z Güncelson siyasal gelişmelerSon politik gelişmeler: Kim düzeltecek sorusunu sormalıyız
yazarın tüm yazıları:

Son politik gelişmeler: Kim düzeltecek sorusunu sormalıyız

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kamu Hizmetleri Komisyonu (KHK) veya eski adıyla Amme Hizmetleri Komisyonu üye ve sınav komisyonu başkanı sahte bir yazıyla başbakana entrika çevirme suçunu işlemiş iddiasını basında gördük. İnsanların şaşırdıklarını da gördük ama başbakanın bunları yapmamakta olduğunu ve bunun yalan ve iftira olduğunu düşünenine rastlamadık. Herkes bunları yaptığını ve bu yayınlarla ele verildiğini başbakanın suçlu olduğunu düşünenler yazıyı yazanları “nasıl ele geçirdiler, aslını tutarak akıllılık ettiklerini ve yayından sonra ortaya çıkararak İrsen’i mahvedeceklerini” düşünenleri gördük. İlk yayımlayan gazeteyi de büyük iş yaptı diye alkışlayanları dinledik.

Meğer belge düzmece imiş. İmza aşırılmış. Asıl imza örneği ayrı bir yerde imiş. Oradan alınıp yazının altına eklenmiş. Bunu servis edenler yakalanmış.

Önemli olan bir politik oyunun oynanmasından çok “kimsenin böyle işler yapılamaz, sistem buna izin vermez, olsa olsa sadece kurultay öncesine denk düşen adam tavlamadır” dememiş olmasıdır.

Başbakan o sırada köylerden gelen partili delege heyetini başbakanlıkta ağırladığını basını davet ederek duyurmuş. Adam buna o kadar alışmış ki hakkında partizanlık da partizanlıktan öte parti içinde rakiplerinin aleyhine devlet olanak ve yetkilerini kötüye kullandığı hakkında suçlamalar yapılırken yapmış ve duyurmuş. Partililerle başbakanlıkta tezgâh kurduğunu ilan etmiş.

Acaba abartılı bir yorum mu var diye bakarsak. Arazi bize abartılı olmadığını gösterir. İşler bu kadar ilerlemişse yani kamu görevi halka hizmete kulak asmadan yürütülüyorsa kamu hizmetlileri yani memur ve işçiler yasal yollara bakmaksızın geçici ve görevlendirme şeklinde işbaşı yapmakta olmalıdırlar. Bunu maaş ve ücret alan memur ve işçilerin yasal kadrolarda aldıkları yerlere ve alınış şekillerine bakarak sınayabiliriz.

İddia ediyorum ki arazi bize kamu hizmetlerinin halka hizmeti düşünülerek yapılmamaktadır. Çünkü üçlü kararnamelerle atanan kadrolar hep dolu iken içten terfi edip siyasi olmayan kamu görevlilerinin kadroları çoğunlukla boştur. Yani içte çalışıp da deneyim kazananlar terfi ettirilmezler ve yerleri hep çoğunlukla görevlendirme ve vekâleten atama ile doldurulur. Geçen yılın durumunu yayımlamıştık.

Dahası boş bir kadroya karşılık görevlendirilenler başka yerlerde kullanılmaktadır çünkü evsafları kadroyu tutmaz.

İşler o kadar yolundan çıkmıştır ki altı ayda yabancı uzmanlara kaç kişi kamuda çalışır diye bilgi verilememiştir.

Kısacası herkes haklıdır. Başbakanın yapılmasını istediği yemleme ile kurultaydan galip çıkma amaçlı çalışma iddiası yazı düzmece olsa da gerçeği yansıtmaktadır. Yazı düzmece olsa da olan kamu hizmetlerinin tahsisi ile oy kazanma gayreti usullere yani mahkeme kararlarına, yasalara ve anayasaya aykırı da olsa yapılmaktadır.

SİSTEM NE DER BAKALIM

Kamu görevine atamaların liyakata göre yapılması sistemin emridir. Mahkeme kararlarıyla yasaların emridir. Anayasadan kaynaklanmayan yetki kullanılması da yasak olduğuna göre anayasa destekli bir yasaktır. Şirocu diye atayıp gece bekçisi olarak işe adamı almak ve ücret vermek suçtur. O adamı atayan suç işlemiştir. O işi bilerek kabul den de suçludur. Yani siyasi kişi atamışsa suçludur ve o adam da siyasi desteğini satan ve partizan olan biridir ve suçludur. Hükümete giren bir parti ( düşünün kimler girdi çıktı) ve o adamın atandığı yerin, ödendiği yerin ve çalışır gibi yaptığı yerin bakanı da bu gibi işlerin yaygın olduğunun bilindiği ve kendileri de bunu kamuoyuna duyurdukları bu gibi konularda seçimlerden sonra araştırma yaptırmaması başta görevi ihmal ve suiistimal suçunu işlemiştir.

