YKP, belediyelerin girdiği çıkmazı değerlendirdi, alternatif var mı sorunlarına cevap verdi. Konuyla ilgili YKP’nin açıklaması şöyle:
Kıbrıs’ın kuzeyindeki tüm belediyelerde sorunlar yaşanmaktadır. En meşhur olan sorunlar ekonomik olanlardır ve çöp toplama gibi çok temel bir noktaya indirgenerek konu tartışılmaya çalışılmaktadır. Konu bu olunca çöpleri iyi toplayan iyi belediyeci oluyor.
Lefkoşa’yı su basınca Venedik diye manşet atanlar, kendi belediyelerini su basınca doğal felaket diye haber yapabilmekteler. Muhalif partilerin elindeki belediyelerde bile başkan hariç kimsenin sesi duyulmamaktadır. Yalnızca parasal konular gündeme geldiğinde, diğer muhalif belediye meclisi üyeleri bir açıklama ile durumu idare etmekteler.
En meşhur muhaliflerin elindeki belediye, iyi örnek olarak herkese takdim edilmektedir. Ama orda da sorun taşeronlaştırmalar, yaygın hizmet satın almalardır. Taşeronlaştırma günümüzdeki neo-liberal politikaların en yıkıcısıdır. Hem örgütlü, sendikal mücadeleyi sekteye uğratmakta, hem de güvencesiz, esnek çalışmanın önünü açmaktadır.
İhtiyaç olan, belediyelerin birer yerinden yönetim olduğunu bilerek hareket etmektir. Yaşanan yerleşimi, yaşayanları ile birlikte yönetmektir. Yaşayanların özellikle bütçe denetim sürecine katılımı sağlanmalı, katılımcı bütçe uygulamaları hayata geçirilmelidir. Belediye Meclislerine mutlaka işlerlik kazandırılmalı, mahalle meclisleri ile de Belediye Meclisi üyeleri denetlenmeli, yerleşim yerinde yaşayanların talepleri bu şekilde aşağıdan yukarı çıkmalıdır. Her şeye karar verme gücünü tek başına elinde tutan Belediye Başkanlığı sultasına son verilmeli, katılımcı demokrasinin tüm kurumları çalıştırılmalıdır.
Yerleşim yerleri tüm yaşayanların katılımı ile tabandan tavana doğru kararların alınacağı mekanizmalarla, ekoloji merkezli yeniden planlanmalıdır.
Bunlar hayata geçirildiğinde yerleşim yerleri daha yaşanır ve demokratik olacaktır.
Bu nedenle bir kez daha ve yeniden yerleşim yerlerini BİRLİKTE yönetmeliyiz çağrısı yapıyoruz.
YKP olarak, mahallelerden başlayarak, bölgelerde yaşayanların doğrudan katıldığı ve kolektif iradesiyle oluşan talepleri doğrultusunda belediyelerin yıllık program ve bütçe tasarımlarını doğrudan yönlendirebilecek, DEMOKRATİK, EŞİTLİKÇİ ve ÖZGÜRLÜKÇÜ yerel yönetim modelini savunuyoruz!
“İnsanca” yaşanabilir bir yerleşim yeri için:
- Ulaşım ağı ve alternatiflerinin yaşanabilir bir yerleşim yeri kurgusu ve insan odaklı bir yaklaşımla düzenlenmeli, hızlı, ucuz ve konforlu bir ulaşım ağı kurulmalı;
- Eşit, parasız nitelikli sağlık, eğitim hizmetleri ve itfaiye, trafik gibi alanların idaresi ve planlanması yerel yönetimler tarafından devralınmalı, planlamalar tüm yerleşim yerlerinde yaşayanların katılımı ile yapılmalı;
- Altyapı yatırımlarının dağılımı adil bir biçimde yaygınlaştırılmalı “insanlık onuruna yaraşır bir yaşam” sürdürülebilecek yerleşim yerleri yaratılmalı ve söz, yetki ve karar hakkı kumarhanecilerde, kara para aklayıcılarında, mafyalarda ve uluslararası sermayede değil, toplumda olmalı;
- Eğlence, dinlence ve eğitim ihtiyaçlarımızı karşılamak için, yerleşim yerlerine yakın, ulaşılması, erişilmesi ve kullanılması herkes tarafından mümkün olan ortak kullanım mekanları yaratılmalı;
- Çocukların, yaşlıların ve engellilerin, diğer insanlarla birlikte, tecrit edilmeden, toplum hayatının günlük yaşantısına katılmaları sağlanmalı, bu doğrultuda engelsiz ve güvenli yaşam alanları yaratılmalı;
- Kadınların yerel yönetimlere katılımları eşitlikçi bir seviyeye gelene dek, ‘kadın meclisleri’ ve ‘eşitlik komisyonları’ kurulmalı ve bu kurumların yerel kadın örgütleri ile istişare halinde çalışmaları desteklenmeli;
- Yerel yönetimler kadınları toplumsal cinsiyet temelli şiddetten korumakla ilgili sorumluluk almalı, bununla ilgili ilk etapta etkin ve çalışan bir sığınma evi kurulmalı ve bir destek hattı hayata geçirilmeli;
- Kadınların toplumsal cinsiyet rollerinden ötürü sorumlu tutuldukları, özlerinde kamusal olan, bakım hizmetleri yerel yönetimler tarafından verilmelidir.
Belediyeler ile ilgili yaşananlardan endişeliyiz, öfkeliyiz, kaygılıyız. Artık bugüne kadar bizi sürekli kriz içinde yaşatanları elimizin tersiyle itmek ve kendi kaderimizi ellerimize almak için hemen şimdi mücadeleyi yükseltiyoruz!
Yeniden ve bir kez daha vurguluyoruz: başka bir yerel yönetim mümkün!