19 örgütün oluşturduğu “8 Mart Organizasyon Komitesi” basın toplantısı düzenleyerek eylem ve etkinlikleriyle ilgili bilgi verdi.
KTOEÖS Lokali’nde yer alan basın toplantısında Komite adına konuşan Mine Kanol, kadınların kamusal ve özel alanda uğradığı eşitsizlikler ile sosyal ve politik alanda yaşadığı sorunların devam ettiği görüşünü ortaya koyarak, “8 Mart’ta yine sokakta olacağız ve toplumsal cinsiyet eşitliği talebimizi bir kere daha haykıracağız” dedi.
“8 MART YÜRÜYÜŞÜ”
“Kadınlar, her geçen gün daha kötü yaşam koşullarına mahkum edilmek isteniyor ancak biz buna artık yeter diyoruz” diyen Kanol, bu çerçevede, 8 Mart Perşembe günü saat 16.00’da Dereboyu Pronto önü; saat 17.00’de ise Meclis-Elçilik önünden Selimiye Meydanı’na yürüyüş gerçekleştireceklerini açıkladı.
Kanol, saat 18.00’den itibaren ise Selimiye Meydanı’nda konserler, konuşmalar, şiirler ve slayt gösterileri gibi etkinliklerin yer alacağını; “Sesini al da gel” sloganıyla yapılacak bu etkinlikte katılımcıların kendi sözlerini söyleyebileceği bir de serbest mikrofon olacağını kaydetti. Kanol, “duyarlı örgütleri ve başta kadınlar olmak üzere tüm halkı” etkinliklere katılmaya çağırdı.
Kanol, komitedeki örgütlerin ayrıca, Mart ayı boyunca panel, konferans, film gösterimi, sergi gibi çeşitli etkinlikler de gerçekleştireceklerini kaydetti.
ORTAK BASIN TOPLANTISI METNİ
Baraka, Basın-Sen, Belediye Emekçileri Sendikası, DAÜ Bir-Sen, DAÜ-Sen, Dev-İş, Feminist Atölye, Has-Der Gençlik Klubü, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, KTAMS, KTOEÖS, KTÖS, Managment Centre, Mec-Sen, POST Araştırma Enstitüsü, Sınırı Aşan Eller, TDP Kadın Örgütü, Yurtsever Kadınlar Birliği, YKP-fem’den oluşan 8 Mart Organizasyon Komitesi’nin ortak açıklaması şöyle:
Bugün burada, 8 Mart Perşembe günü yapacağımız Dünya Emekçi Kadınlar Günü eylem ve etkinliklerimizi, sizlerin aracılığıyla kamuoyuna duyurmak, halkımızı ve toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı tüm örgütleri yürüyüşümüze ve etkinliklerimize katılmaya davet etmek için toplandık.
Bu yıl da, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, 8 Mart’ta yine sokakta olacağız ve toplumsal cinsiyet eşitliği talebimizi bir kez daha haykıracağız. On dokuz örgüte varan birliktelikle ve kitlesel bir katılımla gerçekleştireceğimiz 8 Mart yürüyüşümüz, ne iyi ki, her geçen yıl büyümekte ve gelenekselleşmekte. Böylelikle taleplerimiz biraz daha görünür, sesimiz biraz daha duyulur olmakta. Ancak kadınların kamusal ve özel alanda uğradığı eşitsizlikler, sosyal ve politik alanda yaşadığı sorunlar tüm yakıcılığıyla devam ediyor.
21. yüzyılda hala daha kadınların iş yaşamında ayrımcılığa maruz kaldığı, hamile olduğu için işten atıldığı, elinin hamuruyla belli mevkilere yakıştırılamadığı bir ülkede yaşıyoruz. Üstüne üstlük son dönemlerde hız kazanan neo-liberal politikalarla çalışma koşulları geriye gitmekte, sendikasızlaşma ve güvencesizleşme yaygınlaşmaktadır. TC’den dayatılan ve işbirlikçi hükümetlerin kendi halkını hiçe sayarak boyun eğdiği özelleştirmeler, kadınları yoksullaştırmaktadır. Temel yaşamsal ihtiyaçlara yapılan zamlar, asgari ücretin artmaması, özel sektör çalışanlarının uzun çalışma saatleri gibi etkenler de kadınların omuzlarındaki yükü artırırken yaşam standardını önemli ölçüde düşürmektedir. Sağlık, eğitim, enerji gibi halkın haklarının piyasaya açılması ise toplumsal rolleri gereği en çok kadınları perişan etmektedir.
