(KHA) Kıbrıs sorununu çözme çabaları, doğrudan müzakerelerde çıkmaz, 2004’te Birleşmiş Milletlerin hazırladığı, Kıbrıslı Rumların büyük çoğunluğunun reddettiği Annan Planı, çözümle alakalı doğal gazın keşfedilmesi, 17 Şubat’taki seçimlerde aday olan üç ana rakip arasında tartışıldı.
İkinci tur cumhurbaşkanlığı tartışması Pazartesi akşamı, merkez sağ Demokratik Parti DİKO tarafından desteklenen, ana muhalefet partisi, Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) Başkanı Nikos Anastasiadis, iktidardaki AKEL partisinin desteklediği Stavros Malas ve Sosyal Demokratlar Hareketi EDEK tarafından desteklenen bağımsız aday, eski dışişleri bakanlarından Yorgos Lillikas arasında gerçekleşti.
Nikos Anastasiadis açıklamasında, Kıbrıs sorununu çözmek için çabalara AB’nin de daha aktif katılması gerektiğini söyledi.
Anastiadis, Kıbrıs halkının önüne konan herhangi yeni bir BM planını kabul edebilecek olması, planın Kıbrıs Rum tarafının endişelerine ve sıkıntılarına yanıt vermesi gerektiğine işaret etti.
2004’te Annan Planı’nı destekleyen Anastiadis, ikinci bir planın reddedilmesi durumunda bunun ada için felaket olacağını, bölünmeye götüreceğini vurguladı.
Nikos Anastiadis, Kıbrıs Rum toplumunun büyük çoğunluğunun reddettiği benzeri bir barış planının ortaya atılmaması gerektiğini, amacın adayı yeniden birleştirecek ve Türk işgalini ortadan kaldıracak yeni bir plan olması gerektiğini ifade etti.
Bir soruyu yanıtlayan Anastasiadis, iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyonu desteklediğine dikkat çekti ve “beğensek de beğenmesek de, bu çözümün esasıdır” dedi.
Görüşlerinin 1977-79 Doruk Anlaşmaları, 8 Temmuz anlaşması ve Ulusal Konsey tarafından sağlanan Eylül 2009 ortak görüşü esasında olduğunu belirten Anastasiadis, doğrudan müzakerelerin başlaması halinde, eksiksiz hazırlık yapılması gerektiğini, Avrupalı ortakların desteğini garanti etmek için Ulusal Konseyin Avrupa düzeyinde bir dizi öneriyle gelmesi gerektiğini kaydetti.
Hristofyas kabinesinde sağlık bakanlığı yapan ve 2004’te Annan Planı’nı destekleyen diğer bir cumhurbaşkanlığı adayı Stavros Malas ise, referandumdaki duruşu nedeniyle özür dilemeyeceğini, ancak benzeri bir barış planını da görüşmeye niyeti olmadığını açıkladı.
3 temel özgürlüklere saygı gösterecek, göçmenlerin evlerine geri dönmelerini sağlayacak, birleşik bir federal devleti sağlayacak bir çözümü destekleyeceğini duyuran Malas, Avrupa birliği’nin de Kıbrıs’ın çabalarına aktif olarak katılmasından; çözümle Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki hidrokarbon rezervleri bulunması arasından bağlantıdan söz etti.
Stavros Malas, bütün politikacıların, özellikle seçilmek isteyenlerin güvenilir olmaları, Kıbrıs sorunuyla ilgili kesin görüşler ortaya koymaları gerektiğini vurguladı.
Rakiplerini gerçekçi ve güvenilir olmamakla eleştiren Malas, seçilmesi halinde siyasi partiler arasında birlik için çalışacağını belirtti.
Stavros Malas, Ankara’nın Kıbrıs’ta çözüme yönelik tutumunu değiştirmesi için baskı uygulayabilmeye yönelik stratejik birlik sağlanması amacıyla çok çalışılması gerektiğinin de altını çizdi.
EDEK tarafından desteklenen Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos hükümetinde iki kez bakanlık yapan bağımsız aday Yorgo Lillikas da, Kıbrıs sorununda 1974’ten beri izlenen politikanın harcandığını ifade etti.
Kıbrıs’taki iki toplum arasında yapılmakta olan doğrudan müzakerelerin bir çözüme yaklaştırmadığını, aksine suçu Türkiye’den aldığını belirten Lillikas, rakiplerini Annan Planı’na yönelik görüşlerinden dolayı eleştirdi, planın yanlı olduğunun ispatlandığını söyledi.
Yorgo Lillikas, Kıbrıs’ta çözüm için kendi önerilerinin, müteveffa cumhurbaşkanı Papadopulos’un politikalarının açılımından daha az olmadığını kaydetti.
Lillikas, “Hidrokarbon kaynaklarının keşfinden sonra Kıbrıs’taki yeni durumun avantajını kullanmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yorgo Lillikas, Türkiye, Kıbrıs topraklarını işgal altında tutarken Türkiye’den boru hattı geçirilebileceğine yönelik rakipleri tarafından yapılan açıklamaları da kınadı.