arşivUlus IrkadYazmaktan yorulmak ve gerçekten sol varsa ne yapmalı? - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Yazmaktan yorulmak ve gerçekten sol varsa ne yapmalı? – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Galiba yirmi seneye yakındır ki devamlı Yeniçağ’da yazmaktayım. Sürekli yazmam ,sanırım 1995 yıllarında başladı. 18 yıl oluyor devamlı her hafta Yeniçağ’a yazı yazıyorum.O dönemlerde de devamlı yazmaktaydım aynı konuları. Mesela ülkenin içinde bulunduğu berbat durum ve solun genel açmazları, ülkemiz Sol’unun içinde bulunduğu durumlar ve o durumların devamı halinde sol diye bilinen güçlerin daha fazla güçsüz kalacağı ve oy yitirerek bunun sağa yarayacağı… Yeni Kıbrıs partisi doğruları muhakkak söylüyor ama maalesef Sol adına ortaya çıkanların yarattıkları hüsran genel durum içinde Yeni Kıbrıs Partisi’nin söylediklerini perdeledi. Şunu söylemek gerekiyor: YKP’nin AB’yi ve kırmızı pasaportları 1989 yılından itibaren savunmaya başlaması onun ekonomik politikalarından veya kapitalist duruşundan dolayı değildi. Sosyalist bir çerçeve içinde AB’nin bir kırılma noktası olduğunu ve rejimin de en zayıf noktası oldunu analiz etmesinden dolayıydı AB’yi savunmak. Nitekim 2000’li yılların başında bu görüşünde haklı çıktı ama refikler halkı hüsrana uğratacak pazarlamacılık anlayışıyla bunu oy verisi olarak kendilerine çevirmeyi başardılar.Hatta işin ayıbı 1989 yılında YKP’nin ortaya attığı doğrular işlerine gelmeyenleri alayımsı gülücüklere boğarken, 2000’li yıllarda AB’ciden fazla AB’ci yaptı bu güçleri ama adamlar sadece bu işin verilerinden faydalanma yoluna gittiler hatta takiyye de yaptılar. Kimse de pek dikkat etmedi bu durumlara ama işin tuhafı galiba bize,  eleştiri yaptığımızdan dolayı kendini güya solcu belleyenler de kin tuttu. Adam solcu diye kendini satmakta ama bir sağcı gibi düşüncesini açıklayan ve düşüncesini savunan veya kendi tuttuğu partiye laf söylediği için eleştiri yapan insanlara, demokratlara hatta devrimci insanlara da aynen sağcı faşistler gibi intikam duygusu içinde. Şimdi esasında söylemek gerek,  böyle bir insan nasıl solcu olabilir? Hiçbir eleştiriye kulak asmayacaksa böyle insanlar nasıl solcu olmuşlar? Hatta hiç gazete kitap okumadan tutucu bir şekilde sadece kendi tuttuğu partinin peşinde koşup politikalarını soruşturmayan adama ne denmeli? Bırakın onu sen bir eleştiri getirdiğin zaman da sırf senin sesin çıkmasın diye elinden geleni yapıyor. Hatta çarşıda, pazarda veya evine kadar gelerek seni engellemeye, seni tehdit etmeye kalkıyor. Bana göre bu durumlar tutucu tavırlar. Adam zamanında Türkiye’de eğitimdeyken “İGD” veya bir fraksiyonun kitaplarını veya dergilerini okumuş ama Kıbrıs’a geldikten sonra hiç kendini yenilememiş ve sadece 20 veya 30 sene önce aldığı fikirlerle o sermayeyi yemiş… Gün gele benzin tükenmiş. Solculuk da, insanın fikirleri de aslında sürekli devrim gibidir. Eğer onları devamlı okumak, düşünmek ve yenilemekle içinizde bir dinamizm, bir değişim yaratmazsanız gün gele tutuculaşır veya gericileşirsiniz. Bu hiç bakmaz bir sol parti içinde de olabilir. Tamam 20 yaşında Karl Marks’ı okumuşsun ama ondan bir 30 sene sonra Karl Marks’ı yeni durumlarla yorumlaman gerekmektedir. Gerekirse, eğer devamlı okumaktaysan,  Marksizmin de Marksist eleştirisini yapmak mecburiyetindesin. Şimdi bir partiyi düşünün, bu şekilde bir birikimi olmamış. Sırf 30-40 yıl önce taşıdığı fikirler  Arkaik dönemi devam ettirir gibi olmuyor mu? Yani şöyle bir düşünün, bir parti örneğin herşeyini yüzyıl önce dondurmuşsa, ve 21. Yüzyıla gelip, şimdilerde, 90 sene sonra  faaliyete geçecekse, bu partinin, bir insanın Cilalı Taş dönemindeki fikirleri savunması ne kadar komikse, 30-40 yıl önceki aynı benzer fikirleri, sankide Sovyetler yıkılmamış bir şekilde, sankide sol içinde hiçbir tartışma ve soruşturma olmamış bir şekilde tartışması da abes. 23-24 sene önce bile aslında Sovyetlerin niye yıkıldığı konusunda fikirler üretmek, bunları tartışmak ve parti ideolojisini güçlü kılıp sağlamlaştırmak gerekiyordu. Hatta Gorbaçov ortaya çıktığında bile o dönemi de eleştirmek ve Gorbaçov’un çıkış nedenleri üzerinde fikirler üretmek gerekiyordu. Çünkü zaten Gorbaçov da bir rüzgar gibi eserek ortadan kısa zamanda silinmişti.İdeolojisini ve fikirlerini deneyimlerle, olaylarla oluşan yeni fikirlerle tekrar revizyondan geçirmesi, görülmeyen ve söylenmeyenleri de ortaya çıkararak tekrar parti içinde ortaya çıkararak, partinin alt tabanını da bilinçlendirerek bir tartışma açması gerekmektedir bir sol partinin.

Öncelikle dondurulmuş zamandan itibaren dünyada neler olmuştur bunu araştırması ve görüşlerini bir analizden geçirmesi gerekiyor o partinin. Bir de sen, örneğin bir ideolojiye inanmışsın. Marksistsin ama görüyorsun ki fikirlerin birçok konuda işlemiyor. Örneğin Sovyetlerde sosyalist rejim vardı, dendiğinde Sovyetlerin ne kadar belli bir dönemden sonra sosyalist olup olmadığını ortaya çıkarman gerekmektedir. Sovyetler Marksist felsefeye göre sosyalist miydi? Sovyetler ortadan kalktıktan sonra sinen mikro milliyetçilikler niye tekrar ortaya çıktılar? Sosyalizm uluslaşmaya ve ulusal devletlere karşı olmasına rağmen Sovyetlerin ortadan kalkmasından sonra niye ulus devletler ve onların milliyetçilikleri fışkırdı ortaya? Niye Rusya bir 90 seneye yakın Sosyalist denilen sistemin kontrolünde kalmasına rağmen kapitalizmi üretti? Yoksa daha öncesi Rusya’da devrim olduktan sonra devrimin de kalıntılarını silecek olaylar mı ortaya çıkmıştır? Neydi bu olaylar? Stalin’le Troçki arasındaki kavgada 50 milyon insanın öldüğü ve bu insanların da büyük bir çoğunluğunun 1917 devrimini yapan proleterler olduğu doğru mu? Bazı arkadaşlar bu rakamın çok abartıldığını iddia ederler. Ona da tamam , diyelim ki, bin insan ölmüştür veya bir insan ölmüştür. Sonuçta bu ideolojik kavgada büyük bir devrimle elde edilenler kaybedilmiştir. Fakat “Tek ülkede sosyalizm” ülküsü niye yıkıldı? Sovyetlerde savunulan bir ülküydü bu. “Bütün uluslar kardeştir” şiarı doğru muydu? Yoksa “Bütün halklar, bütün proleterler kardeştir hatta bütün insanlar kardeştir” şiarı mı daha doğruydu? Bizdeki kendisine sol diyerek mirasyedi fuardalığında eskiden yapılan kavgaları masada tüketenler böyle fikirleri hiç konuşmadılar ve şimdilere kadar gelerek mecliste belediye başkanlığı sırasında hangi yol hangi okuldan geçecek kısır döngüsü içinde tartışma yapıyorlar.

Marksizmi tekrar okumak, örgüt içinde tartışmak, eleştiri mekanizmasını çalıştırmak, demokratik merkeziyetçilik denilen olguyu işler haline getirmek ve parti kadrolarına dinamizm kazandırmak gerekiyor. Bu da okumaktan hem de çok okumaktan ve okuduklarını da kitleler içinde tartışmaktan ve hoşgörüden geçmektedir. Eğer bir parti kendi içindeki ideolojik berraklaşmasını, eleştiri ve tartışmalarını yapmamış, zaman içinde 30 veya kırk sene önceki fikirleri veya ideolojisi  yerine, akan suya veya esen rüzgara göre Marksist olduğunu iddia etmesine rağmen, hantallık ve üretimden uzak olduğundan dolayı tutuculaşmış, hantallaşmış, siyasal kararlarında bile parti üst yönetiminde bulunan bir elit bürokrasinin, burjuvalaşmakta olan, herşeyi metalaştıran ve bir sağcıdan da farksız dinazorlaşmış gericiliğini ona yansıtıyor, çalışan sınıfların menfaatini değil de kendi parti bürokrasisinin menfaatlerini günlük hayata taşıyorsa, inanın o parti artık karşı devrimcidir ve solla da bir ilişkisi elbette yoktur.

İdeolojiler sol bile olsa, diyalektiği çalıştırmaz ve son elli altmış yıl içinde ortaya çıkan olayları sol felsefe ve Marsizmin süzgecinden geçirip ideolojilerini de bir revizyondan geçirmezler, damarda dolaşan kan olan okumayı ve okumadan dolayı  tartışma ve araştırma ve incelemeyi yapamıyorlarsa, o partiler günün birinde aynen bir sağ parti gibi sona erer ve toprağa gömülür giderler. Sovyetlerde olan da buydu. Bizde meclis içinde olan ve şu anda kendi ortaya koydukları alternatiflerin de dışında başka alternatifleri görmeyenler de aynı durumlara düşmüşlerdir.

Sol’un acınacak durumu son Lefkoşa Belediye Seçimlerindeki hallerden de ortaya çıkmıştır. Düşüncelerin ve ideolojinin kısırlığı maalesef bizi günlük  kararlarımızı vermekte bile kısıtlamakta ve alternatifsiz sağı devamlı başımıza bela yapmaktadır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
330AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin