arşivUlus IrkadTürkiye’de bir değişim olurken Kuzey Kıbrıs - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Türkiye’de bir değişim olurken Kuzey Kıbrıs – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Günlerdir Türkiye’de Kürt Sorununa çözüm için yeni bir yapılanmadan ve yeni bir dönemden bahsedilmektedir ama maalesef Kıbrıs’ta güncel konu, sağolsunlar hükümetimizin büyük başarılarından dolayı (!) maalesef Lefkoşa’daki çöpler ve Lefkoşa Belediye sorunu olarak yerini almış bulunmaktadır. Türkiye’de bir milyonun da üzerinde Diyarbakır’da bir insan seli toplanıp da Kürt halkı değişim için taleplerini ve de çözüm için istencini ortaya korken, bizde Lefkoşa’nın pisliği ve bu arada ta Glapsides Denizi’ne kadar ulaşan lağım suları güncelliğini korumakta, zavallı insanımız da “Acaba bu sene denize girebilecek miyiz?” diye birbirine sormaktadır. Vakti zamanında değişimini gerçekleştirmeyen Kıbrıslıların bir kısmı ise maalesef Güney’de kapitalizmin sürüklemesi ile bankalardaki paralarına el konulmasıyla artık değil çözümü, günlük olarak midesine girecek yemeği konuşmaktadır ve bunlar da maalesef Kıbrıs’ın makus talihidir. Evet, Türkiye’de Kürt sorunu ve demokratikleşme konuşulmakta. Bizde ise demokratikleşme ve Kıbrıs sorununun çözümü yerine Haspolat’taki lağım sularının ve de vidanjörlerin de gölet ve dereleri kirletmesi baş haber olmaktadır. Ve maalesef, aslında Türkiye’den Kıbrıs’a  kontrolsuz olarak yapılan müdahalelerin de bu sorunların yaratılmasında önemli bir etkisi olduğunu söylememiz gerekmektedir. Neden mi? Çünkü hem buradaki naçar ve beceriksiz politikacıların herşeylerini gidip Ankara’ya devretmeleri  ve sankide burada bir insan topluluğunun yaşamadığı şeklinde biat etmeleri ve buradaki insan topluluğunun iradesine indirilen darbelerin bir yansıması olarak Lefkoşa’daki ve de Kuzey Kıbrıs’taki sorunlar yaşanıyor. Güney Kıbrıs’ta çekilenler de oradaki irrasyonel politikacıların ve de uzak görüşlü olmayan liderlerin, şu anda Kıbrısrum halkının yaşadıklarında büyük bir etkisi var ve maalesef her iki tarafta yaşayan halk da bu gibi idarecilerin, liderlerin ve egemenlerin kurbanları olmuşlardır. Yaşadığımız sorunlarla yaratılan düzen ve sistemlerin,  Kıbrıs’ın boynuna dar gelmesinden ötürü olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Eğer 1960 yılında birlikte yarattığımız cumhuriyete ikimiz de birlikte sahip çıksak ve çözümü rüyalarda aramasak bu günleri şimdilerde elbette yaşamayacaktık.

Evet, ne demiştik, Türkiye’de yeni bir boyut ve yeni bir yapılanma yaşanmaktadır. Orta Doğu’ya yeni bir şekil veriliyor denilmekte ve bu şekil verilirken, Türkiye’de de yeni bir yapılanma için yeni bir dinamizmle Kürt Sorunu’nun çözümü için tüm çatışma ve eylemler durmuş , adeta bir ateş-kes yaşanmaktadır. Eğer Türkiye’de bir demokratikleşme yaşanacaksa elbette bunun Kıbrıs’a da bir yansıması olacaktır. Geçen gün şimdiye kadar pek ses çıkarmayan ve sesini duymadığımız Sayın Dışişleri bakanı (veya bilirkişi mi desem) Ankara’da birşeyler söyleyerek Türkiye’nin yeni bir çözüm için iki devletin tanınmasıyla ilgili olarak girişim başlatacağını söylüyordu. Gerçekten böyle mi? Yani çözüm yerine yeni bir durum olarak Kuzey’deki Devletin tanınması konuşulacaksa  ve şu anda tüm Kıbrıs’ın garantörü olan Türkiye,  Kıbrıs Cumhuriyeti’ne son verecekse,  bu durumda kendine Kıbrıs’tan başka bir yer aramalıdır çünkü Türkiye 1960 Kıbrıs Garanti Andlaşmalarıyla Kıbrıs’ın garantörüdür. Bu anayasanın veya Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortadan kalkması, Türkiye’nin de öne sürdüğü haklarını kaybetmesi olmayacak mı? Yani Türkiye bindiği dalı kesmiyor mu? Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortadan kalkması Kıbrıslıtürklerin menfaatine olmayacaktır da Türkiye buradaki varlığını niye 1960 andlaşmalarıyla sorgulamıyor, onu da anlayamıyorum. AB konusunda ise son olarak Litvanya Başkanlığı’nın  Kıbrıs konusunda bir daveti olmuş ve dörtlü konferans daveti açıklanmıştır. Bu durumda yakında Kıbrıs’ta yeni bir görüşme sürecinin başlayacağını da söyleyebiliriz. Kimse sorumluluklarından kaçamayacaktır. Türkiye kendi içinde bir demokratikleşme ve bir yeni yapılanmaya doğru gidecekse Kıbrıs’ta da bir yeni yapılanmaya ve değişime gitmek mecburiyetindedir. Eğer bu süreçte Türkiye’de uluslararası hukuk da daha etkin olacaksa,  Kıbrıs’ta da bunun etkileri görülecektir ve görülmelidir. Görüşmeler başlarken elbette Türkiye’nin demokratikleşmesinden ötürü Kıbrıs’ta da daha demokratik bir bakış üretilmesi gerekecektir. Kaldı ki Kıbrıs’ın etrafındaki hidrokarbonların çalıştırılması ve Avrupa’ya intikali de ancak barış içinde bir ortamda mevzubahistir. Bu nedenlerden dolayı Kıbrıs’ta yeni bir çözüm süreci ve sorunun çıkmayacağı bir ortam yaratılması önkoşul olacaktır. Hidrokarbonlar, Türkiye’de yeni bir yapılanma olurken, Kıbrıs’taki çözüm sürecine de olumlu yönde etki edecek, bu arada gene acil olarak Güney Kıbrıs’ın ekonomik durumunun düzelmesi için çözümün de şart olması gündeme gelecektir. İnşallah bu olumlu ortam ve ilişkiler ağı hem Türkiye’ye, hem Kıbrıs sorununa, hem Güney Kıbrıs’ın ekonomik buhranına hem de Ortadoğu bölgesine olumlu bir yönde etki eder ve kısa zamanda yeni bir barış sürecine başlanır.

Eldeki somut veriler Türkiye’deki barış süreciyle bizdeki barış sürecinin olumlu geçeceğini göstermektedir. Acaba şu anda Kuzey Kıbrıs’ta hükümeti idare edip iktidar olduklarını iddia edenler bu süreci ne kadar olumlu değerlendirmektedirler o da merak konusudur. Gerçek bağımsız bir irade ve yeni bir bakış var mı bizim de ülkemizde? Ondan  şüpheliyim…Çünkü Kuzey Kıbrıs’ın halü pür melali pek de iç açıcı değildir…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin