KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel yaptığı yazılı açıklamada, 10 Şubat, Cuma günü Girne’de başlayan Gençlik Çalıştayına öğretmen sendikaları ve birçok demokratik kurumun çağrılmadığını belirtilerek; UBP hükümetini Türkiye’nin AK Parti Hükümetinin söylediklerini uygulamakla suçladı.
Konu ile ilgili açıklama şöyle:
Ülkemiz ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel olarak istila edilip, yağmalanırken, gençlik işsizliğe, gelecek kaygısına itilirken, göstermelik olarak gençliğe değer veriliyormuş görüntüsü ile KKTC-TC ortak gençlik çalıştayı düzenlenmiştir.
Son yapılan sözde gençlik çalıştayına Öğretmen Sendikaları ve birçok demokratik kurum çağrılmamıştır. Bu ülkenin Yüksek Öğrenimden sorumlu olan kurumu YÖDAK içeriği net olarak açıklanmayan işbirliği protokollerinin imzalanmasına hiç karıştırılmamıştır. Yağma, peşkeş, dönüştürme politikaları topluma ballandıra, ballandıra anlatılarak, protokoller imzalanarak, düzmece çalıştaylar yapılarak Kıbrıs Türk Toplumu yokoluşa sürüklenmektedir.
Eğitimde hiç bir sorunu çözme başarısı gösteremeyen, okul yapma yerine, okul arazilerini dağıtan, müfredat programlarını değiştiren, kuran kursları, külliye, cami yapımları ile okulları yavaş yavaş tarikat yuvaları haline getirmeye başlayan sn. Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı göstermelik, hedefi belli çalıştaylar yapmaktadır. Aldığı talimatları en iyi uygulayan bakan görüntüsü vermeye çalışarak, koltuğunu korumayı hedeflemektedir. Her ay ülkemize bir AKP’li bakan davet ederek ve Eğitim bütçesinden de masraflarını karşılayarak koluğa bağımlılığını vurgulamaktadır.
Türkiyede artık gizlisi saklısı kalmayan şekilde ilkokul öğrencileri Diyanet İşleri Başkanlığı vasıtasıyle umre ziyaretlerine götürülmekte, müfredatlar değiştirilmekte, imam hatipler orta ve ilkokula indirilsin diye sekiz yıllık kesintisiz eğitim bitirilmeye çalışılmakta, üniversiteye giriş katsayıları imam hatiplilere yarasın diye ortadan kaldırılmakta, ilkokulda turban takan çocuklar tarikatlerce ödüllendirilmektedir. Hızlı bir şekilde çağdaş, akla ve bilime uygun eğitim bitirilmek için yoğun bir kampanya başlatılmıştır. Bu arada devletin üst kurumları bu durumu gizlemek için yeniden şekillendirilmektedir. Halkın parasını Din İstismarlığı yaparak toplayan, kamusal alanları yağmalayan ve devlet eliyle kredilendiren Yeşil Sermaye de Yurt, Külliye, Cami, İş Merkezleri yaparak tam da halkı kendine bağlayacak ekonomik alt yapıyı oluşturmaktadır. Fakirleştirilen, mülksüzleştiren, işsizleştirilen, çaresizleştirilen geniş kesimler sömürü düzeni ile elde edilen paralarla etki altına alınmaktadır. Özeleştirme, Yağmalama politikaları sayesinde beslenen tarikatçı yeşil sermaye çaresiz, acz içindeki fakir topoluma cemmat dayanışmasın sunarak, ölmeyecek kadar besleyerek, bu dünyada değil ama ahirette mutluluk arayan itatkar toplum yaratmak için uğraşmaktadır.
Kıbrısın Kuzeyine gazinoları, gece kulüplerini, kumarı, bet ofislerini getiren, çeveryi, kamusal alanları yağmalayan, polis devleti yaratarak her fırsatta halkına şiddet uygulayan, Kıbrısta çözüm-barış umutlarını tüketen AKP ve bu politikaların şu andaki uygulayıcısı UBP hükümetlerinin maskesi düşmüştür. Geniş kesimleri sömüren, yok eden bu yapı ve bu politikalara karşı birlikte mücadele etme zamanı gelmiştir.