yaklaşımlarÖzkan YıkıcıEylül siyasal yakın tarihinden Kıbrıs izleri - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Eylül siyasal yakın tarihinden Kıbrıs izleri – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kıbrıs gerçeklerinde en çarpıcı olgulardan biri de şudur: Özelikle Kuzey Kıbrıs kesiminde her konuda olduğu gibi Yakın Siyasal Tarihle ilgili doğru dürüs bir arşiv veya siyasal kurumsal bilgi oluşmadı. Özelikle siyasal öteleme veya ret etmeyle oluşan resmi idolojiye bağlı, sınırlarla çevrili “Bilim” yapımaktadır. Yeri geldiğinde sırf merkeze yakın olanın en net yalanı zaman uydurup doğru olarak dayatılmaktadır. Bilinen tanık olunan olaylar dahi beleklerden sildirtilerek veya resmen söylenmesi yazılması baskıyla piskolojik etkenle yok edilip böylesine garip resmi idoloji yazdırtma “Bilimi” oluşturuldu. Böylelikle yaşananlar ret edilirken, bilgisizlik üstüne günlük resmi çıkarlı atmasyonlu anlayış yerleşti. Hatta çoğu zaman bilimsel araştırma adıyla yazılanların ve tarafsız gibi görülenlerde dahi oluşan otosansürün, ret etmenin etkisiyle hiçbir zaman direk genle veya yaşanana bakmaksızın çizilen sınırda taklıp klındı. Sonuçta banbaşka ve parça parça Kıbrısla arada doğru yanlışı ayıklama yapma ve bilinmeyen ama aslında resmen bilinen gerçekleri yazma uğraşları gibi zor durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Dahası, Bunu alacak okuyacak kamuoyu veya direk okuyucu da az olduğu için, ulaşılabilirlik eksiklikte benim gibileri zorlayacak etkenelrde az olmaktadır. Çünkü insan yazdığının veya araştırdığının karşılığı olarak mutlaka karşılık bulma veya tartıştırma amacıda vardır. Bunun eksikliği ise hep erteleme olayını yaratır. Birikim eksikliği, talep olmama ve karşılık bulma noktaları bazen en basit doğruyu dahi söyleme yazmada karşımıza erteleme olgusu olarak davranışımıza yansır. Bu ise sistemin resmen istediği toplum biçimiyle, kendi yalanarını daha kolay oluşturma şansı verir. Helle de Kuzey Kıbrıs gibi yerde yalanı tekrarlama çıkar kazancı yaratıyorsa, bunlar öğretime dek uygulanıyorsa, Bilimciler bununla oldukça popiler oluyorsa, işimiz zor!

Böylesi girişten sora şimdi gelelim makalemin konusuna; Yaşadığımız Eylül ayı Yakın Siyasal Tarih bakımından oldukça önemli bilgiler verir. Görünüşte bizimle direk adı geçmesede, Eylül ayının Tarihsel dönemleri Kıbrısta çok etkin değişkenlikler yaratığı kaçınılmaz durumlardır. Ben bu yazımda bazı günlerin direk Kıbrısa yansıtığı sonuçlardan hareket edip ilgilenenlere adamızın nasıl süreçlerden geçtiğini biraz aydınlatmak istemekteğim: Bunlar bilindikçe yakın tarihle günümüz bağdaşlık kadar, gelecek yorumsama içinde önemlidir. Şimdi Eylül ayının bazı Siyasal Tarih günleriyle Kıbrısa etkilerine şöylesine bakalım.

1. Eylül Dünya Barış günü olarak kabulendi: Oysa ayni gün aslında ikinci paylaşım savaşının başladığı tarih olmaktadır. Yaratılan yıkım nedeniyle günün adı Barış olarak kondu. İlgili günle Kıbrıs önemli bazı durumlar yaşadı. İkinci Paylaşım savaşında taraf oldu. Çünkü İngiltere sömürgesi konumundaydı. Almanlar burayı işkal etmesede, adamızdan savaşa nice insan katıldı. Kimsi öldü kimsi de anılarla bir çok olay anlatı. Ama Kıbrıs savaş etkileri kadar savaş sorası oluşan bazı gelişmeleri direk yaşadı. Ölümler verdi, sıkıntılar yaşadı. Savaş sorası oluşan sömügecelik değişken koşulları ve yeni yapıları adamızda direk yaşadı. Özelikle Klasik sömürgecilikten yeni sömürgeciliğe geçiş adımlarını ve ingilterede oluşan bazı sosyal yapılanışlar “sigortalar gibi” adamıza da geldi.*****

2. Eylül ayının önemli Siyassal sayfalarından birisi de 6 7 Eylül olayları olmaktadır. Olaylar Türkiyede olsada sonuçalrında direk Kıbrısa yansımalar oldu. 6 7 Eylül olaylarıyla İstanbul başta olmak üzere Rumlar Türkiyeden kovulurken sonuçlarından adamızda nasibini aldı. Türkiye olaylar öncesi dahi İngiltere dışişlerinin direk Kıbrısta taraf yapma hamlesine “Kıbrıs diye bizim bir sorunumuz oktur” denip elinin tersiyle itti: Oysa olaylarla Türkiye sokakları “Kıbrıs Türktür; Türk kalacak” şiyarları naralar halinde yükseldi. Böylelikle Türkiye kamuoyu provakasyonla tetiklenen ve artık imkar edilmez “Derin devlet veya Emperyalist genel kirli ilk CİA deneyimi” sonucu Kıbrıs birden Türkiyenin “yoktur” çizgisinden dokunulmaz tabusal “milli” poeltikası oldu. Ayrıca 6 – 7 Olaylarıyla resmen Kıbrısta İngiliz stratejik hameleri de hayata parçalama ve yeni sömürgeci kuramları gerçek piyasaya sokuluyordu.

3. Eylül ayının önemli başka bir olayıda 12 Eylül darbesi olmaktadır. Bunu aslında hiç tartışmaya gerek yok denecek kadar net sonuçları oldu. Yeniden Yapılanmaya sokulan Kıbrıs olayları sorası Kuzey Kıbrısa birden kabus gibi çöktü. 81 seçimlerindeki direk müdahale ile sandıksal değiştirme veya sonuçlara müdahale etmelerle üst yapı belirleme kadar, var olan başlangıç aşamsındaki demokratik sol yapılarda ya sildirtildi veya parçaltılıp merkezi eksene çekildiler. Ekonomik alanda ise yeniden daha başlamadan bitirilen Sanayi Holdink olayı veya ticari alanda yer bulan “Kaçakcılık veya yumuşatılmış şekliyle bavul” ticareti de Özal ekonomik adımıyla batırılıp bitirildi.Özalın Türkiyedeki “benim memurum” düşüncesi, Kuzey Kıbrısta “üretmeyin, siz memur olup biz sizi öderiz” anlayışla üretimsizleştirme adımlarıda atıldı. Piskolojik baskılanma, çizilen sınırlarda siayset, üretimsizleşme ve direk baskı müdahalelerle sonuçta Kuzey Kıbrıs ilhak önemli adımların atıldığı sürecin net oluşumuna girdi.

4. 11 Eylül ise genel amerikadaki Kulelere karşı yapılan saldırıyla ardından Büyük Ortadoğu projesi uygulamaya girdi. Aslında siyasal projenin temel ekseni Emperaylistler arası ilişkilerdeki siaysal gerilimin önemli olayı Kültürler çatışması olmaktadır. Bu daha sora Türkiyede aKP ile ılımlı İslam ve gidrek Yeni Osmanlılar idolojik eksene kondu. Kuzey Kıbrısa ifade şekli din idolojik kültürleşme ile serbes piyasanın metalaştırma ekonomilerinin bileşkesi olarak yansımaları hemen geldi. Her yapının özeleşmesi hizmetin metalaşması ile din olayı ile Kuran kurslarından tutun en son ilahi eğtimne varan kitleseleştirme kültürleşmesi hamelerli olarak yerleşti. Ayrıca Ortadoğu projesiyle resmen en basitiyle adamıza gelen sorunlu Ortadoğu bölgesinden insan kaçakcılık mafyalarının burayı kulanmalarıdır.Yabancı sermayenin direk yerleşmesi ile ekonomik el değiştirme harketi olarak yaşanıyor.

5. Her siyasal Tarih gününün günümüz mutlaka kanıtları vardır. Türkiyenin adaya direk siaysal katılımcı başlangıcı, adada serbes bölge, özeleştirme ve ilhak adımları, dinin siaysalaşaıp dıştan gelişmelerle yapılanması, Kıbrısın bölgesel rolu hep ilgili günlerin sonuçları oalrak karşımızdadır. Bakın son Ortadoğu olaylarında resmen İngiliz üstlerinin isdihbarat bilgi toplayıp Türkiye üzerinden Amerikan izniyle Suriyeli muhaliflere gönderilmesşi; Bir çok insan kaçırma kandırma mafyacılığın denizimizden adamız üzerinden yaplması, her kaynağın yabancı sermaye denetimine devri gibi davranışlar hep ilgili tarihsel günlerin adamıza taşıdığı direk katgılardır.

6. Ada halkları bunları engeleyecek ne siaysal örgütlenmeye nede bilgi akışıyla yaşananları toparlayacak arşivleme yapmama sonucu, bu olaylar hiç veya yanlış yaklaşımlarla banbaşka gerçeklerle karşımıza hep geldi. Ama bedelini öderken, bu çirkinliklerden kirlilikelrden yanlışlardan güçlenen yapılanan ve kazanan güçlü işbirlikcilerde oluştu. Onlar güçlenip doğrular kaybederdken gerçekte haklı çıkanlar hep yalnız kaldı. İşte burada karşıt seçenek örgütlenmesi ve doğru bilgi oldukça önemli hale geldi. Kıbrısta olmayan budur.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin