Mülteci Hakları Derneği, 20 Haziran Dünya Mülteci Günü nedeniyle bir basın açıklamasını yayımladı. Mülteci Hakları Derneği Başkanı Ceren Göynüklü imzalı açıklama şöyle:
“20 Haziran “Dünya Mülteciler Günü” olarak “kutlanmakta” ve bu çerçevede yapılan etkinlik ve açıklamalar ile mültecilerin durumlarına ve sorunlarına dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. Diğer birçok ülke gibi Kıbrıs da sığınmacı ve mültecilerin varış ülkelerinden biridir. Kıbrıs’ın kuzeyine birçok sığınmacı ve mülteci gelmekte iken, mültecilerin korunmasına ve mülteci haklarına ilişkin atılmış etkin adımlar ne yazık ki bulunmamaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; mevcut yasal eksikliklerden ötürü sığınma başvurularına ilişkin bir mekanizma yoktur. Bunun sonucu olarak, uluslararası hukukun öngördüğü kurallara aykırı olarak sığınmacı ve mülteciler “yasa dışı” giriş nedeniyle yargılanmakta ve cezalandırlımaktadır. Bundan daha öte, yargılanan ve mahkum edilen sığınmacı ve mülteciler ülkelerine sınır dışı edilmektedirler. Bu husus uluslararası hukukta kabul edilen “non-refoulement” yani “geri gönderilmeme” ilkesine aykırı olmakla birlikte, sığınmacı ve mültecilerin öldürülecekleri ve/veya işkence görecekleri bir yere gönderilmesi insani açından kabul edilemezdir. Ayrıca vurgulamak gerekir ki; kadınlar ve çocuklar Kıbrıs’ın kuzeyindeki mevcut eksikliklerden ötürü daha ağır mağduriyet yaşamaktadırlar.
Mülteci Hakları Derneği 2010 yılından itibaren Kıbrıs’ın kuzeyinde mülteci haklarının korunması için çeşitli alanlarda faliyet göstermektedir. Birşleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile birlite çalışan MHD aracılığıyla etkin ve somut adımlar atılarak bir çok sınır dışı durudurulmuş ve 100’ün üzerinde sığınmacı ve mülteciye hukuki hizmet ve koruma sağlanmıştır. Mültecilere uygun üçüncü ülke bulunmasının yanı sıra halen Kıbrıs’ın kuzeyinde bulunan mültecilere hukuki hizmetin yanında yiyecek, barınma, sağlık, iş gibi konularda destek sağlanmaktadır. Devletin ilgili kurumları ile belli konulara ilişkin işbirliği geliştirilmesine karşın, gayri-insani ve hukuk dışı perspektif halen kendini göstermektedir.
Tüm bunların yanı sıra, toplum ve medyada da “mülteci” kavramına ilişkin bilgi ve farkındalık eksikliği söz konusudur.
Mülteciler ülkelerini savaş, ölüm veya işkence tehditi nedeniyle terk etmektedir; mülteci olmak bir tercih değildir. Gayri insani ve uluslararası hukuka aykırı Devlet uygulamalarına ve sığınma hakkının yasa içerisinde düzenlenerek sığınmacı ve mültecilerin yargılanmasına ve/veya sınır dışı edilmesine son verilmesi gerekmektedir. Bu konuda öncelikle gerekli yasal düzenlemelerin getirilmesi açısından Meclise, daha sonra ise Yargı Mercii, İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı ve Polis Örgütüne büyük bir rol ve görev düşmektedir.