YKP, Egemen Bağış’ın ziyaretini değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:
Kıbrıs’ın kuzeyine Türkiye Cumhuriyeti müdahalesi artık o kadar spesifik alanlara kadar etkisini göstermektedir ki, artık büyük müdahaleler ‘normal’leşmiştir.
En son Egemen Bağış’ın ziyaretinde yaşananlar, açıklamalar bizlere bir kez daha nerede yaşadığımızı hatırlattı. TC yetkilileri artık diğer alanlar yanında partilerin kurultay işlerine de direkt müdahil olarak siyaseti bu yönden de şekillendiriyorlar.
Bu ilk kez olmadı. Avcı’nın UBP’den ayrılışı, ÖP’ün kuruluşu ve ertesi günü koalisyona sokulması da elbette Kıbrıs’ın kuzeyindeki siyasete TC’nin müdahalesiydi ama artık bu işi bir adım daha ileri taşımış durumdadırlar.
Egemen Bağış’ın ‘istikrar’ vurgulamalı açıklaması UBP delegelerine yönelik bir mesajdı. Çekilen samimi fotoğraflar, samimi görüntüler UBP delegesine adres göstermeydi. Zaten mesajı alan, kısa süre öncesine kadar muhalif olduğunu iddia eden bir bakan daha saf değiştirdi.
Ziyarette Turgay Avcı hep protokollerde en önünde yer aldı, UBP üyesinin partiye geri dönüşü tepkisine karşı, bu da UBP’lilere mesaj içermekteydi.
AKP gündeminden AB üyeliğini düşürdüğünden beri işsiz kalan Egemen Bağış’a bu vesile ile iş de çıkmış oldu.
UBP kurultayı bu ülkede artık hükümette olan veya olma ihtimali olan partilerin parti içi seçimlerinin bile müdahalesiz yapılamayacağını göstermesi açısından önemlidir.
Sürecin bu hale gelmesi şaşırtıcı değildir. Elçilik bir valilik makamına çevrildikten sonra hükümetlerin fonksiyonları bir o kadar daha budandı. TC yardım heyeti küçük bir binadan tüm kurumların içlerine doğru yaygınlaştı, yetisi derinleşti. Zaten o küçük binada da gerçek icracı hükümet pozisyonlarındaydılar, şimdi icracı müdür konumlarını da ele geçirdiler.
Bu yaygınlaşma ve derinleşme sürmektedir. Beşir Atalay, Kıbrıs’ın kuzeyinde İlahiyat Kolej’inin TED içinde eğitim verebileceğini bir talimatla buyurabilmekte, Ercan ihalesini kontrol için çıkıp adaya gelmekte! UBP kurultayına bakarak olsun diye Egemen Bağış adaya gönderilebilmekte…
Ortada büyük olduğu söylenen, finansal açıdan önemli bir miktar anlamına giden projeleri TC hayata geçirmeye çalışıyor, bu nedenle risk almadan, her şeyi kendisi şekillendirmekte.
Su işleri dairesi bir anlamı ise Türkiye DSİ bürokratları tarafından devralınmış durumdadır.
Tüm bu yaşananlara da bakarak artık yeter deme zamanın çoktan geldiğini vurgularız.
YKP, çürüyen, tel tel dökülen bu vesayet rejimini ortadan kaldırması gerektiğinin altını bir kez daha çizer.