Şiddet, taciz ve tecavüz olayları pek çok kadını ve aslında tüm toplumu mağdur ederken devlet, kadınların yardım alabileceği nitelikli kurumları oluşturmamaktadır. Kadınların baskılarıyla yapılan yasal düzenlemeler kağıt üzerinde kalmakta, etkisiz yetkililerimizin toplumsal yaşamı dönüştürme noktasında hiçbir girişimi olmamaktadır.
Hayatı yeniden üreten ev içi kadın emeğinin yok sayıldığı, ev kadınlarının sosyal haklardan yoksun bırakıldığı ülkemizde, cinsiyet ayrımcılığını iliklerimize kadar hissetmekteyiz. Üst yönetim kadrolarımız ve siyasal temsiliyetimiz, hem feminist fikirlerden hem de fiziksel olarak kadın temsiliyetinden yoksundur; ataerkil ve militarist söylemler ön plandadır.
AKP hükümetinin, ülkemizdeki kültürel dokuya; inanç ve vicdan özgürlüklerine saygısızca yaptığı müdahalelerle, yapay bir şekilde müslümanlaştırılmaya ve sünnileştirilmeye çalışılıyoruz. Kadının özgürleşmesinin önündeki engellere bir yenisi daha eklenerek toplumumuzda din baskısı yaratılmasının koşulları hazırlanıyor. Kadın sığınma evlerimiz yokken şehirlerimize külliyeler, camiler inşa ediliyor.
Ülkemizin en güzel doğal alanlarının elektirik direkleriyle, otellerle kirletildiği yetmiyormuş gibi şimdi de başımızda petrol karası bulutlar dolaşıyor. Kadınların geleneksel bilgileriyle eko-turizim ve eko-tarım yaptığı bölgelerimiz petrol dolum teisislerine teslim ediliyor.
Milliyetçi ve barıştan uzak söylemlerle ülkemizdeki halklar birbirinden uzaklaştırılmaya, düşmanlaştırılmaya çalışılıyor.
Kısacası kadınlar her geçen gün daha kötü yaşam koşullarına mahkum edilmek isteniyor. Ancak biz buna “artık yeter” diyoruz!
Bizler, zenginin fakire, erkeğin kadına, heteroseksüelin diğer cinsel yönelimlere, insanın doğaya, çoğunluğun azınlığa hükmetmediği eşit ve özgür bir dünya için 8 Mart’ta sokakta olacağız.
Bizler, özelleştirmelere, dinsel gericiliğe ve ülkemizin peşkeş çekilmesine karşı mücadelemizi yükseltmek için yürüyeceğiz.
Bizler, toplumsal eşitsizliğe maruz kalan kadınlar ve LGBTTQ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transgender, Transeksüel ve Queer) bireyler olarak sesimizin çeşitliliğinin duyulduğu ve haklarımızı adilce icra edebileceğimiz bir yaşam talebini haykıracağız.
Bizler, ülkemizin yüz karası gece kulüplerindeki insan hakları ihlallerini kınamak ve yetkilileri derhal bu mekanları kapatmaya çağırmak için haykıracağız.
Bizler, milliyetçiliğin ve nefret söyleminin her türlüsünü kınayarak, kadınların barış istediğini ve çözümün öznesi olduğunu vurgulayacağız.
Hedefimiz; eşit ve özgür bir ülke, cinsiyet ayrımcılığının olmadığı bir dünya yaratabilmektir.
Bu amaçla, duyarlı tüm örgütleri ve başta kadınlar olmak üzere tüm halkımızı 8 Mart Perşembe günü saat 16.00’da Dereboyu Pronto önüne ve 17.00’de Meclis-Elçilik önüne gelmeye ve yürüyüşümüze katılmaya çağırıyoruz.
Yürüyüşümüz Selimiye Meydanı’nda tamamlanacak ve saat 18.00’den itbaren Selimiye Meydanı’nda konserler, konuşmalar, şiirler ve slayt gösterileri gibi etkinliklerimiz yer alacaktır. “Sesini al da gel” sloganıyla yaptığımız etkinlikte bir de serbest mikrofonumuz olacak ve katılımcılar kendi sözlerini söyleme imkanına sahip olacaklardır.
8 Mart yürüyüşümüz dışında, Organizasyon Komitesi’ndeki örgütlerin Mart ayı boyunca panel, konferans, film gösterimi, sergi gibi çeşitli etkinlikleri de olacaktır.