İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi için hak ihlallerinin öncelikle önlenmesi ve önlenemezse giderilmesi önemlidir. Hak ihlallerinin önlenmesi için yasal mevzuatın uygun olması ve insan hakalrının uygulanabilmesi için devlet tarafından insan hakları kültürünün geliştirilmesi şarttır. Bununla beraber, devlet hak ihlallerini en aza indirilebilse dahi, hak ihlallerinin ortaya çıkdığı zaman, haklarının korunmasının temel ilkelerinden biriside hak ihlallernin tazmin edilmesidir. Hak ihlalllerinin tazmini değişik şekillerde olabilmektedir, bunlarla sınırlı olmamakla beraber hak ihlalinini ortadan kaldırma, mağdurun haklarını eski durumuna getirme, maddi tazminat ödeme, rehabilite etme örnek olarak gösterilebilir. Tabii ki, hakları ihal edilen kişlerin de hak ihlallerinin tazmin edilebilceği mekanizmalar oluşturulmalıdır. KKTC iç hukukunun parçası olan uluslararası insan hakları sözleşmeleri (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ekonomik,Toplumsal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi, İşkence ve Diğer Zalimce, İnsanlıkdışı veya Onur Kırıcı Davranış veya Cezalandırmalara Karşı Sözleşme, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesinin, Her Çeşit Irk Ayrımcılığının Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme, Çocuk Hakları Sözleşmesi) insan haklarını geliştirilmesi ve korunması için ulusal insan hakları kurumunun kurulmasını öngörmektedir.
Kuşkusuz ki mahkemeler insan hakları ihlallerinin tazmininde önemli rol oynamakta olan etkili bir kurumdur, ancak gerek mahkemelere ulaşımın her zaman ve herkes için kolay olmaması ve aynı zamanda sürecin kısa olmaması, alternatif mekanizmaların da hayata geçmesini şart koşmuştur.
Kuzey Kıbrıs’ta Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yönetimin herhangi bir hizmet veya eyleminin, yürürlükteki mevzuata ve mahkeme kararlarına uygun olarak yapılıp yapılmadığını veya herhangi bir yürütsel veya yönetsel birim veya görevli tarafından veya onlar adına yapılan herhangi bir hizmet veya eylemi denetlemek, soruşturmadaki yetkililere rapor sunmak veya yasada belirlenecek diğer görevleri yerine getirmek amacı ile kurulmuştur ancak aşağıda detayları verilcek olan ulusal insan hakları kurumların’da olması gereken tüm unsurları taşımamaktadır.
Doğal olarak, insan hakları ihlallerinin giderilmesinde sadece hakları ihlal edilen kişilerin şikâyetleri üzerine hak ihlallerini gidermek yeterli değildir. Aynı zamanda, insan hakları eğitimi, yasal mevzuatın değişmesi, yasaların ve özellikle uluslarası insan hakları sözleşmelerinin uygulanmasının incelenmesi de gereklidir. Bu bağlamda Paris İlkelerine uygun bir şekilde Ulusal İnsan Hakları Kurumu kurulması Kuzey Kıbrıs’ta insan haklarının korunmasında yardımcı olabilir.
Kısa adı Paris İlkeleri olan İnsan Haklarının Geliştirlmesi ve Korunması İçin Kurulan Ulusal Kuruluşların Statüsüne ilişkin İlkeler Birleşmiş Millerler İnsan Hakları Komisyonu’nun 3 Mart 1992 tarihli 1992/54 sayılı ve B.M. Genel Kurulu’nun 20 Aralık 1993 tarihli 48/134 sayılı kararlarıyla kabul edilmiş olan bir Birleşmiş Milletler belgesidir ve Ulusual İnsan Hakları Kurumları ile ilgili olan bir yol gösterici belge olarak kabul edilebilir.
