.YeniçağmanşetYKP: VALİLİK ELİNİ BURNUMUZDAN ÇEK!

YKP: VALİLİK ELİNİ BURNUMUZDAN ÇEK!

Yeniçağ podcastını dinleyin

(İlk 6 fotoğraf Afrika Gazetesi tarafından çekilmiştir)

YKP Yürütme Kurulu, Karpaz Milli Parkı’nı Koruma İnisiyatifi tarafından düzenlenen eylemde yaşananlarla, polis şiddeti, yetkililerin tavrı ile ilgili ilgili açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

Bugün yaşananlar, Karpaz’ın ekolojik olarak tahrip edilmesine karşı yapılan eylem yine TC askeri-sivil bürokrasi dolayısı ile valilik güdümlü polis devletinin ve ortak sermayeleri olan işbirlikçilerinin çıkarları doğrultusunda halkın üzerinde kurduğu baskının, düzenbazlığın ve sömürünün çarpıcı bir örneğiydi.

Bölge sakinleri yolun yapılmasının gerekli olduğu ve bölgede istihdam sağlayacağı vaatleri ile kandıran rejim, sabahın erken saatlerinde köyün içindeki höperlerinden “çapulcular, Rumcular, dinsizler, ateistler geliyor” diye anons da yaptırdı. Anonsun yapıldığı yer olarak kimi kaynaklar cami, kimi kaynaklar da belediye diye göstermektedir. Kim olursa olsun fark etmez ikisi de kamusal kullanımda, bölgenin resmi temsilcilerinin kullanımındadır. Bölge sakinlerini bu tip anonslar ve yayılan dedikodularla provoke edilerek, eylemcilerle karşı karşıya getirilmeye çalışıldı.

Bizler biliyoruz ki, Bafra’da yakın zamanda yaşananlar, ‘bu yollar, oteller hep kalkınma için!’ yalanının bir kanıtıdır. Bafra’daki kitle turizmi bölgeye ne istihdam ne de yeni yatırım getirmiştir. Tersine bölge halkı kullanımındaki deniz, artık halkın kullanımında değildir. Buradaki kitle turizmi ayni zamanda Büyükkonuk eko turizmine de ciddi sekte vurmaktadır. Kitle turizmi ve eko turizm bir arada yapılamaz! Karpaz’daki koruma bölgesi de büyük otellere açılırsa köy içindeki eko turizm ciddi zarar görecek, eko turizm ana kaynağı olan koruma bölgesi özelliği yitirse köyün içindeki yatırımlar anlamsızlaşacaktır. Tıpkı Bafra’da olduğu gibi işgücü de bölgeden karşılanmayacaktır. Yalnızca bölgede büyük toprak alanı dağıtılan birkaç kişi ciddi şekilde zengin olacak, onun dışında herkes şimdi elinde olanı da kaybedecektir. Bugün bizler Dipkarpaz köy halkına bunu anlatmak isterdik ama yalanlarla, manipülasyonlarla kandırılan  ve üzerimize gönderilen köy halkını karşımızda bulduk üzgünüz!

Sabah saatlerinde Dipkarpaz köyünün çıkışında bazı bölge sakinleri yolu kapayarak eylemcilerin geçmesini engellemeye çalıştı, yolda durmak zorunda kalan bazı arabalar çizilerek zarar verildi. Üç saat süren tartışma boyunca polis görevini yapmadı, kamunun kullanımına açık olması gereken bir yolun kapatılmasını engellemedi, olay çıkmasını önlemek için hiçbir önlem almadı, yaptırımda bulunmadı.

Eylemciler olarak, saat 10 buçuk’ta gitmemiz gerekirken saat bir buçuk civarında eylem alanına ulaşabildik. Alanda, basın bildirisi okuduktan sonra, Yeni Kıbrıs Partisi olarak eylem alanına getirdiğimiz, üzerinde ‘valilik elini burnumuzdan çek’ yazan pankart polis müdahalesine uğradı.

Pankart hâlihazırda kapatılmış olmasına rağmen son dönemlerde pankart toplamayı adeta adet haline getiren polis teşkilatı tarafından, pankartı arabaya götürmeye çalışan YKP Örgütlenme Sekreteri Murat Kanatlı’ya fiziksel şiddet uygulayarak alınmaya çalışıldı. Saldırı üzerine, pankartı alınmasını izin vermemeye çalışan diğer eylemciler de, gene isimlikleri olmayan polisler tarafından, gene orantısız şiddete maruz kaldı; eylemciler yerlerde sürüklendi, yolun kenarına savruldu, boğazları sıkıldı. Bu düşünce ve ifade özgürlüğüne yapılmış yeni bir saldırıdır da!

YKP olarak, polis alışkanlık haline getirdiği bu tip zorbalığını bir kez daha kınarız!