Bunlarla uğraşmayanlar bellidir de uğraşması gerektiği halde uğraşmamakta olan suçlarla savaşmakla görevli polis de suçludur. Polis istatistiklerinde görevi savsaklama, ihmal ve kötüye kullanma suçları yayımlanırdı. Şimdi yayınlar mahkeme istatistiklerinde görülür ama polisten duyulmaz. Bu demektir ki bu gibi suçlar artık dikkate gelmemektedir. Bir ilgili başlık altında sınıflandırma olmadan duyurulmuş olur ve Yeniçağ’dan başka gazetede “ne temiz toplumuz yahu ki hiç bu suçlar görülmez” diye alayla ele alınır.

Bunlar partilerce suçu işleyen partilerin peşine düşülerek olsun kovalansa sistem ayıklama işlevi görür.

Yönetimin görevi koca kamu örgütünün personelinin yasal yetki ve görevlerini tanımlamaktır. Bu da sistemin emridir. Yerine getirilirken özen gösterilse partizanca yapılan atamalarla oralara getirilenlerin işlerini yapıp yapmadıkları denetlenir. Sıra da ayıklamaya gelir. Kamuda işe göre değil adama göre atama yapıldığını seçimlerde dile getirmeyen yoktur. Muhalefette iken bunları haykıranlar hükümete katıldıklarında veya bir bakanlığa atandığında yetki tanımlamasının doğru dürüst yapılıp yapılmadığını inceletselerdi temizlenmenin ilk adımlarını atmış olurlardı. Kimler bakan oldu bir düşünün. Onların hepsi suçludur. Sistemi kullanarak ve sistemi iyileştirmeye çalışarak suiistimali önleme kavgasını yapanın yanına kâr kalmayacağını göstererek ileri götürürlerdi, yapmadılar.

Başarı göstergelerini saptama taleplerini karşılamaya çalışanını da görmedik.

Başarı göstergelerini saptayıp her görevli için dosya tutsalardı reform olurdu.

Yasal yetkili memurları çiğneyip onların yerine amirlerin kararlar vermesi ve uygulatması suçtur. Yetki devri yasaktır, yetki sahibinin izni olmadan o yetki başkası tarafından kullanılamaz ki izin ancak yasanın kabul ettiklerine verilebilir.

Çıkar çatışması çok önemli bir husustur. Usule göre çıkar çatışması varsa eylemin suç olduğunu ortadan kaldırmaz. Bunda çıkar sağlandı mı diye mahkemede veya Sayıştay’da araştırma yapılabilir ama usulü çiğnemenin suç olduğu gerçeğini değiştirmez. Bunu anlamayanlar varsa bu işten vazgeçmelidir.

Şimdi karşımızda bir enkaz vardır. Çare diye söylenenlerden biri anayasal bir kurum olan Kamu Hizmetleri Komisyonu’nun yapısını değiştirmek oldu. Hayret bir şey meğer hükümet hazırlığını da yapmış!

Görev tanımı, iş değerlendirmesi düzeni, komisyona atanacakların özlük hakları ve süreleri ve çıkar çatışmasının dengelenmesi gibi temel esaslar KHK’nun niteliğini belirleyecektir. Siyasilerin görev süreleriyle ilişkili görev süresi önerileri tam bir saçmalıktır. Yasayla görev sürelerini değiştirmek ahlaksızlıktır. Partizanlığı onaylamaktır. Sistemin içine etmektir.

İş tanımı ve iş değerlendirmesi yapmadan devamı istemek suçtur.

Bunları daha irdelemek gerekir ama yer yok.

Şunu öğrenmeliyiz ki iyi adam veya parti aramakla bu iş bitmez. Öyle bir sistem kurulabilir ki kendi kendini temizler. Eksik sistem başarısız olur çünkü bal tutanın parmağını yalayacağı çoğunlukla doğrudur. O parmağın ezileceği bir sistem şarttır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin