yaklaşımlarAlpay DurduranKaostan medet umuyorlar – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

Kaostan medet umuyorlar – Alpay Durduran

Yeniçağ podcastını dinleyin

Belediyeye çare ararken başlarına bela bulacaklarını umarım. Yoksa çare ortaya çıkacaksa herkesin yararlanacağı bir durum ortaya çıkar. Bunu takdir ederler mi?

Sanmam. Çünkü dokunulmazların işine çomak sokan bir durum olur. Çünkü esasta ileri ülkelerden kopya çektiğimiz sistemimiz çarenin kendisidir. Büyülü çözüm yoktur. ABRA KADABRA DEYİP de sihirbazın çözeceği bir sorunla karşı karşıya değiliz.

Erdoğan hiç de kapasiteli bir lider olmadığını yaptıklarıyla kanıtladı ama halkı onu seçmeye devam ediyor. Sanıyor ki o giderse illallah dediği eski düzen gelecek ve ANAP, Doğru Yol, MHP, Ecevit, Baykal ve ilginçtir Erdoğan’ın Hoca’sı iktidarı ele geçirip % beş yüzlere varan enflasyon kendilerini ezecek. Onun için Türkiye’de Sihirbaz olmadığı anlaşıldığı ve hatta tehlikeli olduğu halde Erdoğan dönüp dönüp gene seçilen birisi oldu.  Bizde de kim umutların tükendiği halde çare peşinde koşacağına sistemin işlemesine izin verirse uzun süre seçilip duracak.

Burada bela dediğim çare üretecek olan durumdur. Bunun Türkiye tarafından bilerek yaratılmakta olduğunu sanırım. Süreç sonunda ki süresinin ne kadar olacağını söyleme olanağı yoktur; çare ortaya çıkar mı derseniz arada bir biraz para atıp Kıbrıslıları teskin etmeye kalkmak çarenin bulunmasını uzatabilir.

Çare aslında yasalara ve etik davranmaya zorlayan güçler ayrılığına izin vermektir. Yani etik davranmayanın yasalara ters davranmaya başlaması yüzünden elinin yanmasıdır.

Belediyede suçsuz görülen belediye meclis üyelerinin başkan tarafından size de kontenjan siz de işçi veya memur atayın teklifine genel olarak katıldıkları haberlerde yer aldı. Çare bir daha böyle bir şeyin olmamasını sağlamaktır. Yani böyle bir teklif gelirse estağfurullah diyenleri seçmek değildir. Tabii ki estağfurullah diyecek olanları seçmek iyi bir şey olur ama sistem böyle bir şey olmayacağını garanti eden düzenin çalışmasını sağlayan bir sistem olup da böyle bir şey olursa kayıtlardan onu izleyip cezalandıracak olursa işe yarar. Belediyede gereken için ilk adım da kimsenin hayrını görmediği meclisin yetkilerini kullanmasını kaçınılmaz hale getirmektir.

Belediye yayasına göre belediye meclisi kendi çalışma yöntemini kendi

Yapacağı bir tüzükle düzenlemedir. Yani meclisin üyeleri bir tüzük çıkarılmasını sağlamalıydı, uzun süre yapmadı ve sonra bir tüzük ortaya çıkmış olsa da evlere şenlik bir tüzük ile eline yetki almayı reddetmiş gibi oldu. Şimdi de başkan bize haber bile vermeden dilediğini yapardı diyorlar. Başkana meclisle ilişkilerini bir tüzük yaparak nasıl yürütmesi gerektiğini söylemeyen bir meclisin üyelerinin şikâyet hakkı olamaz ama meclis üyeleri yanında başkana verilen görevi meclis üyeleriyle paylaşmasını istemekle yükümlü halkın da bunu anlaması gerekir. Halk bunu bir türlü anlamıyor.

Halkın belediyeyi devletin bir parçası olarak kabul etmek gibi bir kültürel sakatlığı da var. Devletin soyut olarak tekliği, işlerin bir birini denetleyen parçalı haliyle görülmesi gerek maddi hali bir birine karışmış durumdadır. Hala daha padişahlıktan demokrasiye geçemeyen bir kültüre sahiptir.

