Ateşi şimdilik düşmüş gibi görünen bürokrasideki zıtlaşma/çatışma; devletin organları arasındaki güç çatışması olarak gösterilmeye çalışılsa da, Gülen Örgütlenmesinin geldiği yerden kendisine yeni aktarma olayıdır.
Bugün AKP’nin almış olduğu oy ve İslami toplulukların/cemaatlerin pratikleri sonuçlarına baktığımız zaman, AKP, cemaatler ittifakının pratik sonucudur, bugün.
Referandum ve arkasından yapılan genel seçimlerin sonuçları, askeri ve yargı vesayetinin egemenliğini sona erdirdikten sonra, iktidardaki odaklar güç sınama sürecine girmişti.
Gülen cemaati her ne kadar cemaat, topluluk anlamında anlatılmaya çalışılsa da, durum bu değildir.
Siyasal akımlar tüm ilişkileri ile platformdurlar. Onların bu halini ilişkiler toplamı olarak ele aldığımız zaman, ilişkiler toplamının iç düzenlemesini gözden kaçırmış oluruz. İlişkiler toplamına yön veren ve yol yürümelerine planlamalar yapan, kolektif enerjiyi harekete geçiren, cemaatin iç örgütlenmesidir. Bu anlamıyla Gülen Cemaati sıradan, düz bir cemaat değildir. O; platform/cemaat kozası içerisinde kendi iç örgütlenmesini sağlamış siyasal İslami bir harekettir. Bu hali onu diğer cemaatlerden ayırdığı gibi, yapısının örgütlülük hali de ona bu yapılar içerisinde farklı bir konum sağlamaktadır.
Gülen örgütlenmesi, emniyet ve yargı içerisindeki etkinlik hali ile siyasal operasyonlarda öne çıkarken, aynı zamanda yeni bir sürecin başlama vuruşunu da yapmak istiyordu.
AKP ile birliktelik halinde askeri ve yargı vesayetine karşı ortak bir duruş sergilerken, son genel seçimlerle birlikte eski yapılanmalarda büyük kırılmalar ortaya çıkarken, yaratılırken; bu sürecin yeni egemenleri olmaları ile birlikte gözler içe dönmeye başlamıştı.
Hiçbir siyasi örgüt, kendisine iktidar hedefi koymadan uzun süre varlığını devam ettiremez. Dolayısıyla da, Gülen cemaati ve örgütlenmesi de kendisine bu hedeflerden uzak tutamaz. Ortak paydaları siyasal İslam karakterinde olmaları, onların iktidardan pay almak, güç almak, güç olmak mücadelesin dışına düşürmez.
Devlet politikaları haline getirilen katalog suçlar ve bunlara yönelik operasyonlar, beraberinde devlette güç olma imkanlarını da getirmiştir. Cemaat ittifaklarının, AKP hükümetinin siyaset olarak yol almalarında ortaya çıkan farklılıkların çatışması olarak çıkan/çıkarılan kriz, tamamen iktidar odağında ağırlık talebidir. Bu imkanlar; Gülen örgütlenmesinin emniyet ve yargıdaki etkinliğinden dolayı, yaptıkları operasyonlarda göreceli bağımsız olmaları sağlamaktadır.
Ne zaman ki, onların bu güçleri kendilerini sürekli ileriye taşıyarak Erdoğan politikalarına ve pratiklerine karşı hale geldi, çatışma kaçınılmaz oldu.
Yaşananlar bu durumun sonucuydu. Nihayetinde, Erdoğan gelinen noktada yapmış olduğu kanun düzenlemeleri ve tayinler ile atamalarla bu sürecin egemeni olduğunu ifade etmiş oldu.
Gülen hareketince közlenmeye bırakılan bu harlanma, sadece geçici bir geri çekilme olduğu anlamını da içinde taşımaktadır.
Oyunun sadece birinci raundu bitmiş haldedir. Sırada diğer rauntlar beklemektedir.