Homofobiye Karşı İnisiyatif tarafından çevrilen haber şöyle:
Avrupa Birliği parlementeri Marina Yannakoudakis Kıbrıs’ın kuzeyinde eşcinsel ilişki sebebiyle gerçekleşen son tutuklama haberlerini takiben Kıbrıslı Türk lider Dr. Derviş Eroğlu’na bir mektup göndererek tutuklamaları kınamış, tutuklular hakkında okunan davanın düşürülmesini ve bundan sonraki olası tutuklamalara moratoryum getirilmesini istemiştir. Adanın kuzeyinde geçerli olan eşcinsel ilişkiyi yasaklayan yasanın kaldırılması için mücadele eden Londra muhafazakar milletvekili Yannakoudakis bugün Dr. Eroğlu’nun danışmanı Dr. Hasan Güngör’den bir yanıt almıştır.
Dr. Güngör mektubunda şöyle demektedir: “Medyada ima edilenin aksine zanlılara henüz eşcinsel ilişki bağlamında herhangi bir ceza verilmemiştir.” Mektup şöyle devam etmektedir: “Olayla ilgili polis soruşturması devam etmektedir ve ancak soruşturma bittikten sonra başsavcılık makamı gerekli yasal değerlendirmeyi yapıp zanlıların nasıl cezalandırılacağı konusunda karar verecektir.”
Dr. Güngör moratoryum çağrısını ise şöyle diyerek geri çevirmiştir: “Yürürlükteki yasalar Dr. Eroğlu’na 171. Maddeden doğan tutuklamaları engelleme ya da herhangi bir yasanın uygulanmasını durdurma yetkisi vermemektedir”.
Dr. Güngör’ün yasanın yürürlükten kaldırılmasıyla ilgili sürecin başladığını ve dosyanın ilgili komitenin incelemesi altında olduğunu söylemesi olumlu bir gelişmedir. Dr. Güngör açıkça belirtmiştir ki: ”Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi iç hukukun üzerindedir”
Son olarak mektupta “Dr. Eroğlu yasal süreç tamamlandıktan sonra ceza yasasının ilgili kısımlarının kaldırılacağı yasa değişikliğine onay vererek doğaya aykırı cinsel suçların cezalandırılmasının sonlandırılması sözüne sadık kalacaktır” denmektedir.
AB Parlementeri Marina Yannakoudakis ise; “Mektubuma, Dr. Eroğlu’nun ofisinden bu kadar süratli yanıt alabilmekten memnuniyet duydum. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yönetim tarafından Kıbrıs’ın kuzeyinde de uygulanıyor olduğunun kabul etmesi, rızaya dayalı mahrem eşcinsel ilikinin kuzeyde yasaklanması ile AİHS’nin 8. Maddesinin ihlali anlamındadır.”
“Dr. Eroğlu’nun yasağın kaldırılması konusunda “sözünde durma” niyetinde olmasını memnuniyetle karşıladığımı not etmeliyim, lakin ivedi moratoryum isteğinin kabul edilmemesi beni hayal kırıklığına uğratmıştır.”
“Yine de, resmi hiçbir suçlamada bulunulmamasına rağmen 29 Ocak’ta tutuklanan iki bireyin kovuşturma altına tutulması beni endişelendirmektedir. Kuzey Kıbrıs merkezli Homofobiye Karşı İnisiyatif aracılığıyla bireylerin Lefkoşa Merkezi Cezaevi’nde hücre cezasında tutulduklarını öğrendim. Umarım, eğer Kıbrıs’ın kuzeyi insan haklarına bağlılığını göstermek isityorsa, eşcinsel ilişkilere daha fazla cezai yaptırım uygulanmaz”.
Bilindiği gibi Marina Yannakoudakis, Avrupa Birliği Parlementosu Kıbrıslı Türk Toplumu ile Yüksek Seviyede Temas Grubu üyesidir.
KONU AİHM’e taşındı
1993’te, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kıbrıs’ta yetişkinler arası rızaya dayalı eşcinsel ilişkinin yasallaştırılmasını gerektirmişti; ancak Kıbrıs’taki bölünme, eşcinselliği yasaklayan kanun dahil, birçok İngiliz ceza kanununun Kıbrıs’ın kuzeyinde yürürlükte kalmasına neden olmuştur. Bu kanunlar, devlet yetkililerinin insan haklarını ihlal eden kanunların kaldırılacağı konusundaki vaatlerine rağmen, yürürlükte kalmıştır.
Uluslararası insan hakları hukuku, cinsel kimlik hakkının da dahil olduğu kimlikleri korumaktadır. Yetişkinler arası rızaya dayalı mahrem cinsel faaliyet insan hakları hukuku tarafından korunmaktadır.
Davaya göre, eşcinselliği suç olarak düzenlemeyen Türkiye, Kıbrıs’ın kuzeyindeki insan haklarını korumak ve teşvik etmekle yükümlü olduğu için İngiliz koloni mirası bu yasayı savunmak durumundadır.
Dava, davacı aleyhinde dava açılacağı korkusuyla isimsiz bir şekilde dile getirilmiş, özel ve aile yaşamının söz konusu yasaların varlığıyla ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Davacı maruz kaldığı ayrımcılığın, insanlık dışı ve aşağılayıcı bir muameleye dönüştüğünü de iddia etmektedir.
Dava, başvuran kişinin yerine tüm dünyada hukuk yolu ile eşcinselliği suç kapsamından çıkarmayı amaçlayan uluslarası örgüt Human Dignity Trust (İnsan Onuru Vakfı) tarafından açılmıştır. İnsan Hakları avukatı ve Human Dignity Trust’ın başkanı Jonathan Cooper yaptığı açıklamasında şöyle dedi:
‘’Eşcinsel ilişkinin Kuzey Kıbrıs’ta suç olarak düzenlendiği gerçeği, uluslararası hukuku ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hükümlerini ihlal etmektedir.
Kimliklerin suç kabul edilmesi, insanları hukukun koruması dışına itmektedir. Bu sadece eşcinsel hakları ile ilgili bir sorun değildir, bu evrensel insan hakları ile ilgili bir sorundur. Dünyada 80’den fazla hukuk sistemi yani neredeyse ülkelerin yarısı, eşcinselliği suç olarak düzenlemektedir’’.
Dava, Kıbrıs’ın kuzeyindeki LGBT örgütü Homofobiye Karşi İnşisiyatif Derneği tarafından desteklenmektedir. Nigel Pleming QC öncülüğündeki yasal ekipte, avukat Öncel Polili ve Tom Mountford bulunmaktadır. Uluslararası hukuk firması Taylor Wessing LLP ise danışman avukatlık yapmak üzere davada yer almıştır.
Taylor Wessing LLP’de ortak olan Paul Callaghan’in yaptığı yorum şöyle:
‘Bu kadar önemli bir konuda, Human Dignity Trust ile birlikte gönüllü olarak çalışmaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu dava, uluslararası insan hakları hukukuna bir ihlali açığa çıkarmaktadır; hem yasal hem de manevi yükümlülüklerin hüküm sayesinde yerine getirilmesini diliyoruz’’.
Homofobiye Karşi İnisiyatif Derneği ise şunları ekledi:
‘’Yasayı düzeltmek için harcanan çabalarımız faydasız olmuş ve Kıbrıslı Türk yetkililer iyi niyetli olmak konusunda isteksiz davranmıştır. Yasayı değiştirmek için verilen sözlere rağmen, yetkililer bu eski yasa ile insanları yargılamaya devam etmektedir. Bu durum, Kıbrıslı Türkler yekililerin insan haklarını korumaya cesareti olmadığını açıkça gösteriyor.
Human Dignity Trust ile yaptığımız çalışmaların, uluslararası dayanışma için iyi bir örnek olmasından dolayı da mutluluk duyuyoruz’’.
1 Şubat tarihli haber:
“Kıbrıs’ın kuzeyi, Avrupa’da eşcinsel ilişkinin suç olarak düzenlendiği son bölge”
Avrupa Parlamentosu LGBT Hakları Intergrubu açıklaması şöyle:
Kıbrıs’ın kuzeyinde iki kişi ‘doğaya aykırı eylem’ iddiasıyla suçlanarak mahkeme önüne çıkarıldı. Kıbrıs’ın kuzeyi, Avrupa’da eşcinsel ilişkinin suç olarak düzenlendiği son bölge.
Eski Kıbrıslı Rum bakan Michael Sarris’in ve iki kişinin aynı nedenlerle Ekim 2011’de son derece görünür tutuklanması sonrasında, toplum lideri Derviş Eroğlu Ceza Yasası’nın değiştirileceğine dair söz vermişti.
Madde 171-173 halen eşcinsel ilişki için beş yıl ve ‘bu suçların’ işlenmesine teşebbüse de üç yıl hapis cezası öngörmektedir.
Ancak, Kıbrıslı Türk toplumundan kaynaklar önceki suçlamalardan dolayı cezaevinde bulunan iki kişinin ‘doğaya karşı eylem’ ile suçlandığını ve 29 Ocak’ta mahkemeye çıkarıldığını rapor ettiler. Bireylerin kendilerini temsil eden avukatları yoktu.
Avrupa Parlamentosu LGBT İntergrubu, Eroğlu’nun Ceza Yasası’nın 171-173 maddelerinin yürürlükten kaldırılmasına dair vermiş olduğu sözlerinin somut eylemlere dönüşmemesi dolayısı ile oldukça endişeli. AB parlamenteri Marina Yannakoudakis’e gönderdiği mektubunda Eroğlu ilgili yasaların düzenlenmesine yardımcı olacağı taahhüdünü vermişti. Toplumcu Demokrasi Partisi’nin meclis gündemine taşıdığı değişiklik önerisi ise hala yasa olarak düzenlenmedi.
