İçsel olarak iyice silikleşen poletikalarla, saçmalıkların prim yaptığı, yalanalrın uçuşup hamasetlerle bezenen dünyamızda her konuda uyzaklaşma yaşanırken, dünya yerinde durmuyor. Genel Kapitalist kriden tutun iyice ısınıp yangınlarla yayılan Orta doğu yeniden yapılanma hareketelri bizi kavurmaya yakın olmaktadır. Ancak ister Avrupa kriz rüzgarı, ister Orta doğu olayları ve isterse yeniden ilhak üretme piyasal din oluşumu bizde yaşansın,n şu kendi kendimizi aldatarak pay alma dünyamız hala kırılamadı. Dahası herkese göre konuşup davranış yaparak pay alma veya ağlama sonucu kimin nerde olduğunu da zaman zaman anlamaktan uzaklaştırk. Ancak yine de gerçek şudur: Sistemin genelinden tek tek ülkelerde oldukça sarsıcı gelişmeler yaşanmaya devam ediliyor.
Avrupada son yılarlın önemli Ekonomik krizi daldan dala atlayarak devam ediyor. Sistem hala Neoliberal siaysal duruşla aşma nedeniyle, yine bildik ırkçılık artışı ve krizlerin devamı sürüyor. Bunu zaman zaman yapılan seçimlerdeki taplolardan tutun her gün daha bir elden alınan insani haklar paketlerinde yaşanarak kendini hisetiriyor.Son Fransız seçimleri bundan dolayı oldukça konuşuluyor. Çünkü Fransanın çok yönlü yapısal gerçeği, Neoliebral geçiş süreci ve kriz deyerlerle yapılan seçimde karşımıza ilginç gerçek Fransa çıktı: Yalnız çoğu şu yanlışı hep yapıyor: Sadece sayısal rakamlarla ve içi boş siaysal deyerelrle konuşuyorlar. Örnek olarak, Zaten genelde Sağ artık ırkçı olguları özelikle Yabancı düşmanlıkları savunuyorlar. Fransada Sarkozi ve Lopen arasında ırkçılık buluşması çoktan oldu. Fakat çoğu adı yorumcu olan kesim hala artık yerleşen gerçek ırkçılık olguları hala sanki farklıymış gibi “aşırı sağ ve liberal sağ” diye ayırıyorlar. Oysa bunlar zaten çoktan buluştu.
Fransa seçimlerinde bir yanda sistemsel kayışlarla oluşan sağ taplolar oluşurken, direnç ve Anti Neoliberal sınıfsal çıkış nedeniyle ilk kez Sol kesimde iyi oy aldı. Fakat Kapitalist yorumcular hala doğal sosyal siayset söyleyenleri dahi “aşırı sol” diye söylemekten geri kalmadı. Şimdi ikinci turla merak edilen şudur; Bir yanda sağın Faşist derylerle buluştuğu, Neoliberal kurumsal geçişin sancılar bir yanda olur, sınıfsal tepki solda şekilenirken, arada sıkışan ve kazanması beklenen Sosyalist aday, Sağa kayacakmı; Yoksa Solamı açılacak: Bu gelişme önemli AB ülkesi Fransada etkisi çok olacak. Helle ayni tarihlerde Yunanistanda da yapılacak seçim sonuçları alınacak deyişken unsurlar sonucu, AB içinde yeni siaysal eksen oluşma ihdimali vardır.
Orta doğuda ise “Bahar” adıyla sıcak gelişmeler şimdi daha bir yangınla kaoslaştı. Deyim yerindeyse; Çöl kum fırtınası sorası kavurucu sıcaklarla etraf kaynıyor. Ama şu bahar denilen deyil çöl sıcakları ve kum fırtınaları arasında yol bulma uğraşı vardır. Herkes Suriyeye odaklanır, Emperyalist çevreler Suriyeden irana durmadan baskı anbargoları kararlrı alır, Türkiyeyi Suriyeye israili irana hazrılarken, Baharın geldiği denilen ülkelerde oldukça ters mesaj veriyor. Örnek; Mısırda daha ilk devlet başkanlık seçiminde ordu vetolarla bazı kişileri yasakladı. Lipyada nelerin olduğu pek konuşturulmaz: Demokrasi denirken, bunun finansörleri Katar ve Sudielri pek konuşan yoktur. Helle şu Bahreyn oldukça sırıtıyor: Hafta sonu herkes Suriyeye ders irana baskı yapmaya çalışırken, Bahreynde bir yanda tankların korumasında Formila Grantisi yapılırken, halkın tepkileri ve demokrasi istençleri dikate alınmadı. Çünkü herhalde Bahreyn halkı arap şehlerinin dolarları ve Amerikan tekellerinin çıkarlarından destek alamadılar. Suriye için gönderilmesi söylenen tanklar, Bahreynde halkı ezme ve göstermelik reklamlı Grantinin yapılmasını korumak için görev alıyordu.
Anımsayanlar şimdi bilecek; Zaman zaman Orta doğu olaylarını yazarken ayar ile Devrimin farkını hep vurguladık. Birde şunu uyarı dikati olarak yazdım: “Kürt kartına dikat”. Nitekim Türkiye Suriye işdahında ıraklar mezhepsel gerilime direk oynarken, Amerikan Füze radarını ülkesine konumlatırıp resmen iran karşıtına oturtulurken, birden Barzani piyasada iyice reklamlaştı. Önce Bağımsız devletden söz etti; Şimdi de Türkiyeye gelip Erdoğanla görüştü: Kendi Kürtleriyle konuşmayan, daha dün hep Kuzey ıraktan bağımsız olurmu endişesinde olan AKP birden kendini Barzaniyle yan yana buldu.
Tabi Barzeni sadece Türkiyeye gelmedi; Suiriyeli Kürtlere de uyarılar yaptı: Özelikle kendileri gibi davranmalrını söyledi: Süriyeli Kürtler ise hala sistemin istediği muhaliflerin yanında yer almadılar. BDP ise Amerikaya gitti: Dahası Amerikan Dışişleri bakanı Kuzey İrlanda örneği ile Türkiyedeki Kürtlere mesaj veriyordu. İranlı Kürt hareketleri ise oldukça çelişkili konumda oluyor. Bunlar hepsi bir araya gelince ve özelikle Amerikancı olduğu çoktan bilinen Mesut Barzani hareketi ve temasları oldukça ilgili siaysal kartın giderek çekmeceden çıktığını anlıyoruz. Buna ek olarak Orta doğu Projesindeki Kürt olayı ile AKP İsrail eksenini de düşünürsek, oldukça olayları dikatli izlemek şartır. Helle hakikaten bu kartın da Orta doğu bataklığına sokulacaksa, tavsiyeler ayarlar ve gerilimlerin olacağı belli: Konuyu iyi okumak gerekir.
Kısaca; Bu hafta şöylesine bizi direk etkileyen Avrupa, Orta doğu ve bu kazanda iyice sokulan Kürt konusunda birkaç söz yazdım: ONutmayın; Fransa seçimleri sola kayışla AB içi Neoliebraleşmeye bir anlamda sorun yaratırken, oynanan Orta doğu ayarında Kürt kartı ısınıyor. Bakalım gelişen zaman bize neleri tanıklaştıracak: