YKP Yürütme Kurulu yayınlandığı basın açıklaması ile seçim sonuçlarını yeniden değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:
28 Temmuz’da yapılan erken seçimlerde seçmenlerin 52 bini sandığa gitmedi, 8 bin kusur ise geçersiz oy pusulası var yani 172 bin seçmenden 60 bini seçimlere taraf olmadı, 2009 seçimlerinde bu sayı 35 bin civarındaydı. Temsili sisteme olan tepki ciddi şekilde büyümüştür.
Ancak bizlerin sandıklar kapanmadan 2 saat önce yüzde 50 civarında olduğu resmi olarak açıklanan katılımın, sandıklar kapandıktan sonra yüzde 70lere yakın resmi olarak açıklanması yani 30 bin kusur insanın mobilize edilip son 2 saatte sandıklara taşınması noktasında bazı şüphelerimiz de vardır.
Bu hali ile de seçimin ciddi sorunlar içerdiği anlaşılmaktadır. Zaten bu seçimin sonuçları internet ortamında ciddi oranda kısıtlı verilmiş, uzun süre yalnızca yüzdeliklerle yetinilmiş, oy sayıları sözlü olarak okunmuştur. Bu da şüphelerimizi artıran konudur.
Zaten seçmen yapısı belirsizdir. YKP, bunu yıllarıdır açıklamakta ama bazıları ısrarla bunun üstünü örtemeye çalışmaktadır.
Son bir televizyon programında Talat “seçmen yapımızın tam olarak belirlenmesi için e-devlet altyapısına geçmemiz lazım” diyerek önemli bir itirafta bulundu. E-devlet bu işin çözümü müdür bilinmez ama seçmen yapısının belirlenmesi talebini Talat da dile getirmiş oldu.
Talat, “Türkiye’de veya başka bir ülkede yaşayan fakat buraya gelip oy kullanan insanlar var. Büyük ülkelerde dışarıda yaşayanlar oy kullanabilir. Bu büyük nüfuslarda etki yapmaz ama bizim gibi küçük nüfuslu toplumlarda önemli etki yapabilir” da dedi.
Seçim döneminde susanlar, seçim bitince aniden bülbül olup şarkılar söylemektedirler. Talat, bu cümle ile oy taşındığını da itiraf etmiş oldu ama elbette birileri sıkıştırınca elbette “yanlış anlaşıldım” açıklamalarına başvurma ihtimali de vardır.
Boykot etkili olmuştur, DP başkanı Serdar Denktaş açıklama yaparak “yaşananların ve boykot, karma oy şeklindeki çağrıların zihinleri bulandırdığını” söyleyip dert yanmıştır.
Benzer şekilde BKP’nin başkanı İzzet İzcan da seçim günü boykota tepki göstermiş “bugün denize gidenler, yarın hamama” gitsin diyerek öfkesini ortaya koymuştur. Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan ise öfkesini boykot yapanların rejimin değirmenine su taşımakla suçlayarak ortaya koymuştur.
En soldan en sağa tepkiler göz önüne alındığında, boykotun ciddi bir etki yaptığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Ancak son dönemde boykotu değersizleştirmek ve görülmez kılmak için de çalışmalar yapıldığını, basın yayın ortamından boykota dair tartışmaların görünmez kılınmaya çalışıldığını izlemekteyiz. Bu nedenle yalnız siyasi partiler değil, rejimin tüm temsilcileri rahatsız olmuştur, bu nedenle boykotu etkisiz kılmak için hareket geçmişlerdir. Ama boykot, bu temsili sisteme tepki net, ortadadır, gizlenemez!
YKP, seçime seçim deme koşullarının olmadığının altını bir kez daha çizer.
Seçmen yapısının bilinemediği, oy taşımalarının devam ettiği, siyasi partilerin milyonlarca lira harcayarak seçim kampanyası yaptığı ama bunun kaynağının nerden bulduğunun net ortaya konmadığı, yer altının temizlenmediği, bu nedenle seçim süreçleri yeraltındakilerin müdahale ettiği böylesi süreçlerde yalnızca acenta atanması yapılabilirdi, zaten şimdi de yapılan budur.
YKP, temsili sisteme karşı sayıları hızla artan öfkelilerin ve küskünlerin sandığa gitmeyerek gösterdikleri tepkinin görülür olması ve siyasi bir hareket dönüşebilmesi için mücadelesini bu alanda yoğunlaştırmakta kararlıdır.
YKP boykotun etkisi hissedilmeye devam edildiğini vurgular, siyasilerin huzursuzluğunu anladığını belirtir, huzursuzluklarına huzursuzluk katmak için mücadelede kararlı olduğunun altını çizer…