Bir belediye başkanı “bir işçi bile alamaz mıyım” diyerek yasa değiştirdi ve işçi istihdam hakkını elde etti. İş değerlendirmesi yapıp standart zaman etüdüne göre personel ihtiyacı saptanmadıktan sonra başkan nereye ne işçi gerektiğini hesaplayamaz. Başkanın elinde şubelerdeki amirlerin iş değerlendirmesi sonucu hazırlanmış raporları olmalı ki işçi gereği ortaya çıksın. Yoksa ben bilirim diyen başkan halt eder.

İngiltere bir zaman üslerinin masraflarını azaltmak için işçi çıkarmak gereği duyduydu. İşçi çıkaracaksan iş azaltacaksın değil mi? Bizim başkanlar gibi bir bilen olmadıkları için iş değerlendirmesine karar verdi ve Kıbrıs’a iş değerlendirmesi yapacak memurlar yolladı. Onlardan birisi de Abi’min yanına oturarak her yaptığı işi kayda geçirdi ve her iş için harcanan zamanı hesapladı. Bunlar toplanarak harcanabilecek işleri ortaya çıkardılar, yetmedi ki bazı işleri yapmaktan vazgeçtiler. Sonunda da İngiltere bütçe yasasına göre kesilmesi istenen kadar masrafı kestiler.

İngiliz ahmak bizimkiler akıllı mı? Bizde işgücü azaltmak için iş değerlendirmesi yapıldığını gören oldu mu? Bekle emekli olsunlar da memur sayısı azalsın diyen bir idare bilir ki fazla memur vardır ama çıkan memurun yerine kimin kalacağına önem vermez. Sonra da gerekli yerler var ki yeniden istihdam yapılsın diye yeniden memur alımına geçilir. Burada iyi derken işbaşında eğitim de şarttır. Ve saire…

Kural olarak seçimden gelecekler için iyi bir adam çıkmasını beklemekten vazgeçip haddini bilen ve yasaların ensesinde olduğunu unutmayan insanlar arasından bir sistem kurulması gerekir. İyi insan yasaların denetiminden kaçmayan hatta yasalara rağmen ülkeyi kurtarmak isteyen insanların iyi insan değil tehlikeli insan ve hatta zararlı insan olduğunu kabul edendir. Yetki yasal olmalıdır. Yasa bana yetki vermiyor ama ülke çıkarları yasaları eğip bükmeyi gerektirir diyenden korkulur.

Hrant Dink’i vurmak için adam arayan da vuran da ülke hayrına diye vurmuş olabilir ama ülkeye büyük zarar vermiştir.

Belediyenin güçlüğünü aşmak için yasadışı para bulan maliye bakanı suçludur ve ülkeye zarar vermiştir. Şimdi TV’ye çıkıp yasal olarak bu seferkini vermek gerektiğini söyleyen maliye bakanı suç işlediğini bilerek İTA amirine uymamış ve parayı sağlamıştır. Kaymakam Lefkoşa’ya hizmet ettiğini iddia eder ve epey çaba harcamıştır ama yasaya aykırı davranmıştır. Maliye bakanı bu kez yasal davranmaya dikkat ederken bakarsınız muhalefet iktidar olur bize ve memurlarımıza hesap sorar dedi. Haklıdır korkmakta çünkü benim elime güç geçse veya mesela Amerika’da olduğu gibi yurttaşın dava açma hakkı olsa üstüne gideceğim.

Memurlar AB üyeliğine genelde onay vermiştir ama AB’de, “memur dava edilemez çünkü amirinden izin alınması gerekir” diye bir kural yoktur. Amirini de memurunu da bütçe yasasına aykırı emirleri uyguladı veya yetkisiz borçlanmalara hazinenin kefil olmasına izin verdi diye davalar gün gele açılacaktır.

Unutulmamalı ki hesap sorma devri gelmeden hazinenin kurtulmasına olanak yoktur. Bir gün mutlaka hesap sorma devri açılacak ve herkes sıraya gelecektir. Hazineyi bilerek borca sokmak veya yetkisiz kira gibi şeyleri onaylamak suçtur ve konusu suç teşkil eden bir işi yazılı emir olsa bile yapmak suçtur.

Bu sağlansın göreceğiz ki bir mucize gerçekleşecek ve işler rayına oturacaktır. Sistemin eksiklikleri de tamamlanma gereği ortaya çıkacak çünkü canı yanan sistemin tamamlanmasını ve yalnız başına yanmayı içine sindiremeyenler de destek olacak.

Türkiye’de bu yönde gelişmeler vardır. Bunlara sahip çıkan geleceğin alternatifi olacaktır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
359AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin