FİLELEFTEROS gazetesinin bugünkü ana haberi Kıbrıs bankalarının durumu. Gazeteye göre, 2012 yılının ilk dokuz ayında Laiki Bankası 1,6 milyar ve Kıbrıs Bankası da 211 milyon avro zarar etti. Bu iki banka da dikkatlerini zayıf noktalarını teşkil eden geri dönmeyen kredilere çevirmiş durumdalar. Eylül ayı sonu itibarıyla bu iki bankanın portföylerindeki sorunlu kredilerin toplam miktarı 11 milyar 8 yüz milyon avroya ulaşıyor. Bunun 7 milyarı Laiki ve 4 milyar 8 yüz milyonu da Kıbrıs Bankası’nın. Bankaların yaptığı açıklamalara göre, Laiki Grubu’nun toplam kredilerinin % 27,4’ünü geri dönmeyecek olarak değerlendirilen krediler teşkil ediyor. Bu oran Kıbrıs Bankası’nda %17,3. Yunanistan’a verilen ve bankalar ile Kıbrıs ekonomisi için bir kabusa dönüşen kredilerden Laiki Bankası’nın verdiklerinin %40,1’i ve Kıbrıs Bankası’nın verdiklerinin %20,9’u geri dönmeyecek kredi pozisyonunda. Laiki Bankası yaptığı açıklamada “genel bir belirsizlikten” söz etti ve Yunanistan’daki durum nedeniyle Kıbrıs bankacılık sektörünün ilk kez karşı karşıya kaldığı bir baskı altında kritik bir dönemeçten geçtiğini vuruguladı. Bu süreçte şube sayısını Kıbrıs’ta 95’e ve Yunanistan’da da 141’e indirdiğini duyurdu. Bu yılsonuna kadar daha başka şubelerini kapatacağını da belirtti. Kıbrıs bankası ise ilgili açıklamasında aşırı derecede belirsiz ekonomik bir ortamdan bahsetti ve yeniden sermayelendirme ve yapılandırma konusunda hazırlayacakları raporu Kıbrıs ve Troyka yetkilerine sunacaklarını duyurdu.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Mun Suriye’nin durumu ile ilgili olarak gelecek hafta Türkiye’ye gidecek. BM Genel Sekreteri’nin Türkiye’de ele alacağı diğer konular arasında Kıbrıs sorunu da bulunuyor. Türk yetkililerin Genel Sekreter’e Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki doğal gaz arama çalışmalarını da gündeme getirmeleri ve Birleşmiş Milletler’den bu sürece ilişkin suskun kalmamasını istemeleri bekleniyor.
Kıbrıslılar kanser, zatürre ve AİDS hastalığı sonrası en çok alzhaymer hastalığından korkuyorlar. Lefkoşa Üniversitesi Sosyal Araştırmalar Bölümü’nün yaptığı bir çalışma bu sonucu ortaya çıkardı. 729 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre, %90,8’i alzhaymer hastalığını biliyor. Kadınlar ve orta yaş üstündekiler arasında bu oran daha da yüksek. Hastalıkla ilgili bilgi kaynakları %59,4 oranında televizyon ve %45,1 oranında da dost çevreleri. Araştırmaya katılanların %54,7’si haftada bir iki kez bu hastalığa atıfta bulunduklarını belirtti. Bu konu özellikle yüksek öğrenim görmüş olan kadınlar arasında daha sık konuşuluyor. Araştırmada yer alanların yarıdan fazlası bu hastalıkla ilgili endişe duyuyor. Bu arada %58,5’lik bir kesim Alzhaymerli Hastalara Destek Merkezi’nin varlığından habersiz. %79,14’ü bu hastalığın semptomlarını biliyor ve %48,8’i bu hastalığın tedavisi olmadığına inanıyor. %25’lik bir kesim de ailesinde alzhaymer olan bir kişi ile evlenmenin kendileri için sorun olabileceğini belirtiyor. Bu arada yaşam süresi uzadıkça ve yaşlıların sayısı arttıkça alzhaymer vakaları da çoğalıyor. 65 yaş üstündekilerin %5’inin bu hastalığa yakalanmış oldukları görülüyor.
