Son günlerde Fransa sadece kendi gelişmeleriyle değil, dünyayı etkileyen kararlarla ve yaşanılan olayların genel kıvılcımıyla adeta sistemin önemli merkezlerinden biri haline geldi. Fransa zaten önemli Kapitalist güç ülkesi olarak dünya siaysetinde yeri vardır. Diğer sistem ülkelerinden önemli farkı; Fransanın özelikle geleneksel sol eksenli örgütlerinin olması ve siaysal sosyolojik olarak demokratik kuruluşlar ve felsefeli düşünce gelişimi nedeniyle değişken çevrelerin sorunlara bakışının da olmasıdır. Bundan dolayı İngiltere veya Amerikanın aksi Fransada mutlaka olumlu olumsuz hem sosyal muhalif çeşitli tepkiler, hemde düşünsel Felsefe tartışmları nedeniyle konuların konuşulması bir başka olmaktadır. Ama gerçek olan yinede şudur; Fransa önemli Kapitalist ülke olup dünyadaki olaylarda etkisi damgası mutlaka vardır. Sınıfsıl tekelci burjuvazisi, idolojik felsefi ekseni, askeri gücü yanında hep Fransız geleneksel muhalif çizgi nedeniyle bazı konularda değişken duyarlılıklarla ülke dünyanın hep merkezi ekseninde dolaşmaktadır. Zaten Fransa denilince; Tarihsel Fransız Devrimiyle Ulusalcılık, Paris Komin deneğimi, Fransız sınıfsal mücadele tarihi, ikinci paylaşım duruşlar ve daha yakında 68 öğrenci olaylarıyla adeta ülke hep belirli tarihleri dünyalaştırıp yazdı.
Son günlerde Fransa hem Fransa olarak hemde bazen Ortadoğu, Bazen Kürt sorunu, sora sıçrayarak Afrikada Mali ve Somali eksenine uzayan, sora Afkanistan yeni kararıyla etki yapan ülke olarak sık sık dış dünyanın gündemine girdi. Yine yaşanılan Kapitalist krizin resmen bildik tek eksenine yeni seçimiyle en azından AB içinde yeni bazı ayarların meraklı durağı oldu. Satıkları silahlar veya Suriye gibi takınılan tavırlarla Fransa dünyada yer bulurken, içsel olarak Eşcinsel karşıtı Katolik ve İslamcıların görülmedik ortak protestosu, vergi artırma nedeniyle Rusyaya dek giden yıldılzları, bunlar savrulurken birden gelen suikas haberi adeta Fransayı içsel olarak cinayet, genelde ise Kürt, giderek Ortadoğu coğrafya içeleşme konumuna taşıdı: Tabi şu çelişki hemen oldu: Herkese göre Fransa konuşulmaya başlandı. Türkiye ağırlıklı kesimler öldürtülen PKK kadınları öne çıkarken, Afrikalıllar Malideki askeri müdahaleyi, ekonomisler ise Almanya ile nasıl uzlaşılıp ortak karar almaya yoğunlaştı. Fransa içinde ise ülkedeki protestolar ve giderek vergiden kaçan “sanatcı yıldızlar” şöylesine olsada konuşuluyor. Ama değişmez gerçek; Fransa dünyalaşıp konuşuluyor. Öyle çok boyutu var ki şimdilik Suriyedeki direk katılımı ve Türkiye ile örtüşen ortaklık dahi fazla konuşulma şansı olmuyor.
Onca laftan sora bizim hisemize gelen Fransadan biraz daha söz edelim: istesekte istemesekte hem Ortadoğu coğrafyasının dibinde veya içinde olurken, öte yandan artık yapılan gelişme adımlarla Türkiyeleşme içeleşme ilhak adımları artık ağırlıkla tortulaşıp yerleşiyor. Onun için öldürtülen ama Fransada yaşanan ve direk önce Türkieye, daha açılımla Kürt coğrafyasını ve giderek Ortadoğudan Avrupaya uzanan coğrafyada önemli etkisi oldu. Poletik nedenleri ve cinayetlerin olduğu yer kadar zaman ayarı ile birlikte konu gündeme düştü. Tamda Öcalan ile Türkiye devleti görüşmeleri açığa çıktığı, Kürt dinamik kartı Ortadoğuda önemli kaygan zemine girmişken, Fransanın bölgesel müdahale gücü artar ve Türkiye ile örtüşürken cinayet Fransada oldu. Fransanın Kürt konusundaki ilgisi bilinirken ve Ortadoğu poletik oynundaki yeri sonucu olay Ortadoğu coğrafyasında değil, Fransada tamda heryerde konuşturulacak yerde suikas oldu!
Burda çok ince bir poletik duruma dikat! Bu tip suikasler hemen ortaya çıkmaz. Konuşulma başlangıcından itibaren herkesim kendi poletik duruşu ve gelecek hamlesiyle birlikte konuşmaya başlar. Olanı Değil; Poletik duruşa ve probagandayla kazanarak hamle yapma eylimleri öne çıkar. Bu hem Türkiye hem Kürt hemde konuya yakın uzak kesimelrin tutumunda beklide örtüşen olay olarak kavranmalıdır. Zaten Ortadoğu olayından söz etiğimize göre bir çok suikastın nedeninden çok yapılacak poletik hamlede kulanıldığını bolca tanık olup yaşadık. Sanırım Hareri olayı ile gerçek değil Suriye ve ordan Hizbulaha karşı probaganda olma gerçeği daha dün yaşandı. Sonuçta Suriyenin olmadığı kanıtlansa dahi lübnandan çıkarılan ve şimdi de parçalanmaya sokulan bir Suriye gerçeği yaşadık! Onun için 3 PKK kadın cinayeti Fransada olsada ve bununla ilgili birçok öngörü olsada, hatta bazıları öngörü yerine poletik konuma göre konuşma kaçışını yapsada, sonuçta olay kolay kolay geneli aydınlanması beklenmesin! Birde beklide Demirtaşın en doğruyu vuguladığı şu gerçek vardır; “Mantar tabancası dahi patlasa haberi olan Fransız isdihbaratı bunu nasıl bilememez” sorusu tamda doğru bir sorgulama oluyor. Çünkü Öldürtülen 3 kadının siaysal niteliği ortadayken, Fransız isdihbaratının gücü ve etkisi ortadayken burada kuşku olmaması mümkün değildir. Zaten ondan dolayı diyorum ki “bu olayın nedeni şimdilerde ortaya çıkmaz! Sadece şu önemli dinamiği ekleyim: Fransada olduğu kadar gerçekten konuya da ilgi duyarak Fransız solu olayın üzerine giderse, bazı can yakan bilgielri öğrenme şansımız vardır. Diğer batılı Ülkerlerden farkı Fransada ordaki sol Sosyalist kesimelrin konuya duyarlı olurlarsa başka gerçekler ortaya çıkar. Yok Mali veya Suriye olaylarında olduğu gibi ilgisiz kalırlarsa işimiz resmi probaganda bilgielrle kuşkuların uçuşup gittiği havada zamana dağılarak kalır!
Bu arada Fransanın eski klasik sömürge sahibi ve şimdilerde önemli Yeni sömürge efendili olduğunu yine Maliye yapılan müdahaleyle anlıyoruz. Aslında sadece mali değil; Tüm Ortadoğu, Asya ve Afrikada daha dün devrimcilere ve bağımsızlığa karşı kulandıkalrı İslamcıları şimdi Kültürler çatışmasıyla “terörist” oalrak savaşılan öteki yaptılar. Malide daha dün Lipyada Kadafiye karşi kardeşçe çarpışıp onu devirirken, birden şimdi Malide onlara karşı müdahale ediyorlar. Kapitalist Emperyalist gerçekelrden biri de budur. Tabi Malide devletin ordu hükümet parti karmaşası ve kuzeyi ele geçiren eski ortak İslamcı kavgasında elbet iş efendi Fransaya geliyor. Bundan dolayı tekrarlıyorum; ister yapılan cinayetlerle öldürtülen 3 PKK kadını, isterse Maliden Somaliye ordan Suriye Kürt bölgesine yapılan müdahaleri daha doğru analiz yapmamız için mutlaka Fransız solunun tavırları ve bilgileri çok önemlidir. Yoksa bir çok olayda olduğu gibi Fransada demokratik hakları korumada sokakları salayan sol, dış işkalerde sesizleşme duruşunu tekralayacakmı? Sanırım sosyalist KOmonist ve devrimcilerin beklide sermaye gibi ortaklaşamamanın sorusu burada ytıyor.
