Mülteci Hakları Derneği (MHD) Genel Sekreteri ve Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı Hukukçusu Öncel Polili bir basın açıklaması yaparak, geçtiğimiz gün sınırdışı edilen 35 Suriyeli Mülteci ile ilgili olarak İçişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun yaptığı açıklamayı değerlendirdi.
Konu ile ilgili açıklama şöyle:
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığının sınırdışı edilen 35 Suriyeli hakkındaki açıklamasını hayret ve üzüntüyle okuduk.
Söz konu açıklama eksik ve yalan bilgiler içermektedir ve alınan sınırdışı kararının hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığının açık bir göstergesidir ve tesbit diye bahsedilen birçok husus eksik ve yanlış bilgilerdir. Mülteciler arasında az sayıdaki kişi daha önce söz konusu kamplarda bulunmuş ve orda şiddet görmesi üzerine orayı terk etmiştir. Ancak, bakanlığın yapmış olduğu açıklamadaki gibi kimse kamplardan kaçıp buraya gelmemiştir.
Yapılan açıklamanın diğer trajik bir yönü ise İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığının söz konusu mültecileri kaçırarak kazanç elde edenlerin önüne geçilmesi ve mültecilerin yaşamlarının riske atılmaması amacıyla karar ürettiğini iddia etmesidir. Öncelikle vurgulamak isteriz ki, çocuklara biber gazı sıkırak, insanlara şiddet uygulayarak onları bir yerden başka bir yere götürmek insan kaçakcıların yöntemleri kadar tehlikeli bir yöntemdir. Bununla beraber, insan kaçakcılığının önüne geçmenin yolu mültecileri sınıdışı etmek değil, insan kaçakcılığı ile ilgili yasaların düzenlenmesidir. Mülteci ve insan kaçakcılığı meselelerinin iki farklı konu olduğunu ilgililere bir kez daha hatırlatır bu konular üzerinde kendilerini acilen ve insan haklarına uygun çalışma yapmaya tekrar davet ederiz.
Defalarca Bakanlık yetkililerine Türkiye’de ki sığınmacı kamplarının 35 Suriyeli için güvenli bir yer olmadığını ve bu sebepten ötürü Kuzey Kıbrıs’a geldiklerini açıklamıştık. Ancak, Bakanlık tarafından yapılan basın açıklamasıya 35 Suriyeli mültecinin, hangi mülteci kampına yerleştirileceğinin de açıklanması ve söz konusu kişilerin kendilerini arayan kişiler tarafından bulunmasına yardımcı olunması da başka bir büyük gaf ve skandaldır.
Bakanlık tarafından yapılan basın açıklaması, konu ile olguları değerlendirmeden, yeterli araştırma yapılmadan bir devlet yöneticisine yakışmayacak şekilde alındığının açık bir göstergesidir.
Ayrıca, mültecilerin sınırdışı edilmesi sırasında ve gemiye bindiklerinde de şiddete maruz kalmaları, bu olaya şahit olan sivil kişşilerinde şiddete uğramaları, işkence yasağı çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir konudur. İnsan Haklarına saygılı bir otoritenin bunlar araştırıp cezalandırması gerekmektedir, aksi takdirde devlet tarafından işkencenin teşvik edilmesi ve desteklenmesi sonucu ortaya çıkmaktadır.
Şu anda, Suriye’de sürmekte olan sıcak bir savaş vardır, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’de KKTC’ye gelen Suriyeli sığınmacılar için her türlü desteği sağlamaya hazırdır. Suriyeli mülteciler buraya gelmeye devam edecektir ve bu bağlamda hükümetin bu konuda hukuk develeti ve insan haklarına uygun bir politika geliştirmesi gerekmektedir.