Ulusal İnsan Hakları Kurumları yasa ile kurulmuş insan haklarını korumak ve geliştirmek için devlet tarafından finanse edilen ve devletin organı olan kurumlar olarak tanımlanabilir. Bununla beraber, Ulusal İnsan Hakları Kurumları yasama, yürütme ve yargı organlarına bağlı olmayıp özerk kurumlar olmaları gerekmektedir. Aynı zamanda Ulusal İnsan Hakları Kurumları sivil toplum örgütü olmayıp sivil toplum örgütleri ile devlet arasında köprü görevi görebilmektedir.
Ulusal İnsan Hakları Kurumları kurulduktan sonra devletin insan hakları ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmesi için alınması gereken tüm uygun önlemleri ve yapılması gereken tüm uygun eylemleri gösterebilcek nitelikte olmalıdır.
Paris İlkeleri çerçevesinde Ulusal İnsan Hakları Kurumu insan haklarını geliştirmek ve korumakla yükümlüdür. Ulusal İnsan Hakları Kurumu insan haklarını geliştirmesi görevi, höşgörü, eşitlik ve karşılıklı saygı çerçvesinden insan hakları kültürünü geliştirmektir. İnsan haklarını koruma yükümlülüğü ise insan hakları ihlallerini ortaya çıkartmak, araştırmak, insan haklarını ihlal eden kişilerin yargılanmasını sağlmak ve hakları ihlal edilen kişilere çareler sağlamaktır. Ulusal İnsan Hakları Kurumunun bu iki görevinden hareketle yine Paris İlkeleri çerçevesinde kurum, hükümet ve meclise öneriler sunmalı, sivil toplum örgütleri ve diğer paydaş kurumlar ile ilişki içinde olmalı ve aynı zamanda sesi az duyulan sosyal ve etnik azınlıklarla yakın ilişki içinde olmaldır. Ulusal İnsan Hakları Kurumu insan haklarını koruma görevini yerine getirirken insan hakları eğitimi, insna hakalrı konusundan özellikle medya aracılığyla bilinç artırma, insan hakları ile ilgili yayınlar yapma, seminerler düzenleme, eğitim sistemini ile ilgili düzenlemeler önermeler yapabilecek bir kapasitede olmaldır. Bununla beraber, insan hakalrını koruma görevini yerine getirirken ise, hukukun üstünlüğü, adalet ve suçluların cezalandırılması ilkeleriyle hareket edip, hukuk reformu, yargının düzgün işleyişi, cezaevi ve polis otoritelerinin insan hakalrını uygun hareket etmeleri konusunda öncülük edebilmelidir.
Tüm bunların yanında, insan hakları konusunda denetim yapabilme ve hükümete gerekli önerileri yapabilcek olan başka bir güçlü bir kurumun olmayışı da Ulusal İnsan Hakları Kurumu’nun önemini artırmaktadır.
Kuzey Kıbrıs’ta yürürlükte olan birçok yasanın insan haklarını koruma açısından işlerliğini yitirmesi hatta bazı yasaların değil insan haklarını koruması, insan haklarını ihlal ettiğini düşündüğümüzde; aynı zamanda hak ihlaline maruz kalmış bir çok kimsenin hakkını arayamaması Ulusal İnsan Hakları Kurumunun kurulmasını şart koştuğunu ve insan hakalrına önem verdiğini iddia eden yeni hükümetin gündemine gerektiği kanısındayım. Paris İleklerine uygun bir şekilde kurulacak olan bir Ulusal İnsan Hakları Kurumu, insan hakları ile ilgili olarak mevzuatın yenilenmesi konusunda meclise yardımcı olabilcek, hak ihlaline maruz kalan kişilere destek sağlayabilecek, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçesinde gündeme gelecek olan Ayrımcılık Direktifleri’nin hayata geçmesinde yardımcı olabilcek ve insan haklarının geliştirilmesi ve korunmasına doğrudan katkı yapabilcek bir kurum olabilcektir.