Geçtiğimiz hafta içerisinde, kendini islam dünyasının lideri gören Recep Tayyip Erdoğan yaptığı bir konuşmada, dini inançları sağlam dindar gençlik, dindar nesiller yetiştireceklerini söyledi.
Ve konuşmasına şu cümleleri de eklemeyi ihmal etmedi:
Ne yani bizden ateist gençlik mi yetiştirmemizi istiyorlar?
Evet.. Erdoğan’ın söyledikleri yeni değil aslında,
Yıllardır uygulanmasına başlandı,
Tarikatlarla birlikte, bilhassa eğitim kurumlarında bu yönde faaliyet sürmektedir,
Dini inançları sağlam gençlik yetiştirmek..
Nerden gerek duyuldu ki buna,
Bugünkü gençliğin dini inançları sağlam değil mi ki, bu ihtiyaç doğmuştur,
Aslında yaratılmak istenen dine dayalı devlet yapısının oluşturulmasının adımlarıdır bu göstergeler,
21. yüzyılda dini inançları sağlam gençlik yetiştirmek!
Bilime, hukukun üstünlüğüne inanan ve insan haklarını savunan nesiller yetiştirmek modern dünyanın
hedefi iken, Türkiye’de böyle bir anlayışın hakimiyeti, gelecek için hiç de iyi göstergeler değildir,
Din, herkesin vicdanı ile arasında olan bir husustur,
Bugün dini kullanarak yobazlık yapanlarla doludur hala dünyamız,
Din, mezhep çatışmaları ile hala insanlar birbirlerini öldürmektedirler,
Arap baharı dediler ama bu ülkelerdeki din-mezhep kavgaları sürmektedir,
Din egemen güçler tarafından da bir silah olarak yıllarca kullanılmıştır,
Hristiyan, müslüman, musevi diye diye insanlar birbirlerine kırdırılmıştır,
Protestan, ortodoks, katolik diye diye insanlar arasında ayırımcılık yapılmıştır,
Egemen güçler, egemenliklerini sürdürmek için, dini de bir silah olarak kullanmışlardır,
Egemenler işlerine geldiği yerde etnik farklılıkları, işlerine geldiği yerde dini kullanmışlardır,
Kıbrıs’ta da egemen güçler gerektiğinde etnik farklılıkları gerektiğinde de dini farklılıkları kullandılar ve ülkenin bölünmesini sağladılar.
Türkiyeyi adım adım dini bir devlet yapısı içine sürükleyen zihniyet benzeri bir durumu Kıbrısın kuzeyinde de yaratmanın uğraşı içinde,
Kıbrıslıları yeterince dini inançlarına bağlı bulmayan AKP zihniyeti, Kıbrıslıların bu yapısını değiştirmek için elinden geleni yapmaktadır,
Bu çerçevede eğitim kurumlarına el atmıştır,
Üniversitelere el atmıştır,
Memleketin dört bir yanına camiler inşa etmeye başlamıştır,
Türkiyeden 400 e yakın imam getirmiştir,
Vakıflara ait arazileri ya beleş devralarak dini tesisler kurmaya başlamıştır,
Okullara imam hatip sınıfları açtırmıştır,
Kıbrıslılara güvenmeyen bu zihniyet, Türkiyeden taşıdığı aşırı nüfus ile de dini bir yapıyı egemen kılmaya çalışmaktadır,
Bu takımın dinci bir geleneğe sahip oldukları ve din maskesi adı altında yandaşlarını kolladıkları bilinmektedir,
Dolayısı ile işgal edip istilaya dönüştürdükleri bu topraklar üzerinde fetih zihniyetleri gereği yerli halkı asimile edecekleri çoktan belliydi,
Bu gidişi görmeyen, bu uygulamayı farketmeyen yoktu,
Ama işin acısı, bu zihniyetin kök salmasına yardımcı olan Kıbrıslıların olmasıdır,
AKP iktidarı dönemlerinde, koltuk hastalığına tutulan Kıbrıslıların acentalığı kabullenme durumları ülkemizin kuzeyinde bu olumsuzlukların yaşanmasına neden oldu,
Bu koltuk hastalığına yakalanan siyaset cambazları sırf o koltukta kalmak için neler yapmadılar ki,
Bu güne kadar caminin kenarından geçmeyen birtakım politikacılar, AKP heyetlerine yağ çekmek için cami cami dolaşmaya başlamadı mı,
Türkiyeden gelen AKP heyetleri ile, inanmadıkları halde camilerde namaz kılmadılar mı,
Kıbrıslının hiç alışık olmadığı Ramazanlarda iftar sofraları düzenlemeye kalkmadılar mı,
İşte ülkemizde bu tip yağcıların varlığı nedeniyle, Türkiyeden sonra burada da dini bir devlet yapısını kurmak için AKP seferberlik halindedir,
Bu gidiş de hiç hayıra alamet bir gidiş değildir,
Dedik ya her şeyimizle bizleri yok etmek için uğraşıyorlar,
Evet, dini inançlarını vicdanlarında yaşayan, bu konuda son derece rahat olan Kıbrıslıların bu yapısı da kuşatma altındadır,
Bu kuşatmaya karşı da direnmek gerekmektedir,
Tüm olumsuzluklara rağmen, koltuk sevdalısı Kıbrıslı birtakım siyaset cambazlarının acentalığına rağmen bu duruma başkaldırmak gerekmektedir,
Biz dindar gençlik değil, bilime, hukukun üstünlüğüne, insan hakları değerlerine inanan ve bu değerlerle donatılmış gençlik istiyoruz,
Kıbrıslının kültürü bunu söylemektedir,
Çağın gerekleri bunu istemektedir.