FİLELEFTEROS gazetesinin bugünkü ana haberi Kıbrıs sorunu. Gazeteye göre, Kıbrıs sorununda ortaya konan önerilerde olduğu gibi dış ilişkiler başlığında yakınlaşmalar da bir labirenti ve çok karmaşık süreçleri öngörüyor. Kıbrısrum tarafının “Genel Çözüm Çerçevesi” belgesinden de ortaya çıktığı gibi, dış ilişkiler tek uluslararası kimlik ilkesine dayanıyor. Aynı zamanda taraflar arasındaki anlaşmazlıkları gidermek için bir komisyonun kurulması ve oluşturucu devletlere uluslararası anlaşmaların uygulanmasını engellemek amacıyla Yüksek Mahkeme’ye başvuru hakkı öneriliyor. Buna paralel olarak, oluşturucu devletler sözleşmelerin kendi alanlarında uygulanmasında istisna isteyebilirler. Oluşturucu devletler ticaret ve kültür alanında kendi uluslararası anlaşmalarını da imzalayabilirler. Belgeden çıkan bir diğer unsur da, oluşturucu devletlerin kendi yetki alanlarında Birleşik Kıbrıs ile ilişkisi olan devletlerle ve uluslararası kuruluşlarla merkezi hükümetle anlaşarak dışişleri bakanlığı aracılığı ile anlaşma imzalayabilecekleri. Bu arada Kıbrısrum tarafının genel çözüm çerçevesiyle ilgili olarak iç cephede büyük bir kavga başladı.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
– Kıbrısrum tarafının çerçeve belgesinde çözüm sonrası Türk vatandaşlarının dört özgürlüğü konusunda Kıbrısrum tarafının ilkesel olarak anlaştığı görülüyor. Bu konuya muhalefet ile hükümet farklı yorumlar getiriyor. Bu haklar dört Yunanlıya bir Türk vatandaşı olarak uygulanacak. Muhalefet bunu kabul etmiyor. DİSİ Başkanı Nikos Anastasiadis bu konuda tavır açıklayan ilk lider oldu. Anastasiadis, Cumhurbaşkanı Hristofyas’ın Avrupa Birliği müktesebatı dışına çıkarak Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olmadan Türk vatandaşlarının adaya yerleşimi konusunda Talat ile anlaşmaya vardığını söyledi. Anastasiadis elinde bulunan bir belgenin Hristofyas ile Talat’ın 2010 yılında 80 milyon Türk vatandaşına dört özgürlük hakkı konusunda anlaşmaya vardıklarını gösterdiğini ifade etti. Anastasiadis’e göre bu uzlaşma Annan planın da gerisinde. Hükümet ise eleştirilerinde bulunan hem Anastasiadis’e, hem de diğer muhalefet partilerine yanıtında dörde bir oranına vurgu yaptı. Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu bunun tüm Türklerin adaya yerleşim hakları olacağı iddiasının dayanaksız olduğunu gösterdiğini söyledi. AKEL ise DİSi lideri Nikos Anastasiadis’ten elindeki çarpıtılmış olan belgeyi nereden aldığını açıklamasını istedi. AKEL Basın Sözcüsü Yorgos Lukaidis’e göre, bu belgede dört özgürlüğün uygulanması konusunda son paragraf eksik. Lukadis bu arada Yunanistan ve Türkiye vatandaşlarının çözüm sonrası adaya yerleşmeleri hakkı ile ilgili olarak var olan bazı düzenlemelerin Annan Planı’ndan çok daha iyi olduğu görüşünü de dile getirdi.
POLİTİS gazetesinin bugünkü ana haberi Aeroflot şirketinin Kıbrıs Hava Yolları’nı almak için ilgi göstermiş olması. Gazeteye göre, Kıbrıs Hava Yolları aracılığı ile Avrupa’ya arka kapıdan girmeyi isteyen bazı hava yollarlı şirketleri Kıbrıs’ta devlete ait olan Kıbrıs Hava Yolları’nı satın alma konusunda ilgilerini açıkça gösteriyorlar. Kıbrıs Hava Yolları’nın Nisan ayına kadar sıfır nakit alması bekleniyor. O zamana kadar Hava Yolları şirketinin sahibi olan devletin ortaklık hisse senetlerini en azından 30 milyon avro daha arttırması bekleniyor. Devlet buna paralel olarak, şirket için bir de eşit pay ödeyecek alıcı arayacak. Rusya’nın Aeroflot şirketinin Kıbrıs Hava Yolları’nı satın almak için ilgi gösterdiği biliniyor. Bu şirketin dışında AB üyesi olmayan ülkelerden daha başka şirketlerin de Kıbrıs Hava Yolları’na ilgi göstermesi bekleniyor. Lübnan’ın Middle East Airlines şirketi bunlardan biri. Kıbrıs Hava Yolları’nın Londra Hitrov hava alanındaki slot hakları ile bir Avrupa şirketi olarak Avrupa’nın diğer kentlerine uçuş hakkı bu ilgiyi arttırıyor. Bu arada Avrupa pazarına giriş için Kıbrıs Hava Yolları tek şirket konumunda değil. Portekiz Hava Yollarlı da satışa çıkarılmış durumda. Bu ve otuz milyon avroluk zarar da Kıbrıs Hava Yolları’nın aleyhine bir rekabet ortamı yaratıyor. Bu arada Kıbrıs Hava Yolları’nın satışında devletin bir koşulu da ekonomik ve diğer koşullardan bağımsız olarak bazı uçuşların her halükarda gerçekleştirilmeye devam edilmesinin istenmesi.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
– İşsizlik Sosyal Sigorta Fonları üzerinde ciddi bir baskı yaratmaya başladı. Çalışma Bakanı dün bazı veriler ortaya koyarak bunu doğruladı. Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre, 2011 yılında ödenen işsizlik parası 100 milyon avroya yaklaştı. Ülkede işsizliğin sürekli olarak artış göstermesi nedeniyle durum daha da vahim bir hale geliyor. 2010 yılında Sosyal Sigortalar’ın ödediği toplam işsizlik parası 85,5 milyon avroyken geçen yıl bu rakam %14,6 oranında artarak 98,3 milyon avroya ulaştı. Kayıtlı işsiz sayısının Ocak ayında 37 bini aşması bu yılın çok daha zor geçeceğini gösteriyor. Aralık ayında işsizlik parası için başvuruda bulunanların sayısı 29 bin 34’tü.
– İnşaat sektöründe grevden kaçınılması çok zor. Sektörde örgütlü işverenler dün işçi sendikalarına toplu sözleşmelerin yenilenmesi amacıyla diyalog için bir çağrıda bulundular. Buna karşı işçi sendikaları Çalışma Bakanlığı’nın arabulucu önerilerini işverenlerin kabul etmesinde ısrar ediyorlar. İşverenler örgütü ise bu arabulucu önerileri kabul etmelerinin olası olmadığını belirtiyor.
ALİTYA gazetesinin de bugünkü ana haberi Kıbrıs sorunu. Bugün ekonomi başlığı altında taraflar arasında varılan anlaşma metnini açıklayan gazeteye göre, Cumhurbaşkanı Hristofyas yeniden inşa konusunda Türklere “hediyeler” verdi. Federasyonun toplam gelirinin %6’sının öncelikli bölgeler için kalkınma olgularına verilmesini ve bunun da altıda beşinin Kıbrıstürk oluşturucu devletinde kullanılmasını kabul etti. Bu noktada da, taraflar arasında hangi konuda anlaşmaya varıldığından ziyade bu anlaşmanın referanduma gidecek olması sorun olacak. Bazı düşünceler ileri, yararlı ve adil olabilir ancak bunlara “evet” demesi için halkın ikna edilmesi sorunu ortaya çıkacak.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
– Avrupa’da elektriğin en yüksek fiyata satıldığı ülke Kıbrıs. Bunun temel nedeni de Kıbrıs’ın elektrik üretiminde hala petrol kullanmaya devam etmesi. Elektrik fiyatının %60’nı yakıt fiyatı belirliyor. Bu koşullarda 75 bin aile ekonomik sorunları nedeniyle elektrik faturalarını ödenmede zorlanıyor. Elektrik Kurumu’na göre son dönemlerde faturalarını gecikmeli olarak ödeyenlerin oranı arttı. %15–20 oranında bir tüketici grubu faturalarını gecikmeli ödüyor.
– DİSİ Başkanı Nikos Anastasiadis, Hristofyas ile Talat arasında 29 Ocak’ta varılan ve çözüm sonrası Türkiye vatandaşlarına dört özgürlük hakkı tanıyan anlaşmayı Kıbrıs’ın Türkleştirilmesi olarak değerlendirdi. Anastasiadis çözümden sonra 50 bin yerleşiğin kalmasının kabulünün dahi çok olduğunu ve bu rakamın tartışılması gerektiğini söyledikleri bir anda Avrupa müktesebatından sapmalarla Türk vatandaşlarına adada yerleşim hakkı tanınacağı görüşünü savundu.
HARAVGİ gazetesinin bugünkü ana haberi “DİSİ Başkanı yalan söylüyor” başlığı altında çözüm sonrası Türkiye vatandaşlarının Kıbrıs’ta dört özgürlük haklarıyla ilgili olarak başlayan tartışma. Gazeteye göre, DİSİ Başkanı Nikos Anastasiadis Kıbrıslıların temel özgürlüklerini belirleyen anlaşmadan 80 milyon Türkiye vatandaşına tanınacak haklarla Kıbrıs’ın Türkleşmesi tehlikesinin olacağını söylerken ya kaba bir yalan söylüyor, ya da en azından gerçeği çarpıtıyor. 29 Ocak belgesi Kıbrıs sorununun çözümü durumunda Kıbrıs vatandaşlarının tümü için dört özgürlüğü sağlıyor. Bunun yanı sıra Türkiye vatandaşlarının hatta bu ülke Avrupa Birliği’ne üye olduktan sonra dahi adaya yerleşmelerine sınır koyuyor. Bunun yanı sıra bu konuya ilişkin taraflar arasındaki yakınlaşma yerleşikler konusunda anlaşma koşuluna da bağlı. Hükümet ile AKEL, Anastasiadis’in iddialarını “dayanaksız ve keyfi” olarak değerlendirdi. Hatta AKEL Basın Sözcüsü Yorgos Lukaidis DİSi lideri Anastasiadis’in bu değerlendirmelerinde dayanak olarak kullandığı belgenin gerçekliği hakkında şüphe belirtti. AKEL Basın Sözcüsü’ne göre, bu belgenin son paragrafında konutta herhangi bir sınırlamanın Kıbrıslıların adanın tümünde serbest dolaşımını sınırlamayacağını, Kıbrıs vatandaşlarının Kıbrıs’ta istedikleri yerde kalabileceklerini, çalışabileceklerini, mesleklerini icra edebileceklerini, işletme açıp işletebileceklerini, her tür ekonomik faaliyete dâhil olabileceklerini öngördüğüne dikkat çekti. Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu da ilgili anlaşmanın Kıbrıslıların tümünün çözüm sonrası dört özgürlükle ilgili haklarını içerdiğini, Türkiye vatandaşlarına ise Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sonrası dahi dörde bir sınırlaması getirdiğini söyledi. Sözcüye göre, bu anlaşma Annan Planı’nın öngördüklerinden de daha olumlu. Hükümet Sözcüsü’ne göre, Annan Planı’nda Kıbrıslıların dört özgürlüğüne sınır getiriliyordu, bunda ise bu sınırlama yok. İkinci olarak Annan Planı Türkiye vatandaşlarının adaya yerleşimi konusunda 19 yıllık bir süre için sınır koyuyordu bunda ise bu sınırlama kalıcı. Üçüncü olarak Annan Planı’nda Yunan ve Türk vatandaşlarında demografik oran Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin nüfuslarının %5’i ile sınırlanması öngörülüyordu, şimdi ise rakamsal olarak sıkı bir “dörde bir” oranı öngörülüyor. Dördüncü olarak dörde bir oranı vatandaşlıkta da geçerli olacak. Annan Planı’nda ise Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin nüfusuna göre %5’lik oran rakamsal olarak değişken ve hareketliydi, çünkü Türkiye vatandaşları yedi yıl ikamet sonrası vatandaşlık hakkına sahip olacaktı. Beşinci olarak da dörde bir oranı çalışma izinlerinde de geçerli ve bu da bir sınırlamayı içeriyor. Yani Türkiye vatandaşların adada çalışma hakkı sınırsız olmayacak ve bunun için somut bazı süreçler gerekecek. Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu’ya göre, tüm bunların da bir çözüm durumunda büyük bir önemi olacak.