YKP olarak, rejimin halkı birbirine düşürme çabalarına dikkat çekiriz, bunun tehlikeli bir davranış olduğunun altını çizeriz. Kamusal denetimdeki aletlerin ve hizmetlerin (cami ve belediye höperlerleri vb) kullanarak bir grubun diğerine karşı kışkırtılma girişimlerinin önüne geçilmesi için yetkili makamları göreve çağırırız.

YKP, Karpaz’daki ekolojik yıkıma karşı durulması gerektiğini yenileriz, direnmeye devam edeceğiz!

 

Eylemler, yaşananlar

Dipkarpaz ile Zafer Burnu arasında yapımı süren yol çalışmasını, “doğayı tahrip ettiği” gerekçesiyle protesto etmek için 27 Ocak, Pazar günü bölgeye eylem yapmaya giden içinde çeşitli örgütleri barındıran ve çeşitli siyasi partiler tarafından desteklene “Karpaz Milli Parkı Koruma İnisiyatifi”, Dipkarpaz halkının engeliyle karşılaştı.

Dipkarpaz’da yolunu kapatan köylüler ile eylemciler arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.

Dikparkaz köylüleri, uzun yıllardır bu yolun yapımını beklediklerini, bölgeyi koruyanın kendileri olduğunu ve bundan sonrada da korumaya devam edeceklerini iddia ederken, inisiyatif yetkilileri ise, bölge halkıyla karşı karşıya gelmek istemediklerini, protestolarının yolun yapımı için değil, doğa tahrip edildiği için olduğunu kaydetti.

Gerginliğin yaşandığı bölgeye giden İskele Kaymakamı Bünyamin Merhametsiz de, köylülere yolu açmaları yönünde yetersiz ve isteksiz çağrı yaparken, tek yapabildiği şey olarak herkesi sağduyuya çağırdı.

Köylülerin yolu kapatması ve inisiyatif üyelerine tepki göstermesi üzerine, eylemcilerle köylüler arasında gerginlik yaşandı. Yolun içerisine oturanlar, Dipkarpaz’ı koruyanın bugüne kadar köylüler olduğunu iddia ederek, bundan sonra da korumaya devam edeceklerini belirttiler.

Dipkarpaz Belediye Başkanı Mehmet Demirci de, Karpaz halkının uzun yıllardan beridir yolun yapımını beklediğini belirterek, devletin her yere eşit hizmet götürme zorunluluğu olduğu iddiasında bulundu.

İskele Kaymakamı Bünyamin Merhametsiz ile İskele Polis Müdürü Gökay Karagil’in de bulunduğu bölgede polis gerginliğin yaşanacağını bile bile yetersiz güvenlik önlemleri aldı.

Eylemciler, burada “Karpaz Lefkelinin, Lefke Karpazlının” yazılı pankart açtı.

Biyologlar Derneği Başkanı ve İnisiyatif üyesi Hasan Sarpten burada yaptığı konuşmada, bölge halkıyla karşı karşıya gelmek istemediklerini belirtti ve yolu açması için polisi göreve çağırdı. Hasan Sarpten’in konuşma yaptığı sırada gerginlik yeniden tırmandı, bir grup köylü eylemcilere saldırdı, bir kısım eylemciyi tartakladı ve Sarpten konuşmasını yarıda bırakmak zorunda kaldı.

Gerginliğin bir ara azalmasının ardından inisiyatif adına konuşan Umut Akçıl, yola değil, yol yapımı sırasında gereğinden fazla tahribat yapılmasına karşı olduklarını ifade etti.

Dipkarpaz Belediye Başkanı Mehmet Demirci de, bölgede toplananlara seslendi. Demirci, yolun gerekliliğine işaret ederek, Karpaz’da festival yapılacağını, bunun da “KKTC’nin tanıtımına katkı” sağlayacağını iddia etti. Bu festivalin yapımına “Rum tarafıyla birlikte karşı çıkanları” anlamakta güçlük çektiğini ifade eden Demirci, Dipkarpaz’a bugüne kadar sahip çıktıklarını bundan sonra da çıkmaya devam edeceklerini iddia etti.

Demirci, Dipkarpaz’ın ava kapatılmasını ve diğer ülkelerinde olduğu gibi tam anlamıyla bir Milli Park statüsü kazandırılmasını da istediği iddiasında bulundu.

Konuşmaların ardından grup bir süre daha burda bekledi ve saat 10:30 civarında kapatılan yol, saat 13’de açıldı ve eylemciler asıl basın açıklamasının yapılacağı Blue Sea yanında alana ulaştı.

Karpaz Milli Parkı Koruma İnisiyatifi temsilcileri burada basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamaları sonrası Blue Sea önünde açılan Yeni Kıbrıs Partisi’nin pankartını almak isteyen polis ile eylemciler arasında arbede yaşandı. Polis şiddet uygulayarak pankarta el koydu.

 

Avrupa Komisyonu açıklaması

(http://www.gazeddakibris.com) Avrupa Komisyonu, Karpaz’daki tahribat hakkında geniş kapsamlı bir açıklama yayınladı. Açıklamada, komisyonun, Karpaz’da yaşananlar ile ilgili rahatsızlığını Kasım 2012’de Kıbrıslı Türk Liderliği ile paylaştığı belirtildi.

Avrupa Komisyonu yaptığı açıklamada, gerek yapılan yol çalışmasının, gerek Altınkum’da devam eden yapılaşmanın ve gerekse Eylül 2013’te yapılacak festivalin, Karpaz Özel Çevre Koruma Alanı yönetmeliklerine aykırı olduğu ifade edildi.

AB Komisyonu’nun Karpaz ile ilgili yapmış olduğu açıklamayı Gazeddakıbrıs Türkçeye çevirdi. Açıklama şöyle:

Avrupa Komisyonu, Karpaz Özel Çevre Koruma Alanı hakkındaki yeni gelişmelerden oldukça rahatsız olmuş ve bunu Kıbrıslı Türk Liderliği ile yüksek bir seviyede Kasım 2012’de paylaşmıştır.

Avrupa Komisyonu olarak Kıbrıslı Türklerin, Özel Çevre Koruma Alanı yönetmeliklerine tamamen uymalarını bekliyoruz.

İlk endişemiz, Dipkarpaz köyünden Apostolos Andreas Manastırına kadar giden var olan yolun genişletilmesi kapsamındadır. Karpaz Doğal Çevre Koruma Alanı çok duyarlı bir bölgedir. Bu yolun yoğun bir biçimde yenilenmesi çalışmaları çevreye zararlı sonuçlar doğuracağı gibi, trafiği ve gelen ziyaretçi sayısını yükselteceğinden, tecrübelerimiz doğrultusunda geri dönüşü olmayan bir çevresel tahribata yol açacağı açıktır.

İkinci endişemiz, Eylül 2013’te Altınkum “Katı derecede koruma bölgesi”nde 80.000 kişinin katılımıyla yapılacak olan tartışmalı organizasyondur. Altınkum bölgesindeki kumluk alanlar kırılgan ekosistemler olup, insanlar tarafından zarar görmeye oldukça müsaittir.

Üçüncü endişemiz, yine Altınkum bölgesindeki kontrolsüz biçimde devam eden tahtadan ev yapılaşması hakkındadır. Bu, Karpaz Doğal Koruma Alanı Bölgesinin yönetmelik planlarına uymayan bir düzenlemedir.

Karpaz, Kıbrıslı Türkler tarafından AB sponsorluğundaki çevresel projelerin, Kuzey Kıbrıs’taki Natura 2000 alanlarının korunması amacıyla düzenlenmiş olan, Özel Doğal Çevre Koruma Alanı projelerinin hayata geçirilmiş halidir.

Bu gelişmeler tekrardan Kıbrıs sorununun acil ve kalıcı bir biçimde çözümüne yönelik önemi tekrardan ortaya çıkarmıştır. Kuzey Kıbrıs, sorunun çözümüyle birlikte AB üyesi bir konuma getirilecek ve böylece, AB’nin doğal yaşamı koruma yasaları dâhil olmak üzere Avrupa Birliği yasalarının birçoğundan faydalanacaktır.

 

The European Commission is deeply concerned by recent developments within the Karpasia/Karpaz Special Environment Protected Area (SEPA) and has shared its concerns with the Turkish Cypriot leadership at high level since November 2012.

We expect the Turkish Cypriot community to act fully in accordance with the management plans for the SEPAs.

Our first concern relates to plans to widen the existing road from the Risokarpaso/Dipkarpaz village to the site of the Apostolos Andreas monastery. The Karpasia /Karpaz SEPA is extremely sensitive. Such a major upgrading of the road could have detrimental effects on the environment, as experience shows it is likely to increase traffic and visitor numbers to the protected area and the construction itself could lead to significant damage.

Our second concern relates to the mooted organisation of a three-day music festival to gather up to 80,000 people in September 2013 on the “Golden Beach” Strict Protection Zone. The dune areas of Golden Beach are fragile ecosystems especially prone to human impact.

Our third concerns relates to the uncontrolled development of wooden housing on Golden Beach as it is not in line with the Management Plan for the Karpasia /Karpaz SEPA.

Karpasia /Karpaz is one of the SEPAs designated by the Turkish Cypriot community as part of an EU-funded project on management and protection of potential Natura 2000 sites in the northern part of Cyprus.

These developments once again emphasise the urgency of reaching comprehensive settlement of the Cyprus problem. This would notably allow for implementing EU law -including on nature protection- in the northern part of the island where it is suspended pending a settlement.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin