Radikal gazetesi yazarı Verda Özer’in ekonomi politikaya sokmaya çalıştığı nur topu gibi bir kavram demokratik kapitalizm.
Bu kavramı ekonomik anlamla anlamaya çalışsak ‘boşa koysak dolmuyor, doluya koysak almıyor’ misali bir olmazlık halinde durmaktadır.
Kapitalizm dediğimiz zaman ekonomik olarak iki temel sınıfın var oluş hali ortaya çıkmakta ve bunlardan burjuvazinin ekonomiye egemen olma, kapitalizmi egemen üretim biçimi haline getirmede ki döneme denk düşen ve ortalama olarak bir birlerine yakın ekonomik konumda olan kapitalistlerin temel biçimde olduğu burjuva demokrasisi devlet biçimidir. Diğer yanıyla kapitalizmin ilk dönemi. Bu devlet biçimi; güçlerinin birbirlerine yakın olmasından dolayı burjuvazinin demokrasisidir, diğer sınıflar için ise burjuvazinin diktatoryasıdır.
Kapitalizmin daha sonraki haline baktığımız zaman; kapitalizmin tekelci karaktere bürünmesiyle birlikte kartel, tröst, tekel gibi yapılanmaların ana karakter olması haliyle, burjuva demokrasisinin burjuvazi için bile kalmadığı dolayısı ile burjuva demokrasisi devlet biçiminin nesnel koşullarının bittiği noktasıdır. Ve Lenin’in anlatımında kapitalizmin artık emperyalizm hali yeni dönemi ortaya çıkmış olmaktadır. Yani kapitalizmin emperyalizm dönemi ile birlikte burjuva demokrasisi devlet biçiminin var olma koşullarının bittiğinin anlatımıdır da.
Emperyalizm tekel, kartel, tröst olgusu olmadan asla anlatılamayacağına göre, burjuva demokrasisi burada “tekeller demokrasisi”ne kadar daralmış bulunmaktadır.
Verda Özer demokratik kapitalizmden bahsederken ABD ve Batıdan bahsetmektedir ki bu da tamda bu ülke kapitalizmlerinin emperyalizm halini almış olduğu halde olmalarıdır. Ve bu ülkelerde de sanayi oligarşisinin egemenliği uzun yıllardan bu yanadır finans oligarşisinin eline geçmiş olması halindedir. Buralarda krizlerden bahsedildiği zaman anlaşılması gereken finans oligarşisinin, finans kapitalizm krizidir.
Elimize bıraktığı bu nur topu buraya uymamaktadır.
Demokratik hak ve özgürlükler bağlamında demokrasiden bahsediyorsa, kapitalizme demokratiklik kavramı yapıştırarak buradan demokratik kapitalizmi çıkaramayız.
Her üretim ilişkisi kendisini anlatan bir devlet tipi yaratmaktadır. Bu devlet tipleri de kendisinde yansıyan toplamın sınıflar ilişki ve çelişkisi ve bunların ortaya çıkardığı güç dengesi ve bunun ortaya çıkardığı ilişki biçimlerinin toplam hali üzerinden o devlet tipinin yaratımı olan devlet biçimi ortaya çıkmaktadır.
Devlet tiplerinin varlıklarını devam ettirme halleri üzerinden yükseldikleri üretim biçimi ile bire bir doğru orantılıdır. Üretim biçiminin değişmesi demek devlet tipinin de değişmesi demektir. Devlet biçimlerinin ise yaşam süresi çok daha kısadır. O, toplumda ki ekonomik, sosyal ve siyasal yaşamın ilişki ve çelişkilerinden beslenerek bir başka biçim dönüşmesine uğrayabilmektedir.
V. Özer’in finans oligarşisinden, finans kapitalizmden yani kapitalizmin emperyalizm halinden demokratik kapitalizm çıkarmaya kalkışması, onun düşünme biçiminin bedbahtlığından başka bir şey değildir.