KTÖS Yürütme Kurulu adına Uğur Erilen tarafından yapılan yazılı açıklamayla Özelleştirme Yasası eleştirildi ve ‘entegrasyona hayır’ dendi. Açıklama şöyle:
Adamızın kuzeyinde oluşturulan kukla rejimin en katmerli bekçilerinden olan UBP hükümeti Ankara uşaklığına sorunsuz devam edebilmek için Kıbrıslı Türklerin varlığını kültürünü her şeyini kaybetmesine aracı olmaya devam etmektedir. Kurulduğu günden günümüze kadar pek çok kez hükümet görevinde bulunan UBP, talan, yağma, vurgun ve TC’ye uşaklık yapmaktan başka hiçbir icraatta bulunmamıştır. İçinden geçtiğimiz son dönemde Ankara’nın talimatıyla Kıbrıslı Türklere son yok edici darbeyi vurma misyonunu üstlenen UBP, Ülkemizin tüm özkaynaklarının ve varlıklarının TC sermayesine peşkeş çekilmesine olanak sağlanması için gerekli düzenleme olan “Özelleştirme Yasası”nı geçirmiştir.
Yıllardan beridir gelmiş geçmiş tüm Ankara hükümetleri adamızın kuzeyini Türkiye’ye entegre etmeye olanak sağlayacak entegrasyon politikalarını buradaki işbirlikçileri aracılığıyla uygulamaya koymaya çalışmaktadır.1974 sonrasında adamıza kontrolsuz olarak aktarılan yüz binlerce kişilik nüfusa ek olarak 80 li yıllardan beri her birkaç yılda bir gündeme getirilen “ekonomik paket” safsataları ve buna bağlı olarak yaratılan TC’ye bağımlı ekonomik sistem yine birkaç yılda bir toplumun gündemine atılan uyduruk su projeleri , yeni yapılan bir anayolun bir yıl içinde üç kez TC makamları tarafından açılışının yapılması ile gece kulübü, kumarhane, imam hatip lisesi, ilahiyat fakültesi, külliye gibi Kıbrıslı Türklerin ihtiyacı ve ilgisi dışında kalan yapıların baskıyla insanların hayatına sokulmaya çalışılması ve son olarak çalışanlara,emeklilere dayatılan maaş politikaları ile temel ihtiyaçlara her gün uygulanan zamlar aslında entegrasyon sürecinin parçalarından bazılarıdır.
Sendikamız kurulduğu günden bu yana ülkemizdeki kukla yapıda hangi “hükümet”olursa olsun sözünü söylemekten geri durmamıştır. Toplum büyük bir korku ve sindirilmişlik psikolojisi içindeyken “Ankara ne paranı ne paketini ne de memurlarını istemiyoruz” sloganını açık yüreklilikle ortaya koymuş ve aslında ülkemizin bugün içinden geçtiğimiz durumun tehlikesini yıllar öncesinden halkımızın dikkatine getirmeye çalışmıştır.
Toplumumuz içinden geçtiğimiz bu dönemde de büyük bir korku ve sindirilmişlik içinde bulunmaktadır. Sendikamız ülkemizde yaşanan temel sorunun Kıbrıs Sorunu ve buna dayalı olarak bağımsızlık sorunu olduğunu ve bağımsızlığın korku ve sindirilmişlik psikolojisiyle kazanılacak bir olgu olmadığını vurgulamaktadır. Bununla birlikte Ankara hükümetine ve buradaki yerli işbirlikçilerine açık ve net olarak belirtmek isteriz ki halkımız artık patlama noktasındadır bıçak kemiğe çoktan dayanmıştır ve bizlere bu dayatılmaya çalışılanların yaratacağı travmaya bağlı olarak ülkede oluşması muhtemel olan şeylerin sorumlusu ne halkımız ne de sivil toplum örgütleri değil, sadece sizler olacaktır.