15 Mayıs vicdani retçiler gününde Asal Şube önünde yapılan basın açıklamasını Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi adına Haluk Selam Tufanlı okudu. Tufanlı’nın okuduğu açıklama şöyle:
“15 Mayıs’ta tüm dünyada etkinliklerle hatırlanan Dünya Vicdani Retçiler Gününde, vicdani ret hakkının temel bir insan hakkı olduğunu yeniler, bu hakkın Kıbrıs’ın kuzeyinde ihlalinin son bulması talebimizi tekrarlarız.
Kıbrıs’ta vicdani Ret İnisiyatifi, “Yurt ödevimiz barış, vicdani ret hakkımız olsun” diyerek, militarizmin yarattığı etkileri kabul etmeyen, militarizmi, barışın, demokratikleşmenin ve sivilleşmenin önündeki engel olarak gören tüm bireylerin yanında olmak ve sorunlarının giderilmesi doğrultusunda mücadele etmek için 8 Aralık 2007 tarihinde kuruldu ve bu hak için çeşitli eylem ve etkinlikler düzenlemektedir
Vicdani ret dar anlamıyla bir bireyin politik görüşü, ideolojik değerleri veya dini inancı doğrultusunda zorunlu askerliği reddetmesidir. Daha kapsamlı anlamıyla da savaş karşıtı ve anti-militarist bir duruştur.
Vicdani ret hakkı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Parlamentosu tarafından temel bir insan hakkı olarak kabul edilmektedir. Buna göre, devletler vicdani ret hakkını kullanan bireyleri cezalandırmamalıdırlar. 47 Avrupa Konseyi ülkesi içinde vicdani red hakkını tanımayan tek ülke Türkiye ve yerel alt yönetimi olarak kabul edilen Kıbrıs’ın kuzeyidir…
Çeşitli gerekçelerle askerlik hizmetini reddeden kişiler ile etmeyenler arasında bir ‘eşitlik’ sorunu yaşanmamasının nedeni ise, retçiliği hak olarak tanımlayan ülkelerin çoğunda “alternatif kamu hizmeti” seçeneğini öngörülmüştür. Yani, silâhaltına alınmayı reddedenler, askerlik dışında bir kamu hizmetini yerine getirmek zorunda.
Avrupa Konseyi Haziran 2002’de ‘Zorunlu Askerlik Hizmetine Karşı Vicdani Ret’ adını taşıyan raporda alternatif hizmetin çerçevesi şu şekilde çizmişti, “Alternatif hizmet askeri değil sivil hizmeti kapsamalı ve kişi kamunun çıkarına olan bir noktada kamu hizmeti için çalışmalıdır. Sadece silah kullanmayı reddedenler için üye devletler silahsız askeri hizmet sağlamalıdır. Alternatif hizmetin süresi askeri hizmet süresinden uzun olmamalıdır ve kabullenilebilir seviyede olmalıdır. Alternatif hizmette bulunan vicdani retçinin sosyal ve ekonomik hakları orduda görevli bir kişiden daha az olmamalıdır.
2009 yılında vicdani reddini açıklayarak seferberliğe katılmayı, savaşın hazırlıklarını yapmayı reddeden bir vicdani retçi hakkında açılan dava Haziran 2011’de başladı ve Aralık 2011’de Askeri Mahkeme, avukatların talebini kabul ederek, davayı Anayasa Mahkemesi’ne havale etti. Şu anda Anayasa Mahkemesi zorunlu askerlik ve seferberliğin, başlıca, Anayasa altında korunan düşünce ve vicdan özgürlüğü hakkına aykırı olup olmadığını görüşmektedir.
Bunun yanında iki erkek üç de kadın Aralık 2011 yılında toplu olarak vicdani retlerini açıkladılar.
Ve seferliğe, yani savaş hazırlıklarına katılmadığımdan dolayı bugün bana polis tarafından dava okundu.
Vicdani ret hakkı ile ilgili mücadele Kıbrıs’ın kuzeyinde büyüyerek sürmeye devam ediyor…
Israrla söyledik, söylemeye devem ediyor:
“Yurt ödevimiz barış, vicdani ret hakkımız olsun!”