Avrupa parlamenteri Eleni Theocharous, LGBT Intergrubu Kıbrıslı üyesi, “Vatandaşların sadece kendi cinsel yönelimleri dolayısı ile kovuşturulması, temel insan haklarının kabaca ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Kıbrıs’ın işgal bölgelerindeki Türkiye’ye bağımlı yönetimi, tutuklanan iki kişiyi serbest bırakmaya ve haklarında yürütülen hukuki süreci geri çekmeye çağırıyorum.” yorumunu yaptı.
Eleni Theocharous, “Avrupa Parlamentosunu ve uluslararası topluluğu Türkiye üzerine Kıbrıs sorununun çözümü yönünde baskı yapmaya, bu şekilde AB hukukunun adanın tamamında uygulanmasını sağlamaya çağırıyorum”.
AB parlamenteri, LGBT İntergrubu eş-başkanı Michael Cashman “Yürürlükteki Ceza Yasası insanların yaşamlarına zarar vermektedir ve Derviş Eroğlu’nun verdiği sözleri somut icraatlar takip etmelidir. Bireysel olarak kendisiyle, diğer liderlerle ve sivil toplum örgütleriyle buluşmak ve Avrupa’da keza dünyanın hiçbir yerinde yeri olmayan bu çağdışı yasanın yürürlükten kaldırılmasını cesaretlendirmek için Kıbrıs’a gideceğim.”
Michael Sarris Kıbrıs’ın güneyine geçerek kovuşturmadan kurtulmuş lakin Ekim 2011 tarihinde tutuklanan iki kişinin kovuşturması Kıbrıs’ın kuzeyinde hala devam ediyor.
Haberin orjinali:
http://www.lgbt-ep.eu/press-releases/two-more-arrests-for-homosexuality-in-the-north-of-cyprus/
- Yannakoudakis: Kuzey Kıbrıs’taki eşcinsel ilişkilerle ilgili son tutuklamaları kınadı
Kuzey Kıbrıs’taki eşcinsel ilişkiyi yasaklayan yasanın kaldırılması ile ilgili kampanya yürüten Avrupa Parlamentosu muhafazakar üyesi bugün adada “doğaya aykırı cinsel ilişki” dolayısıyla gerçekleşen tutuklamaları kınadı.
Avrupa Parlamentosu Londra milletvekili Marina Yannakoudakis Avrupa’da eşcinsel ilişkinin yasak olduğu son yer olan Kuzey Kıbrıs’taki yasanın kaldırılması için Kıbrıslı Türk lider Dr. Derviş Eroğlu ile bir süredir görüşmeler yapmaktaydı. Dr. Eroğlu’nun yasanın kanundan çıkarılması yönünde imza koyacağı konusunda verdiği garantiye rağmen Fasıl 154, 171. Madde kullanılarak tutuklamalar gerçekleştirilmeye devam etmektedir.
Son tutuklamalar 29 Ocak 2012’de Lefkoşa Merkezi Cezaevi’nde gerçekleşti. Biri Nijerya vatandaşı olan iki erkek tutuklu, ‘doğanın düzenine aykırı’ cinsi münasebet dolayısıyla tutuklandı. Bu son 8 ay içerisinde 171. Maddeye dayanarak gerçekleşen üçüncü tutuklamadır.
“Dr. Eroğlu bana Kuzey Kıbrıs’taki bu yasanın kaldırılacağı yönünde iki kez söz verdi. Şu ana kadar verdiği sözlere güvendim, ancak şimdi bu sözleri yapacağı icraatlarla desteklemesi gerekmektedir.”
“171. Madde altında gerçekleştirilen tutuklamaların acilen durdurulması ve geçtiğimiz ay tutuklanan şahısların da daha fazla gecikmeden hemen serbest bırakılması gerekmektedir. Toplumcu Demokrasi Partisi tarafından sunulan yasa önerisinin mecliste ivedilikle görüşülerek başka adli hataların gerçekleşmeyeceğinin garanti altına alınması ve Dr. Eroğlu’nun yasanın kaldırılması yönünde verdiği imza sözünü tutması gerekmektedir.”
“Aynı zamanda Kıbrıs’ta Türkçe yayınlanan ve en çok okunan gazete olan ‘Kıbrıs’ gazetesinin bu tutuklamaları yayınlama şekli de beni endişelendirmektedir. Gazete ilgili kişilerin isimlerini ve hatta fotoğraflarını yayınlamış ve tutuklamaları küçük düşürücü bir dille haber yapmıştır. Kuzey Kıbrıs’taki tüm yetişkinlerin yargılanma veya küçük düşürülme korkusu olmaksızın, hemcinsi veya karşı cinsle rızaya dayalı cinsel ilişki yaşayabilmesini sağlayabilmek için sadece yasaların değil, aynı zamanda bu konudaki tavırların da değişmesi gerekmektedir.
Marina Avrupa Parlamentosu Kıbrıslı Türkler ile Yüksek Seviyede Temas Grubu üyesidir.
Haberin orjinali:
Konu ile ilgili haber/yorum: