YKP Boykot Eylem Komitesi üyesi Alpay Durduran’ın açıklaması şöyle:
Meclis başkan yardımcısı Yektaoğlu’nun açıklamaları biraz olsun seçimle seçilenlerin ne işe yaradığını ve mebusların halkı nasıl temsil edebildiklerini gözümüzün önüne serdi. Açıklamaları arasında meclise sunulan yasaların seçim nedeniyle kadük düşmesini ve bunun çok büyük bir sayı olduğunu eleştirdi. Mebusların meclise devam etmemelerini esas eleştiri olarak ileri sürdü. Haklıdır. Meclise devam şarttır. Onun içindir ki mebusların mebusluktan başka iş yapmasına yasak getirilmez. Mebus başka iş yapamayacak kadar meşgul olur yani iş yapar. Bizde ise mebus yetkisiz ve görevsiz kalır ve başka işlerle uğraşır. Zaten başka iş yapmasa da yapacağı iş sadece kendisine yarar. Mebusluk deyip kimsenin kulak asmadığı çalışmalar yapsa sadece kendini tatmin eder.
Mebus görev yapmaya kalksa bilgi alma hakkı bile olmadığı için kendi arayacak kendi bulacak ve fırsat bulur da açıklarsa sağır kulaklarda kaybolup gidecektir.
Bu demek değildir ki mebuslar haklıdır. Tam tersine mebuslar kendilerine görev ve yetki vermek için çalışmadı. İçtüzük değişiklik önerileri de mebusa yetki vermek için bir çaba sayılamaz. Bazı mebusların parti değiştirmeleri ve rüşvet teklifi aldıklarının eleştirilmesi de boş bir eleştiridir. Bunları önlemek için Türkiye’de askeri hükümet (cunta) çok gayret sarf etti ama kurnaz mebuslar bunları aşmayı başardılar. Esas olan işleyen bir meclis ve muhalefete araştırma, soruşturma ve meclisin hukuki desteğinden tam yararlanma hakkı vermektir. Hükümeti kurdurunca onun buyruğuna giren meclis ne yaparsa yapsın tatminkâr hizmet veremez. Hükümeti denetleyecek olan meclistir, iktidarı(!) denetleyecek olan da muhalefettir. İktidarın, yönetimi usulsüzlüklerle yolundan saptırması ve kayırmacılıkla seçimleri etkilemesi ancak mebusların özellikle muhaliflerin denetimi ile engel olunabilse, olur. Meclisin ve mebusun rolü tamam değilse ve araştırma komitesinde bile çoğunluk iktidarın mebuslarınınsa kim denetleyecektir?!
Meclis başkan yardımcısı kadük düşen yasa tasarılarından bahsediyor ama kaç tane araştırma komitesinin hiçbir sonuç elde etmeden kadük düştüğünü belirtmiyor. Kaç tane siyasi meclis kararı önerildiğini de belirtmiyor çünkü bir tane bile yok. Meclis kararı olarak sadece meclis başkanlık divanı kararlarını anıyor. Tek bir siyasi karara bile imza atmayan meclis bu görevini görev olarak bile görmediğini kanıtlıyor. Halbuki çağdaş meclislerde “yasanın olmadığı yerde yürütme olmaz” ilkesine göre hükümet siyasi hiçbir yürütme yapamaz ama bizde yapar hem de kimseye hesap vermeden ve keyfi olarak.
Seçimlere hile karıştırıldığını ve sonuçta kürsüden rüşvet tekliflerinin konuşulduğunu da dile getiren Yektaoğlu seçime seçim diyebilmek için hilelere karşı nasıl önlemleri kimlerin uygulatacağını ve kimlerin nasıl hesap soracağını hiç ele almadıklarını itiraf etmiş oluyor. Mebusu cezalandırmak gereklidir ama seçimi seçim haline getirmek için önlemler alınması gerektiğini unutuyor.
Hâlbuki YKP, dış müdahale dâhil ki hiç ağzına almıyor, oy satın almak ve kamu kaynaklarını sarf etmek gibi yolsuzlukların olmasını gerekçe göstererek seçimleri boykot etmektedir. Başkan yardımcısı seçime seçim demenin oy satın alınırken olası olup olmadığını da açıklamıyor. Üstelik mebus transferini engellemekten bahsederken transferlerin katıldığı listelere ve siyasi görüşlerini açıkladığı halde başka siyasi görüleri olan partilerden aday olanların katıldığı seçimden ne beklenebileceğini de dile getiremiyor.
Protokollerle idare edilirken yetki diye geriye ne kaldığını da değerlendirmek gerektiğine göre seçim için geriye ne kaldığını hesap etmek gerek.
Ne yazık ki bir seçim daha rejimin devamını sağlayacak şekilde sona erecektir. YKP buradadır. Seçimden sonra durumu tekrar görecek olan partilere gelecek seçime kadar seçime seçim deme şartlarını konuşmaya bekleriz.