Yeni Kıbrıs Partisi, bugün (5 Kasım 2012, Pazartesi) saat 10:30’da Lefkoşa Belediyesinde bir süredir eylemler gerçekleştiren belediye çalışanları ve Belediye Emekçileri Sendikası (BES) ile dayanışmayı ortaya koymak ve bakanlar kurulunun sorunları çözmeyen ama çözemediği yerde şiddeti ve tehditti gündeme getiren Bakanlar Kurulu kararını kınamak için “Belediye Lefkoşayı temizleyemedi, Lefkoşalı ve emekçi belediyeyi temizleyecek” pankartıyla Lefkoşa Belediyesi önündeki eyleme katıldı…
Eylemde YKP’nin görüşlerinin ve alternatiflerinin ortaya konduğu bir de bildiri dağıtıldı.
YKP’nin eylemde dağıttığı bildiri şöyle:
BELEDİYE LEFKOŞAYI TEMİZLEYEMEDİ, LEFKOŞALI VE EMEKÇİ BELEDİYEYİ TEMİZLEYECEK
Yaşadığımız coğrafyada, ana akım siyasetin olduğu gibi, yerel yönetimlerin de profesyonel politikacıların tekelinde olmasının, lider/başkan sultasının sonuçlarını Lefkoşa’da bariz bir şekilde görmekteyiz. Lefkoşa Türk Belediyesi’nde yaşananlardan belediye başkanı ve belediye meclis üyeleri sorumludur.
Çöplerin toplanmaması ile ilgili salgın hastalık tehlikesi yine yönetimin beceriksizliğindendir. Benzeri durumlarda dünyanın birçok yerinde uygulanan ilaçlama yöntemleri bulunmaktadır. Ancak, yönetenler olası bir salgın ile ilgili, Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı primlerinin yatırılmadığı ve maaşları verilmediği için en demokratik haklarını kullanarak grevde olan belediye emekçilerini günah keçisi ilan etmeye çalışmaktadırlar. Bu kabül edilemez!
Lefkoşa’yı BİRLİKTE yönetmeliyiz.
Buna karşı mahallelerden başlayarak, bölgelerde yaşayanların doğrudan katıldığı ve kolektif iradesiyle oluşan talepleri doğrultusunda belediyelerin yıllık program ve bütçe tasarımlarını doğrudan yönlendirebilecek, DEMOKRATİK, EŞİTLİKÇİ ve ÖZGÜRLÜKÇÜ yerel yönetim modelini savunuyoruz!
“İnsanca” yaşanabilir bir şehir için neler yapılmalıdır:
- Ulaşım ağı ve alternatiflerinin yaşanabilir bir yerleşim yeri kurgusu ve insan odaklı bir yaklaşımla düzenlenmeli, hızlı, ucuz ve konforlu bir ulaşım ağı kurulmalı;
- Eşit, parasız nitelikli sağlık, eğitim hizmetleri ve itfaiye, trafik gibi alanların idaresi ve planlanması yerel yönetimler tarafından devralınmalı, planlamalar tüm yerleşim yerlerinde yaşayanların katılımı ile yapılmalı;
- Altyapı yatırımlarının dağılımı adil bir biçimde yaygınlaştırılmalı “insanlık onuruna yaraşır bir yaşam” sürdürülebilecek yerleşim yerleri yaratılmalı ve söz, yetki ve karar hakkı kumarhanecilerde, kara para aklayıcılarında, mafyalarda ve uluslararası sermayede değil, toplumda olmalı;
- Eğlence, dinlence ve eğitim ihtiyaçlarımızı karşılamak için, yerleşim yerlerine yakın, ulaşılması, erişilmesi ve kullanılması herkes tarafından mümkün olan ortak kullanım mekanları yaratılmalı;
- Çocukların, yaşlıların ve engellilerin, diğer insanlarla birlikte, tecrit edilmeden, toplum hayatının günlük yaşantısına katılmaları sağlanmalı, bu doğrultuda engelsiz ve güvenli yaşam alanları yaratılmalı;
- Kadınların yerel yönetimlere katılımları eşitlikçi bir seviyeye gelene dek, ‘kadın meclisleri’ ve ‘eşitlik komisyonları’ kurulmalı ve bu kurumların yerel kadın örgütleri ile istişare halinde çalışmaları desteklenmeli;
- Yerel yönetimler kadınları toplumsal cinsiyet temelli şiddetten korumakla ilgili sorumluluk almalı, bununla ilgili ilk etapta etkin ve çalışan bir sığınma evi kurulmalı ve bir destek hattı hayata geçirilmeli;
- Kadınların toplumsal cinsiyet rollerinden ötürü sorumlu tutuldukları, özlerinde kamusal olan, bakım hizmetleri yerel yönetimler tarafından verilmelidir.
LTB ile ilgili yaşananlardan endişeliyiz, öfkeliyiz, kaygılıyız. Artık bugüne kadar bizi sürekli kriz içinde yaşatanları elimizin tersiyle itmek ve kendi kaderimizi ellerimize almak için hemen şimdi mücadeleyi yükseltiyoruz!