Ben kendimi bildim bileli ve özelikle biraz olsun etrafımla ilgilendiğim dönemden beri Ortadoğu olayını hep duydum tanış oldum. Bazen araştırarak bazen ezberleyerek hep ilgili coğrafya ile siayset açılımlı gelişme oluşturdum. Sorguladıkça ve öğrenip yeniden yaratıcı düşünce oluşturdukça hep ama hep Kıbrısın nasıl direk içel Ortadoğu durumuyla yüzleşir oldum. Öğrendim ve yaşadım: Bu kez daha öğrenmek için yaşadıklarım yanına araştırmayla yeniden öğrenme sürecine girdim. Ben öğrenip yaşarken tekrar tekrar yeni Ortadoğular poletikalar üretiyordu. Bunlar hep genel merkezle kesişiyordu: “Emperyalist sömürgeleştirme, enerji Pazar kavgası ve Emperyalistler arası nifus mücadelesi” stratejileri Ortadoğunun başına yeni belalar kanlar acılar yeşertiyordu. Din, Etnik ve daha parçalı Mezhepler hep oynun temel figürleri olup uzaktan yöneten efendilere yeni karlar sağlıyordu. Şunu artık geneleştirmek gerekir: Nerde kriz varsa ve o çatışmalara sıcak temaslara dönüyorsa, mutlaka bir taşlar oynar! Nitekim son hazırlanan ve şimdielrde güzel anbalajdan çıkıp uygulamaya kanla giren Ortadoğu geliştirilmiş projesi, sonuçta yine sınırların yeniden çizimine dek uzayacaktır. Konuyu fazla dalandırmadan yaşayarak ve öğrenerek oluşturulan kısa Ortadoğu Emperryalist birikimi şöylesine özetleyim.
Ben şimdilerde Ortadoğu olaylarını yine kurgulanıp uygulamaya sokulan bir temel stratejiyle yaşıyorum. Elbet herkes yaşıyor: Öyle yaşıyoruz ki yeni terimler yanında yaratılan bilgi kirliliği, taraflı tutumların uçuştuğu medyalarda, spekilasyonun artık dağılan arpa gibi sayılmaz uygulamaları sonucu “Probaganda habercilik, operasyon gazetecilik” kavramlarını da üretti. Ben yaşayarak ama verileni değil sorgulayarak öğrenirken birden tam Ortadoğu yakın tarih aklıma takıldı. Elbet Ortaçağa dek veya Osmanlı fetihcilik dönemine dek gitmeyecem. Ortadoğunun Emperyalist sömürge alanına girdikten soraki bazı dönemeçleri örenme sürecinde kısaca anımsatacam.
Enperyalist Ortadoğu ilk genel pilanlama 1916 yılında yapıldı. Bölgenin haritası çizilip bölgeler ayrıştırıldı. Ancak Emperyalist projeyi bozan gelişmeler oldu: Özelikle pilanlama taraflarından biri olan Rus Çarlığı devrimle Soviyetlere dönüşünce, devrimci iktidar Ortadoğu oynundan çekilince çizilen Kuzey Ortadoğu haritası yaşama geçmedi. Soradan Türkiyede Kemalist Devrimle bu proje arap ülkeleri coğrafyasında sıkışıp kaldı. Yinede Ortadoğu efendi Emperyalist ülkeler kendi sömürge alanlarına göre hem paylaşım hemde ülke sınırlarını çizdiler.
İkinci paylaşım savaşı sorası Emperyalist poletikada bir dizayin yapıldı. Özelikle sömürge poletiaksında klasik sömürgecilikten yeni sömürgecilik yani “Açık işkalden gizli işkale geçişle” Ulusal kurtuluş hareketleri ve sosyalist yükselişi kontrol altına alma uygulaması başladı. Yalnız Ortadoğuya has bir uygulamada gelişti. Taşınan nifus ile İsrail devleti bölgenin temel gücü olarak kurduruldu. Ayni zamanda Ortadoğu diğer coğrafyalardan farklı olarak sürülen mülteci vatansız Filistin sorununu da yaratılar. Böylelikle Ortadoğu Soğuk savaşa hem İsrail Filistin gibi yeni sorun ve artık Soviyet Amrikan nifus mücadele alanı oluyordu. Amerika süreç işçinde İsrail temeli olan poletika yanına İslamcı oluşumları özelikle Sünni merkezli aşiret devletelri yanına alırken, Soviyetler daha ulusalcı arap devletlere yakın oluyordu. Mısırın Nasır yönetimi, Suriye ve bir ölçüde Lipya bundan dolayı Sovieyt yanlısı oldu. Ayni şekilde Filistin hareketi özelikle yenilen arap devletleri sorası bölgenin temel devrimci dinamiği oluyordu. Yetmişler bu üçkenli karmakarışık Ortadoğu yaşanıyordu. Merkezi ülke konumunda Türkiye ve irandaki yükselen devrimci çizgiler, Buna Filistin de takılılrken, Sovieyt etkinli ulusal arap devletleri ve Emperyalist temel İsrail artı Sudiler başta diğer İslamcı Sünni eksenli devletler oluşuyordu. Elbet Türkiye ve iran Amerikanın Yeşil kuşak hamlesi oluşumunun ortasında yer alırken, Mit, Savak ve Mosat isdihbarat ortak paydaşlıkta kurumsalaşıyordu.
Afkanistan Soviyet işkaline uğraması, iranda Şii Devrimi olayları Emperyalistleri direk islamı Cihatla toparlayıp yeni Ortadoğuda resmen daha dinci eksene kayıyordu. Bu arada Dünyada Emperyalist Neolieberal sermaye saldırı Ekonomi deneyimi de Türkiyede hızla 12 Eylül darbesiyle başlatılıp Özalla sürdürülüyordu. İnanılmaz bir sermaye askeri din idolojisi bölgede hızla tırmanıyordu. “Komonizim karşıtı”.
Doksanlarda Ortadoğu başka bir poletik olayla karşılaşıyrdu. Büyük veya Gelişletilmiş Ortadoğu projesi: Bu Kültürler çatışması ve Avrasya Stratejik uzun vadeli hedeflerin önemli ilk halkası oluyordu. Bu projede resmen kimine göre 22 kimine göre de25 ülkenin zaman içinde dizain edilerek sınırların değişme olasılığıda vardı. Buna önceleri güldük: Hatta şu söcükler bize biraz ters geliyordu: “Artık Sınıfsal mücadele tarihe karıştı. Şimdi Kültürler çatışması olup özelikle kırılma fay hattı Ortadoğu oalcaktır” deniliyordu. Buna nekadar inanmasakta ikibin yılındaki ilk kez Amerikada oylar saydırtılmayarak çalınan seçimle ikinci Buşun başkan olması kuşkuları artırdı. Çünkü Birinci Buş ıraka saldırmış ama sonuçta özelikle projenin mimarları olan Neomuhavazakarların istediği gibi sonuca gitmemesi nedeniyle ilk deney başarısız oldu. Ama ikinci Buş ve ardından 11 Eylül faciyası sonucu çekilen tetik Ortadoğua yeniden işkaller çatışmalar ve dizayinelri getirdi. Artık eski saydamlaşan ortaklr özelikle Afkanistan ortaklığı şimdi karşıtlık oldu. Yalnız çok yalan probaganda özelikle ırak işkalinde çok kulanıldı. Bize Emperyalist algıalrın dışında sorgulamayı da dayatı.
Şimdi bu olayların devamında Suriye merkezinde bulunuyoruz. Hani o Suriye ki hep sistemin karşısında yer alan Suriye! Şimdi bakın son gelişmelere; Türkiye Enerji bakanı Erbil yerine Kayseriye iniyor: Lübnanlı Süni vekil Türkiye üzeriden gönderdiği silahları istanbulda anlatıyor; Suriyede sanki tek eksen “Muhaliflermiş gibi” durmadan onarlın açıklaması yayınlanıyor. Epey geride olma iamjından birden Amerika İngiltere Kimyasal silah probagandasıyla askeri müdahaleden söz ediyorlar; Gelen haberin hangisi doğru kuşkusu iyice yayıldı. Patriyotlar, Füze kalkanı radarları Türkiyeye yerleşiyor; Şii Hilal ekseni tavsiyesi konuşuluyor; Kürtlerin artık dinamik olduğu ve ırak, Suriye olaylarında konu öne çıkarken Türkiyede hep kuşku ve ret etmede direnç oluyor. Hepsinin arasında Kıbrısta denizde doğal gaz çıakrılmaya, İngiliz üstleri isdihbarat için kulanılıp yandaşlara Türkiye üzerinden verildiği gerçekleri de vardır!
Ne dedim; Yaşadıkça Öğrendim, öğrendikçe daha sorguladım! Ortadoğuyu ister Mısırda, ister içeleştiğimiz Türkiyede ve pek bizde söylenmek istenmeyen Kıbrısı her Ortadoğu dizeyininde bir yerlerde buldum. Yeni sömürgelik Kısgacında “Kıbrıs cumhuriyet vesayet devleti”; Yetmişler sol gelişme ve Filistin çıkışında fiylen dış müdahalelerle parçalanan, Doksanlar sonu tetiklenen Ortadoğuda girderek Annan pilanında ve gazlar çıkarken anlaşılmaz hiçeleşme ve kuzeyde sermaye el değiştirme ilahak adımlarıyla güneyde patlatılmalarla kriz! Demek oluyor ki daha yaşayarak öğrenecem. Ama atres hep burada değil uzaklarda sistemin merkezinde oluyor.