Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ile Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), adanın kuzeyinde “Türkiye tarafından kurdurulan siyasi rejimin”, çalışanların maaşlarının gününde ödenmemesiyle bir kez daha gerçek yüzünü ortaya koyduğunu açıkladı.
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil ile KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel bugün KTÖS Lokali’nde düzenledikleri ortak basın toplantısında, konu ile ilgili görüşlerini açıkladılar.
ELCİL
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, toplantıda yaptığı konuşmada, sürdürülebilirliği olmayan rejimin “dayatma, buyurma ve emir almaya dayalı” olduğunu söyledi.
Elcil, adanın kuzeyine, kaldıramayacağı kadar Türkiye’den nüfus taşındığını, siyasi gelecek için aşırı istihdam yapıldığını, güvenlik gerekçe gösterilerek nüfusa göre iki buçuk kat polis istihdam edildiğini, adada 40 bin TC askeri bulundurulduğunu, partizanlık yapıldığını, Türkiyeli şirketlerin vergiden muaf tutulduğunu, üretimin bitirilerek bunun yerine kumar, fuhuş ve kara paraya dayalı ekonominin getirildiğini belirtti.
Şener Elcil, “Türkiye’nin uyguladığı ekonomik ambargo sebebiyle üretilenlerin ihraç edilememesi TC kökenli bankaların mevduatları toplayıp dış ülkelerde kaçırması sonucu yüksek faizler, devleti yönettiğini söyleyenlerin yerli bankalarla sosyal güvenlik fonlarını kredi alma bahanesi ile hortumlamaları bütçede açığın oluşmasının temel nedenleridir” ifadelerini kullandı.
TL kullanımının sonucunda ortaya çıkan enflasyonun, toplum olarak fakirleşmenin en büyük etkenlerden birisi olduğunu söyleyen Elcil, “Ülkemizdeki kurumlarımızın başında bulunan yöneticilerin TC’den atanması ve bunun yanında TC elçisinin vali gibi görev yapması adamızın kuzeyini TC’nin sömürgesi yapmıştır” dedi.
Elcil, maaşların eksilen kısmının Türkiye’den tamamlanması sürecinin, bu ay maaşların gününde ödenmemesini getirdiğini iddia etti. Yapılan dayatmalara Sibel Siber hükümetinin de direnç gösteremediğini ileri süren Elcil, Kuran kurslarının açılması, İlahiyat Koleji’ne yüzlerce öğrenci alımı ve okulun büyütülmesiyle ilgili ortaya konan talebe onay vererek, ödemeyle ilgili gecikmenin ortadan kalkmasının kabul edilemeyecek bir tutum olduğunu belirtti.
Elcil, “Hangi hükümet gelirse gelsin, para almak için Kıbrıslı Türkler’in iradesi Ankara’ya teslim edilmektedir. AKP’nin şeriatçı, dini siyaset aracı olarak kullanan zihniyeti Sibel Siber hükümetini de teslim almış görünmektedir” sözlerini kullandı.
GÖKÇEBEL
KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ise, maaşların eksilen kısmının tamamlanmasının AKP tarafından Kuran Kurslarına izin verilmesine bağlanmasının ve buna da “Şeffaf Sibel Siber” hükümetinin onay vermesinin Kıbrıslı Türkler’in kimliğine ve kültürüne yönelik saldırılara hükümette olan üç partinin de aynen UBP gibi onay vermesi anlamı taşıdığını söyledi.
Gökçebel, “Seçime gidilen bu dönemde laf üretmenin kolay olduğunu fakat siyasi iradeye sahip çıkarak, okulların dışında gericilere, yobazlara çanak tutacak, bilim yerine korku ve hurafenin öğretildiği kurslara izin vererek, hükümetteki partilerin de AKP’ye teslim olduklarının açık bir göstergesidir” dedi.
Tahir Gökçebel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AKP hükümeti, Ercan Havaalanı’nı yandaş şirkete peşkeş çektikten sonra maaşlar ödenmiştir. Bugün İlahiyat Koleji ve Kuran Kursları şart olarak öne sürülüyor. 2013-2015 Protoklü’nün imzalanması isteniyor. Bu tehdit ve şantajlar reddedilmediği sürece Kıbrıslı Türkler’in siyasal iradesine saygı duyulmadığı gibi, halkın hükümeti de olunamaz”.
ORTAK AÇIKLAMA
Daha sonra ortak açıklama okundu. İki sendikanın ortak açıklaması şöyle:
Adamızın kuzeyinde Türkiye tarafından kurdurulan siyasi rejim çalışanların maaşlarının gününde ödenmemesi ile bir kez daha gerçek yüzünü ortaya koymuştur.
Sürdürülebilirliği olmayan bu rejim “dayatma, buyurma ve emir almaya dayalıdır. Adanın kuzeyine bu ülkenin kaldıramayacağı kadar Türkiye’den nüfus taşınması, siyasi gelecek için aşırı istihdamlar, güvenlik gerekçe gösterilerek, nüfusa göre iki buçuk kat polis istihdamı, 40 TC askeri varlığı, partizanlık, vergi kaçakçılığı, TC’li şirketlerin vergiden muaf tutulması, üretimin bitirilerek bunun yerine kumar, fuhuş ve kara paraya dayalı ekonomi, TC’nin uyguladığı ekonomik ambargo sebebi ile üretilenlerin ihraç edilememesi TC kökenli bankaların mevduatları toplayıp dış ülkelerde kaçırması sonucu yüksek faizler, devleti yönettiğini söyleyenlerin yerli bankalarla sosyal güvenlik fonlarını kredi alma bahanesi ile hortumlamaları bütçede açığın oluşmasının temel nedenleridir. Bunun yanında TL kullanmamız sonucunda ortaya çıkan enflasyondan toplum olarak fakirleşmemiz de en büyük etkenlerden bir tanesidir. Ülkemizdeki kurumlarımızın başında bulunan yöneticilerin TC’den atanması ve bunun yanında TC elçisinin vali gibi görev yapması adamızın kuzeyini TC’nin sömürgesi yapmıştır.
Rehine mantığına dayalı buyrukların yerine getirilmesine bağlı maaşların eksilen kısmının TC’den tamamlanması süreci bu ay maaşların gününde ödenmemesini getirmiştir. Bilindiği üzere İrsen Küçük hükümeti TC’den aldığı her emri fazlası ile yerine getirerek, “istikrar hükümeti” ünvanını kazanmıştır. Kulluğa dayalı bu kukla hükümetçilik oyununda TC maaşların eksilen kısmını tamamlamayarak UBP’ye ve İrsen Küçük’e sahip çıkmakta ve 28 Temmuz’da yapılacak olan seçimlere de doğrudan müdahale etmektedir. Oysa yapılan dayatmalara Sibel Siber hükümeti de direnç göstermemiştir. Kuran Kurslarının açılması ve İlahiyat kolejine yüzlerce öğrencinin alımı, okulun büyütülmesi ile ilgili ortaya konan talebe ilk anda olumlu yanıt vermeyen Sibel Siber hükümeti maaşların eksilen kısmının TC tarafından tamamlanamaması yüzünden ödeme yapamayınca bugün itibarı ile Kuran kurslarına onay vererek ödeme ile ilgili gecikme ortadan kaldırılmıştır. Görüleceği üzere 1974’ten önce Rum şövenistlerin Kıbrıslı Türkler’e uyguladıkları baskı ve ambargoyu aratmayacak uygulamalar AKP tarafından açıkça dayatılmakta ve hangi hükümet gelirse gelsin para almak için Kıbrıslı Türkler’in iradesi Ankara’ya teslim edilmektedir. AKP’nin şeriatçı, dini siyaset aracı olarak kullanan zihniyeti Sibel Siber hükümetini de teslim almış görünmektedir.
Maaşların eksilen kısmının tamamlanmasını AKP tarafından Kuran Kurslarına izin verilmesine bağlanması ve buna da “Şeffaf Sibel Siber” hükümetinin onay vermesi Kıbrıslı Türkler’in kimliğine kültürüne yönelik saldırılara hükümette olan üç partinin de aynen UBP gibi onay vermesi anlamı taşımaktadır. Seçime gidilen bu dönemde laf üretmenin kolay olduğunu fakat siyasi iradeye sahip çıkarak, okulların dışında gericilere, yobazlara çanak tutacak, bilim yerine korku ve hurafenin öğretildiği kurslara izin vererek hükümetteki partilerin de AKP’ye teslim olduklarının açık bir göstergesidir.
Yapılması gereken bu dayatmalara karşı çıkmak, elde mevcut geliri adil paylaşmak, ülkemizin kaldıramayacağı nüfus ve vatandaş yapma uygulamalarını ret ve iptal etmek, yobazlığı ve şeriatçılığı yaymakla görevli Vali durumundaki TC elçisini ve buradaki müşavirlerini istenmeyen adam ilan etmek ve imam kılığındaki misyonerleri geri göndermek olmalıdır. Dayatmalara boyun eğenler, ancak kukla olurlar. Biz kukla hükümet seçmek için sandığa gitmeyiz.
AKP hükümetinin tehdit ve şantaj politikaları gereği Ercan Havaalanı yandaş şirkete peşkeş çekildikten sonra maaşlar ödenmiştir. Bugün İlahiyat Koleji ve Kuran Kursları şart olarak öne sürülüyor. 2013-2015 Protoklünün imzalanması isteniyor. Bu tehdit ve şantajlar reddedilmediği sürece Kıbrıslı Türkler’in siyasal iradesine saygı duyulmadığı gibi, Halkın Hükümeti de olunamaz.