İspanya bir çok olayla gündeme geliyor. Hangi alanda meraklıysanız ispanya buluşmanız mümkün. Futbol meraklısı olan zaten Barselondan başlayan likten şimdi Avrupa şanpiyonasına dek konusu çok. Ekonomi konusu ise zaten dünyanın odağına çoktan oturdu. Nerde ise cebimizdeki paranın değeri ispanya haberiyle oldukça etkilenir oldu. Türkiyede konuşulan ve garip tesaduf Bizde Futbolla gündeme Kürt konusu örneklemi olan Eta olayı ispanyada yaşandı. Yok siayset ekonomi ve spordan çıkıp eğlenmek isterseniz bu kez güzel Felemenko ezgielriyle cCoşup Akdeniz dalgalrında yüzersiniz. Anlayacağınız; ispanya dedikten sora yazacak konu çok.
Yoğunlaşan Kapitalist krizin ispanya merkezli sarsıntıları artık direk hisedilir olurken, Artan Kürt konusu ise gündeme ordaki Bask sorunuyla saydamşlaştırılıp tartışılıyor. Bu haftaki makalemi bundan dolayı ispanya üzerine yoğunlaştıracam. Türkiyede ekranda Kürt sorunu tartışılrken birden bakarsınız hemen “ispanya Bask” öreneği vurgulanır. Kapitalist yapısal ekonomik krizdeki ivme konuşulurken yine ispanya öne çıkıyor. Bunlar hep genel sistemin nasıl bir ülke düzeylerine indirgendiğinin net kanıtı olmaktadır.
Türkiyede yeniden Kürt sorunu gündeme geldi. Ekrana çıkan en resmi idoloklar, bilimciler hepsi ETA olayına gönderme ve ispanyanın Bask sorununa ket vuruyor. Ama burada dahi konu o denli “Türkiyeleştirildi” ki ordaki ve buradaki farkı dahi net koyamıyorlar. Sanki ispanyada gelişmeler değil, Türkiyedeki aşmazın temel eksen olduğu noktasından hareket edilmektedir. Bundan dolayı ispanyanın Bask olayını konuşurken orda özerk parlemento olduğunu, bir çok konuda yerel yetkilerin olduğunu ve en basiti dil konusundaki gelişmeler yokmuşcasına Türkiyedeki Kürt siaysal gerçeği ile konuşulmaktadır. Böylelikle Türkiyeleşen gözle ispanya tartışılarak çare ve örnek yapılmaktadır.
Bask değil Kürt coğrafyası ve Türkiye siaysal kısgaçla tartışılan ispanya bundan dolayı oldukça banbaşka Bask ve şimdiki Eta ile Türkiyedeki yasaklar özdeşleştirilip olay Ulusal sorun çizgisinde bazı keliemler ifadeler de silikleşip konuşuluyor. Sonuçta ispanya ispanya değil de Türkiyedeki Kürt siasyal aşmazında nasıl şok tedavide kulanılacak ilaç olarak gösterilip algılatılmaktadır.
İspanya birde Ekonomik olarak hep tartışılıyor. “Batacakmı” sorusu aslında sistemin sermaye çıkarlı hesapları öne çıkarıldı. İspanyadaki işsizlik yoksulaşma değil Bankaların ayakta kalma çareleri öne çıkıyor. Elbet çıkaracak; Örgütlü olunan sınıf onlar. Yalnız orda dahi önemli bilgilerin bir kısmı gözden kaçırılıyor. Şimdilerde adı “yardım” olan ama özü yeniden boyundurukla köpük fazlasının emilme sermaye hareketi olan para vermeler ilaç gibi sunuluyor. Nitekim düşünün; Bir ülkeye borç verip adını “yardım koyarken” ve dahası uygulayacak poletikalar açılklanmazken, sermaye göstergeli borsalar önemli mesaj veriyor. Siyasi haberler gülücükler yağdırıyor. Halbuki şu biraz daha geneleşen taploya bakın:
İspanyada borçlar konuşturulurken hepsi sanki kamununmuş gibi algılatılıyor. Sora da sunulan paketlerde hep kamudan bedel alınıyor. Oysa ispanyada 2 Trilyon dış borç varken, Bunun sadece 800000 milyarı kamu 1 trilyon 200 milyarı özel sektörün borcu oluyor. Burda borç denirken çoğu özel kesimin olmaktadır. Ama son gelen paket de direk özel bankaları kurtarma adına adı ne konursa konsun kaynak gelirken, bunun faturası kamuya kesiliyor. Böylelikle olayın sermaye yüzü göz ardı edilip özelin iflas bedeli de kamusal haklardan, maaşlardan ve hizmetlerden alınmaktadır.
Başka bir açıdan bakalım; ispanyadaki krizin adını Borçlar sorunu olarak konuluyor. Daha sermayeleştirme kuramıyla “Malli kriz” olarak atlandırıyorlar. Çareler de buna göre şekilendiriliyor. Oysa bir yerde Pazar olma olayında Tüketim olayı önemlidir. Halbuki ispanyada Y.25 işsizlik olayı vardır. Maaşların gerilemesi ve esnek emek uygulamasıda zaten insanlarda harcama olayını geriletmektedir. Burda hiç duydunuzmu; “ispanyadaki işsizlik sorununu önlemek için istihtam artışı vedaha eşitlikli dağıtım” çareleri şunlardır? Bunları duymayız. İşsizlik sorunu Öfkeliler hareketinin eylemsel tırmanması veya sokaklardaki tepkiler sonucu arada bu yoğun gösterge rakamı da eklenir.
Şimdi ikili ispanya tartışılır gibidir. Sermayedarlar verdikleri yeni milyarlarla bankaların ayakta kalmalarını beklerken, ezilenler daha bir dirençle elden kaybetmeme uğraşında olmaktadırlar. İkili ispanya çalkalanıyor: Kriz derinleştikçe sorunlar artarken, hala hükümetler sıktıkları “kemerlerle” daha kötüyü engelediklerini açıklıyorlar. Böylesi ispanyayı yaşıyoruz.
Kısaca; ispanya şimdilerde Avrupa genelinde ve özde sistemin çözümleyemediği krizin eşitsiz gelişme kuralının sonucu merkezine oturdu. Gelecek sorunalr ülkeyi daha yoksulaşan Avrupanın alt merkezine veya tırmanacak değişimle daha eşitlikli dünyanın örnek ülkesi konumuna getirecek. Bunu zaman nasıl gösterecek sorusuna örgütlenme gücü ve fırsatı değerlendirme güçleri denklemi çözecektir.