DAÜ BİR-SEN Genel Sekreter Tezel Baykent imzası ile yayınlanan açıklama şöyle:
Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde (DAÜ) 23 Mart günü meydana gelen olayda DAÜ BİR-SEN (Doğu Akdeniz Üniversitesi Birlik ve Dayanışma Sendikası) Başkanı Tevfik Yoldaş’a fiziki saldırıda bulunan üniversitenin Basımevi Müdürü Hasan Kavaz’a Rektörlük sahip çıktı. Yaşanan olayın basına yansıması üzerine DAÜ Rektörlüğü Tevfik Yoldaş hakkında “amirini ve üniversiteyi basın yolu ile karaladığı” gerekçesiyle soruşturma başlattı! Şaka gibi soruşturmada Tevfik Yoldaş’a getirilen suçlamalardan biri de Hasan Kavaz’a karşı “önyargılı, seviyesiz ve küçük düşürücü söylem ve eylemlerde bulunmak.”
Eleştiriye tahammülü olmayan, yasaları hiçe sayan, en temel insan haklarına bile saygı göstermeyen DAÜ Rektörlüğü şimdi de kullanılabilen son derece kısıtlı sendikal hakları fiilen ortadan kaldırmak için harekete geçti. Uğradığı saldırının basına yansımasından sendikamızın başkanını sorumlu tutan Rektörlük, açtığı soruşturma ve vereceği cezalarla sendikamızı susturmayı hedeflemektedir. Çalıştığı işyerinde, bir başka çalışana fiziki saldırıda bulunan yöneticiyi derhal görevden uzaklaştıracağına saldırıya uğrayan hakkında soruşturma açan Rektörlük, saldırgan Hasan Kavaz’a açıkça sahip çıkmaktadır. Zaten olayın ardından yarım ağızla yaptığı “kınıyoruz, ancak” açıklamasıyla da Hasan Kavaz’ın yanında durduğunu gösteren DAÜ Rektörlüğü, saldırgan müdüre desteğini bir kez daha ortaya koymuş oldu.
Kuruluşundan başlayarak en ağır baskılara maruz kalan sendikamız hiçbir dönemde susmadığı gibi, bu dönemde de susmayacaktır. Prof. Dr. Abdullah Öztoprak, 2002 yılında kurulan sendikamızın gördüğü sekizinci rektördür. Bütün baskıcı yönetimler bir bir gelip geçmiş ama sendikamız varlığını sürdürmüştür. Diğer üniversitelere de ilham verdiği için bütün egemenlerin yok etmek amacıyla işbirliği yaptığı DAÜ’deki sendikal mücadele, her türlü baskı ve saldırılara rağmen varolmaya devam edecektir.
DAÜ BİR-SEN Başkanı Yoldaş’ın yazdığı ‘savunma’
Sayın Hüseyin Eryaşar
Kontrol Müdürü/Çevre İşleri Müdürü
İlgi: 06.04.2012 tarih ve 350/602.13/194 sayılı, ‘soruşturma hk.’ konulu yazınız
Sayın Eryaşar,
1. Hakkımda disiplin soruşturması açıldığını belirten ilgi yazınızda tarafıma yöneltilen tüm suçlamaları reddederim.
2. Bu soruşturma, üniversite yönetiminin aylardır sürdürdüğü, şahsıma yönelik baskı ve sindirme (mobbing) operasyonunun bir parçasıdır. Hem üzerimdeki baskıyı artırarak beni sindirmeyi, hem gelişen olayların üniversite yönetimini zor durumda bırakmasından dolayı intikamcı bir anlayışla beni cezalandırmayı, hem de Hasan Kavaz hakkında açılmak zorunda kalınan soruşturmayı dengelemeyi amaçlamaktadır.
3. Hasan Kavaz’ın beni darbetmesi olayı ile üniversite yönetiminin şahsıma yönelik mobbing uygulamalarının basında yer almasının da soruşturma konusu yapılması, ürkütücü ama ibret vericidir. Rektörlüğün bu girişimi en temel insan haklarından olan, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve ülkemizdeki Anayasa tarafından güvence altına alınmış bulunan düşünce ve ifade özgürlüğünün yok sayılması, fiilen ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir ve korkarım ki, üniversite için yeni bir utanç vesilesi olacaktır.
4. Her bireyin; uğradığı haksızlıkları dile getirmek ve/veya gördüğü yanlışları eleştirmek ve/veya herhangi bir konudaki görüşlerini açıklamak en doğal ve en temel haklarından biridir. Bir sendika başkanı olarak bunu yapmak ise benim yalnızca hakkım değil, yerine getirmekle yükümlü olduğum bir görevimdir. Bu görevimi yerine getirebilmem de yine ülkemizdeki yasalar tarafından güvence altına alınmıştır. Ayrıca Yönetsel Hizmetler Personelinin Disiplin Yönetmeliği’nin 3. Maddesinde de bu güvenceye atıfta bulunulmaktadır (“Bu yönetmelik DAÜ’de görev yapan yönetsel hizmetler personelini kapsar. Ancak yasaların çalışanlara ve sendikalara tanıdığı haklar saklı kalır”).
5. Üniversite yönetiminin, engizisyon mahkemelerini aratmayacak yöntemlerle bana baskı yapmasının ve beni sindirmeye çalışmasının sonuç vermeyeceğini, Doğu Akdeniz Üniversitesi Birlik ve Dayanışma Sendikası (DAÜ BİR-SEN) başkanı olarak görevimi yerine getirmekten vazgeçiremeyeceğini belirtmek isterim. Bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da hem üniversitedeki hem de ülkedeki haksızlıklara karşı çıkmaya ve bunun için, üniversite yöneticileri başta olmak üzere, kimi eleştirmem gerekiyorsa eleştirmeye devam edeceğim. Yapılan tüm insanlık dışı baskılara rağmen mücadelemi aynı kararlılıkla sürdüreceğim.
Hakkımdaki disiplin soruşturmasının takipsizlikle sonlandırılmasını talep ediyorum.