FİLELEFTEROS gazetesinin bugünkü ana haberi “Laiki” bankasının desteklenmesi için Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı belge. Gazeteye göre, “Laiki” bankasının desteklenmesi yönünde devletin yükümlülük üstlenmesine ilişkin Maliye Bakanı Vasos Şarlis’e imza yetkisi verilmesi için Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı belge özünde bir karabasan senaryosu. Bu belge tartışılıp onaylanması için dün Bakanlar Kurulu’nun gündemine getirildi ancak bu konunun görüşülmesi ertelendi. İlgili belgede “eğer gerek duyulursa, bankanın sermayesinin arttırılması için piyasanın tüm olanakları zorlandıktan sonra devletin müdahalesi en son seçenek olacak” deniyor. Ancak bugünkü koşullarda bu uğraşıların sonuçsuz kalması halinde ilk aşamada devletin 2,5 milyar avro sermaye aktarıma gideceği ifade edilirken bunun da banka yönetim kurulunun hükümet tarafından atanması, banka üst düzey yöneticilerinin maaşlarından önemli bir kesintiye gidilmesi ve primlerin kaldırılması gibi sert koşullar altında yapılmasına bağlanıyor. Aynı belgede bankanın bazı şubelerinin kapatılması, faaliyet alanlarının daraltılması ve personel giderlerinde önemli kesintilere gidilmesi dâhil yeniden yapılandırılması da öngörülüyor.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
– İşgal bölgesinde petrol için sondaj çalışması şenlik havasında başladı ve yapılanların çoğu öze yönelik olmaktan çok görüntü içindi. Bu faaliyet aynı zamanda Ankara’nın bu bölgeyi kontrol etme olan amacını da ortaya koydu. Bunun net göstergesi de bu arama sonucu petrol ya da doğal gaz bulunması halinde Kıbrıslıtürklerin bunun çok küçük bir kısmını alacak olmaları. Tüm kazanç Türkiye’ye gidecek ve bu da Türkiye’nin adada Kıbrıslıtürklerin ötesinde daha başka çıkarlarına atıfta bulunacağını gösteriyor.
– Dışişleri Bakanı Erato Markulli dün yaptığı bir açıklamada Türkiye’nin işgal bölgesinde yasadışı bir biçimde petrol arama çalışması başlatmasının uluslararası düzeyde şikâyet edilmesi direktifini verildiğini söyledi. New-York’ta ve Brüksel’de Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını ihlal etmekle ve Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarına müdahalede bulunmakla suçlanacak. Türkiye’nin bu tavrının Avrupa düzeyinde ve Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerinde etkisinin olması bekleniyor. Dışişleri Bakanlığı Türkiye’nin tam üyelik müzakerelerinde enerji başlığının kapalı kalmakla kalmayıp çok derin dondurucuya gireceği görüşünde. Dışişleri Bakanı Markulli devlet televizyonuna verdiği demecinde Türkiye’nin yabancı şirketlerin işbirliği olmaksızın hiçbir şey yapamayacağı düşüncesinde olduğunu da söyledi.
POLİTİS gazetesinin bugünkü ana haberi gelir vergisi beyanında bulunmayan milletvekillerinin özel alandaki gelirlerini de özünde vergi dışı tutmaları. Gazeteye göre, bazı milletvekillerinin gelir vergisi beyanında bulunmamalarının çok geniş boyutları var. Bu şekilde özel alandaki gelirlerini de vergi dışı tutarak özünde vergi kaçırıyorlar. Milletvekili olarak aldıkları maaşlarından Meclis’in gerekli kesintiyi yaptığı söylenebilir ancak beyanname vermemeleri doktor, avukat, iş adamı olarak elde ettikleri gelirler hakkında devletin herhangi bir kontrolde bulunmasını da engelliyor. Politis’in dün konuya ilişkin yayını sonrası vergi beyannamesi doldurmayan milletvekillerinin adlarının yayınlaması yönünde birçok talep geldi.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
– Hükümet partisinin birinci tezler çerçevesi ve parti Genel Sekreteri Andros Kipranu’nun buna eşlik eden mektubunun ilk incelenmesi sonrası DİKO, AKEL’in Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik aday konusunda fedakarlıkta bulunacağı görüşünde. DİKO kadroları Andros Kiprianu’nun ilgili mektubundan üç noktaya işaret ediyorlar. Bunlardan ilkinin Andros Kiprianu’nun program üzerinde anlaşmaya vardıktan sonra AKEL’in aday konusunda önceden kimseyi devre dışı bırakmaksızın ancak önceden kimse üzerinde de ısrar etmeksizin adayın belirlenmesini tartışmaya hazır olduğunu belirtmesi Dimitris Hristofyas’ın adaylığının kesin bir biçimde ortadan kalktığı görüşündeler. DİKO kadrolarının ikinci tespiti ise AKEL’in merkez siyasi alandan bir adayı desteklemeyi tartışmaya hazır olduğu yönünde. AKEL’in kendi alanından bir adayın diğer partiler tarafından desteklemesinin çok zor olduğunu bildiğinden dolayı da bu sonuca varıyorlar. Son olarak da AKEL’in merkez partilerle içine düştüğü görüş ayrılığı konularında şarabına su katabileceği düşüncesindeler.
– Merkezdeki siyasi partilerin bugün gerçekleştirecekleri ilk görüşmede federasyon konusunda sorun yaşamaları bekleniyor. EVROKO’nun iki bölgeli iki toplumlu federasyonu kabul etmediği biliniyor.
SİMERİNİ gazetesinin bugünkü ana haberi 2013 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik olarak yaşanan gelişmeler. Gazeteye göre, AKEL bu seçimlerde işbirliği alanını genişletmeye çalışırken EDEK, EVROKO ve Ekoloji Hareketi’nin bu partiye kapıları kapattıkları görülüyor. Merkezdeki bu üç siyasi parti AKEL ile diyaloga hayır dememekle birlikte, seçim yarışında merkezdeki siyasi güçlerin birlikteliğinin sağlanması uğraşılarına tam bağlılıklarının altını çiziyorlar. Bu çerçevede merkezdeki dört siyasi parti liderinin üzerinde anlaştıkları program çerçevesinde görüş birliği çalışmalarına paralel olarak bir başka program hazırlığı sürecinin siyasi olarak geçersiz olacağı ve bunun etik açıdan da doğru olmayacağı görüşünü savunuyorlar. Nitekim EDEK Basın Sözcüsü Dimitris Papadakis yaptığı açıklamasında “merkez siyasi güçler arasında varılan anlaşma çerçevesinin dışında başka güçlerle program için diyalog başlatmak etik olmaz” dedi. EVROKO da merkez siyasi güçler arasında başlatılan sürece bağlılığını bir kez daha açıkladı. Ekoloji Hareketi Genel Sekreteri Yoanna Panayotu ise dün yaptığı bir açıklamada aynı yönde konuştu ve kendileri için şu anda önde gelen olgunun merkez siyasi parti liderlerinin 2 Mayıs’ta yapacakları toplantı olduğunun altını çizdi. Bu arada AKEL’in açılımının DİKO’da ise farklı algılandığı görüldü. Bu parti AKEL’in gelecekteki işbirliği için diyalog çağrısına şu veya bu şekilde olumlu yanıt verme düşüncesinde. Bu arada AKEL Meclis Grubu Sözcüsü Nikos Katsuridis dün yaptığı açıklamada AKEL’in önerisinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde işbirliği için bir diyalogun başlamasına yönelik perspektifin olup olmadığının ortaya çıkması için merkez güçlerle görüş birliği olanaklarının ortaya çıkarılmasını hedeflediğini söyledi.
HARAVGİ gazetesinin bugünkü ana haberi çalışanlarının 13. maaşlarının ödenmemesi diye bir konuyu hükümetin tartışılmadığının dün net bir biçimde ortaya konması. Gazeteye göre, Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu dün yaptığı açıklamada 13. maaşların ödenmemesinin diye bir konuyu hükümetin kesinlikle tartışmadığını söyledi. Ekonomik tasarruf önlemleri çerçevesinde hükümetin 13. maaşların kesilmesini düşündüğü yönünde basında yer alan haberleri yalanlayan Sözcü “çalışanların 13.maaşlarına kesinlikle dokunulmayacağını açıklamak için Cumhurbaşkanı tarafından yetkilendirildim” dedi. Bunun, Cumhurbaşkanı’nın sendikal hareket karşısında üstlendiği bir yükümlülük olduğunu da ifade eden Hükümet Sözcüsü Cumhurbaşkanı’nın sözüne bağlılığının altını çizdi. Aynı anda Maliye Bakanı da 13. maaşlara yönelik olarak kendisinin de herhangi bir açıklamada bunmadığını söyledi. Bu arada AKEL de bir açıklama yaparak, 13. maaşların kesilmesi diye bir konunun parti tarafından tartışılmayacağını duyurdu.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
– PEO ile DEV-İŞ dün 1 Mayıs işçi Bayramı nedeniyle ortak bir açıklama yaptılar. İki sendika ortak açıklamalarında Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk çalışanlar olarak, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı bu yıl da bölünmüş vatanımızda kutladıklarını belirtip Kıbrıs sorununun çözümünün ve ülkemizin yeniden birleşmesinin temel ve öncelikli hedefleri olmaya devam ettiğini bir kez daha özellikle vurguladılar. PEO ile DEV-İŞ tek egemenlikli, tek vatandaşlıklı ve tek uluslararası kimlikli bir devlet çerçevesinde ve ilgili Birleşmiş Milletler kararlarında belirtildiği şekilde iki toplumun siyasi eşitliğinin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümüne ulaşma çabasına istikrarlı bir biçimde bağlı olmaya devam ettiklerini de ifade ederek “Çözüm Birleşmiş Milletler kararlarına uygun, iki toplum arasındaki Yüksek Düzey Anlaşmaları çerçevesinde olmalı, Avrupa ilke ve değerlerini dayanak almalıdır” dediler. İki sendikal örgüt, liderler arasındaki görüşmeler sürecini desteklediklerini belirterek, hem Kıbrıslırumlar hem de Kıbrıslıtürkler tarafından karşılıklı olarak kabul edilecek adil bir çözüme ulaşmaları için liderleri bugüne kadar üzerinde anlaşmaya varılanları ve görüş birliklerini değerlendirerek, çalışmaya devam etmeye çağırdılar. İki örgüt bu sürecin en kısa zamanda tamamlanmasını ve Kıbrıs’ı yeniden birleştirecek, özgür, bağımsız ve tüm Kıbrıslıların ortak vatanı kılacak olan üzerinde anlaşmaya varılan çözüme götürmesini dileklerini ifade ettiler.