerini doldurmaya alet olmayacağımı, elime silah alıp bana düşman olduğu söylenen insanları öldürme hazırlıkları yapmayacağımı, ne ordularının, ne savaş hazırlıklarının parçası ne de emir kulları olmayacağımı beyan ederim. Buna ek olarak, militarizmin öğretilerini uygulamayı, şiddeti normalmiş gibi günlük hayatımda kullanmayı ve dayattığı adamlık tanımlarına uymayı da reddederim.
Vicdanımı dinliyorum ve reddediyorum!