POLİTİS gazetesinin bugünkü ana haberi “Kıbrıs Bankası dayanıyor, Laiki yaşam mücadelesi veriyor” başlığı altında Kıbrıs bankalarının durumu. Gazeteye göre, 2012’nin Ocak-Eylül dönemine ilişkin banka verileri Kıbrıs Bankası’nın devletleştirilmeden kaçma olanağına sahip olduğunu gösterdi. Bu bankanın bu dönem içindeki açığı 729 milyon avro ve bu rakam yönetilebilir olarak görülüyor. Laiki Bankası’nın ise 1,5 milyar avro daha sermaye ihtiyacı var. Bu bankanın zararı 1,7 milyara ulaşmış durumda. Bankaların durumu ile ilgili kesin sonuçlar PİMCO şirketinin araştırmalarını tamamlaması sonrası ortaya çıkacak.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
Maaş kesintileri kapıya dayandı. Hükümet bazı sendikaların beklediklerinden daha önce maaş kesintilerini uygulamaya sokacak. Aralık ayı maaşları ile 13. maaşların bu uygulamadan etkilenmesi bekleniyor. Aslında hükümet bu uygulamayı Kasım ayında başlatmak eğilimi içerisindeydi. Sendikaların beklentisi ise bu uygulamanın 2013 yılında başlaması yönündeydi. Bu arada Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu bu konuda Filelefteros’un dünkü haberini doğruladı ve Aralık ayı maaşları ile 13. maaşlardan kesintiye gidileceğini söyledi. Siyasi partilerin ve sosyal ortakların bu durumu bildiklerine de dikkat çekti. Buna karşı dün yaptığı açıklamada SEK, geçen Cuma günü ilgili bakanlarla yaptıkları görüşmede bu uygulamanın 1 Ocak 2013 tarihinde başlayacağı yönünde bir izlenim edindiklerini belirtti. Bu konudaki gelişmelerin gelecek hafta içerinde netleşmesi bekleniyor. Hükümet bu konuyla ilgili bir yasa tasarısını Meclis’e sunacak. Maaş kesintilerinin yanı sıra Troyka ile mutabakata varılan bir dizi başka önlemin uygulanmaya girmesi için de yasa tasarısı hazırlayacak. Bu uygulamayla 2013 yılında bütçe açıklarının, Gayri Safi Hâsıla’nın %5,2’si ile sınırlanması ve Uluslararası Para Fonu, Avrupa Birliği ve Avrupa Merkez Bankası’ndan gelecek olan yardım alınana kadar bir rahatlamanın sağlanması hedefleniyor.
SİMERİNİ gazetesinin bugünkü ana haberi “Aralık ayı maaşları ve 13. maaşlar tepkilere rağmen kesintiye uğruyorlar. Memorandumun uygulanmasına başlanıyor. Kriz dişlerini göstermeye başladı” başlığı altında. Gazeteye göre, hükümet kamu çalışanları ile kamudan emekli olanların maaşlarında Aralık ayı itibarıyla kesinti yapılmasını başlatıyor. Hükümet bu konunun partiler ve sosyal ortaklar tarafından bilindiğini açıklarken, SEK bu konuda farklı düşünüyor. Bu arada Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu Kıbrıs’ın ikinci bir memoranduma ihtiyaç duymayacağını açıklayarak yurttaşları rahatlatmaya çalıştı. Ekonominin büyüme yoluna girmesi için gerekli önlemlerin alınacağını ve kısır bir döngüye girilmeyeceğini ifade etti. Ancak kriz dişlerini göstermeye başlamış durumda. Bankalar dün 2012 yılının ilk on ayına ilişkin ciddi zarar açıklamalarında bulundular. Bu arada yerel finans sisteminde tasarruflarda geçen Ekim ayında 386,5 milyon avroluk bir azalma görüldü. Verilen kredilerde de düşüş var. Yurttaşlar ekonomik krizin baskısı altında sigorta sözleşmelerini bozmaya başladılar. Kriz etkilerini piyasada da gösteriyor. Ana caddelerde mağazaların ciddi bir kısmının birbiri ardına kapandıkları görülüyor.
HARAVGİ gazetesinin bugünkü ana haberi “Orfanidis’in denetimi 10 milyar zarar bıraktı” başlığı altında. Gazeteye göre, Orfanidis’in Merkez Bankası Başkanı olduğu dönemde bankaların faaliyetlerine ilişkin olarak şimdi yapılan denetim sonucunda zararın 10 milyar avroya ulaştığı tespit edildi. AKEL Basın Sözcüsü Yorgos Lukaidis dün konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada bunun ülke ekonomisi ve çalışanlar üzerinde yıkıcı etkisi olduğunu söyledi. Lukaidis çalışanlardan sıkı tasarruf önlemlerinin talep edildiği bir dönemde Orfanidis’in sıfır ya da %1 faizle bugüne kadar kamuoyuna açıklanmayan miktarda bir krediyi neden ve nasıl alabildiği sorusunu da sordu. Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu da yaptığı bir açıklamada Orfanidis’in bazı açıklamalarını sorumluluklarından kurtulma amacıyla yaptığına dikkat çekti. Bankaların karşı karşıya oldukları sorunların büyüklüğü nedeniyle Kıbrıs ekonomisi açısından var olan risklere uluslararası derecelendirme kuruluşlarının dikkat çektikleri bir anda, Kıbrıs bankalarının Yunanistan’a ve diğer bazı ülkelere yönelik yatırımlarındaki büyümeleri Orfanidis’in nasıl izah edebileceği sorusunu sordu. Bankaların değerli kâğıtları piyasaya sürüp yurttaşları yanıltmaları hakkında da Orfanidis’ten açıklama beklediklerini ifade etti. Diğer yabancı bankalar Yunan devlet tahvillerini ellerinden çıkarırken bunların yüklenilmesinin ve 2011’in Mart ayında Marfin Egnatia’nın Laiki Bankası’nın yan kuruluşu olmaktan çıkarılıp bu bankanın şubesi haline dönüştürülmesini nasıl kabul ettiğini ve bunun sonucunda bankanın, bugün Kıbrıslı vergi mükelleflerinin karşılama durumunda kaldıkları 4,5 milyar avro kayba uğramasının izahını yapmasını istedi.
Gazetenin diğer haberlerinden bazıları
AKEL ile CTP Mağusa ilçe örgütleri dün akşam Frenaros’ta iki toplumlu kültürel bir etkinlik düzenlediler. Etkinliği selamlayan AKEL Genel Sekreteri Andros Kipranu sağ ve aşırı sağ kesimlerin, bugün görüşmelerin kesilmiş olduğu koşullarda sürekli bir şekilde taksimci tezleri öne çıkardıklarını söyledi. “Bazılarının ‘gevşek federasyon’ önerisi bundan başka nedir? Dönem, dönem gündeme getirilen “barikatların kapatılması” talebi bundan başka nedir? Ya da “taksimi telaffuz etmek bizi korkutmamalıdır” şeklindeki uç söylemler bundan başka nedir?” sorularını sordu. AKEL olarak, bu çevrelerin istediğini yapmayacaklarını belirten Kiprianu “Birleşmiş Milletler çerçevesinde Kıbrıs sorununun barışçıl çözümünde tutarlı bir şekilde ısrar etmeye devam edeceğiz. BM Güvenlik Konseyi kararlarında ve iki toplumun liderleri arasındaki Üst Düzey Antlaşmaları’nda belirtildiği şekilde siyasi eşitlikli iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümünde ısrar edeceğiz” dedi. AKEL Genel Sekreteri konuşmasının devamında Kıbrıs’ın taksimine karşı tek seçeneğin ülkeyi, halkı, kurumları ve ekonomiyi birleştirecek olan bir çözüm olduğunu vurguladı ve “Kıbrıs devletinin tek egemenliğini, tek uluslararası kimliğini ve tek vatandaşlığını güvence altına alacak ve Kıbrıs’ı yeniden birleştirecek çözümde ısrar edeceğiz” diye ekledi.