Her şeyin, her işin sağlıklı bir sonuca ulaşması için niyet önemlidir,
Herhangi bir konunun, herhangi bir sorunun çözümünde de niyet çok önemlidir,
Niyet meselesindeki pozitif veya negatif tavır sözde değil uygulamada anlaşılır,
Bireylerin veya bireylerin oluşturduğu kurumların niyetleri de sorunların çözümü, kitlelerin mutluluğu veya mutsuzluğuna etken teşkil eder,
Dolayısı ile insan mutluluğunu ön planda tutan Yönetimlerin toplumlarına karşı niyetleri genelde pozitif yönde olmaktadır,
Tam aksine sorunların çözülmemesi Yönetim erkini elinde tutan mekanizmaların menfaatine ise niyetler hep negatif yönde olmaktadır,
Bu çerçevede Kıbrıs sorununda gelinen son duruma baktığımızda, soruna çözüm bulmak için yola çıkanların hiç de iyi niyetli olduğunu görmüyoruz,
Yarım asırdır, soruna çözüm bulmak amacı ile görüşmeler sürdürülmektedir,
Ama gel gör ki hala soruna bir çözüm bulunamadı,
Gün geçtikçe de çözüm ihtimalleri azalmaktadır,
Sürdürülmekte olan görüşmelerde, önümüzdeki aylarda bir gelişme bekleyebilir miyiz, niyet meselesine baktığımız zaman mümkün görülmemektedir,
Son zamanlarda, toplumun belli kesimlerinde, sorunun gelip tıkanmasının nedeni, görüşme sürecinde uygulanan yöntemin yanlış olduğu yönünde görüşler oluşmuştur,
Yani, bugüne kadar ne deniliyordu: Her konuda andlaşma sağlanmadan, hiçbir konuda anlaşılmış sayılmaz.
Peki, her konuda andlaşma sağlanması mümkün değil miydi?
Yarım asır sürdürülen görüşmelerde mümkün değil miydi?
Ben inanmıyorum. Niyet meselesi.
Eğer bir işi bir sonuca bağlamakta niyet etmişseniz, bitirirsiniz,
Yok eğer niyetiniz yoksa, binbir dereden su getirir sorunun uzamasını sağlarsınız,
Kıbrıs sorununda da taraflar hiçbir zaman niyetli olmadılar,
Perde önünde zaman zaman andlaşma istediklerini söyleyerek şov yapmaya çalıştılar ama gerçekte, perde gerisinde, hiç niyetli olmadılar,
Şimdi yöntem değişikliği önerseniz, yine bu yöntem değişikliği üzerinde oynamaya başlayacaklar,
Çünkü adamların niyeti yok… Hiç pozitif düşünmüyorlar.
Niyetleri olsa iş başka olurdu,
Niyet olduktan sonra çok kısa zamanda da sorunun tümü üzerinde andlaşma sağlanabilir,
Nitekim 1991 yılında YKP- ADİSOK ortak çalışması ile her konuda bir andlaşma sağlanabileceğini kanıtladı. 3-4 gün içerisinde iki parti heyeti, Kıbrıs sorununun her konusunda andlaşarak bunu kamuoyuna açıkladı.
3-4 gün içinde nasıl olur bu demeyin, niyet olduktan sonra olur.
Bir sorunu çözme niyeti ile görüşme yaparsan çözersin,
Yarım asırdır sürdürülen görüşme sürecinde andlaştıkları, eğer varsa, konuları uygulamaya koyarlardı,
Ve aslında, her konuda andlaşmaya varılmadan, hiçbir konuda andlaşma yoktur, anlayışı bir yerde bizi bugünlere getirdi,
Oysa andlaştıkları konuları uygulamaya koysalar, bugün çok daha iyi bir durumda olunurdu,
Yani parça parça uygulama yöntemi ile nihai çözüme gitmek daha erken olabilirdi,
Tabii burada da yine o niyet meselesi ortaya çıkmaktadır,
Buna rağmen önümüzdeki devrede sanırım bu yönde girişim başlatılmasında yarar vardır,
Niyetleri olmayan taraflar buna nasıl yaklaşırlar bilinmez ama olumlu yaklaşacaklarını bekleyemeyiz,
Çünkü üzerinde anlaşılan bazı konuların uygulamaya sokulması işlerine gelmeyebilir,
Ama toplumların önüne bunu koymak da gerekir,
Yıllar önce, biz, pratik uygulanabilir hususları gündeme getirdik,
Karşılıklı ticaretin geliştirilmesi,
Tarafların elektrik alışverişi, telefon hatlarının birleştirilmesi,
Maraşın yerleşime açılarak iş olanaklarının artırılması,
Tarihi eserlerin restorasyonu,
Yol ikaz levhalarında Türkçe- Rumca dilinin kullanılması,
Köy isimlerinin aynı şekilde Türkçe- Rumca dilinin kullanılması,
Şovenizm kokan gösteri, bayrak ve bunu gibi hususların azaltılması,
Kıbrıs cumhuriyeti dairelerine Türklerin istihdamı,
Ve daha pek çok pratik uygulanabilir hususlar sayabiliriz,
Bütün bu parça parça uygulamalar her iki toplumda da kaybolan güvenin ve birlikte yaşama isteğinin artmasına neden olacaktı,
Birlikte yaşam için güven çok önemlidir,
Bu güven de bu şekilde sağlanabilir, bu gün çok daha ileri bir noktada olunabilirdi,
Bunlar bugüne kadar yapılmadı, bundan sonra yapılır mı diye sorarsanız ben yine de niyet meselesi derim,
Niyet meselesi ama baskı yaparak bu niyeti mümkün olduğunca pozitif bir anlayışa dönüştürmek iççin de üzerinde anlaşılan hususların uygulamaya konmasını isteyelim.