yaklaşımlarAlpay DurduranYKP yirmi dördüncü onur yılında – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

YKP yirmi dördüncü onur yılında – Alpay Durduran

Yeniçağ podcastını dinleyin

durduran224 yıl önce YKP kuruldu. Kurulurken bir yığın tabu vardı ve siyasiler tabuları yıkmaktan oy kaygısı ile kaçınıyordu. Onun için doğru bildiğini dile getirmek büyük bir siyasi ahlak sorunu olarak önümüzde durmakta idi. İnsanlarımız kendi aralarında biz Kıbrıslıyız ve Kıbrıslı olarak kalmak istiyoruz inancını dile getirseler de siyasiler bunu tekrarlamaktan korkuyordu. Ve korkularında haklı oldukları da siyasilere yapılan türlü saldırılarla gözler önünde idi. YKP bu korkuyu yıkmak azminde idi ve yıktı.

Artık Kıbrıs’ın birleşmesi için mücadele edeceğim diyebilen kişi meclis kürsüsünden ant içebiliyor.

Ancak gene de korku insanı miskin eder sözünün sonucu siyasilerimize çizilen sınırlar içinde kalınmakta ve net görüş açıklamak yerine “ben dedim ama esas yemine de karşı değilim” diye sözünü bulandırma yolu seçilmektedir.

YKP ilk gününden beri sözüne şal örtmemeye bağlıdır ve hala yapacağı çok iş vardır. Ne zaman ki Türkiye’den bir yetkili geldiğinde “görüşmelerde işbirliğimiz şart ama amacımız yalnız ve ancak Kıbrıs’ın birleşmesidir, önerilerimiz başka amaca geçmek için dünyayı bıktırıp ayrı devleti tanıtmak olmayacaktır diyebilecek” o zaman YKP tabu yıkma misyonunu tamamlayacaktır. O zaman YKP’nin çağdaş bir devlet kavgasını halk da daha duru bir şekilde izleyecektir.

YKP yalnız Kıbrıs sorunu için ender ve benzersiz bir siyasi parti değildir. Yeni kuşakların ilgisini çeken cinsiyet eşitliği, ayrımsız çalışan bir kamu yönetimi ve ekoloji sahipliği onun kavgasının başka boyutlarını göstermektedir. Solun evrenselliği, dünya barışı ve dünyada refah dağılımının giderilmesi için politikalarında da benzersizliği görülmektedir. En yoğun dış ilişki kurmuş ve yeşil ve gök kuşağının tüm renklerini yansıtan bir partidir.

Halkın sokakta sesini duyurması için tüm gücünü kullanmaya önem vermektedir ve her demokratik uğraşta desteği izlenmektedir.

A’dan Z’ye her şeyin var gibi göründüğü ama aslında sadece bir serap olarak kaldığının görüldüğü bir ülkede gerçeğin ışığını sürekli canlı tutmak YKP’nin uğraşıdır ve bu uğraş sürdürülecektir.

Halkımız bir fütuhat politikasının altında sürekli tek amaca bağlı tutulmak istenmektedir. Bu meşguliyet başka konulara dikkatini vermemesi için halkın parası ve Türkiye’nin desteği ile pekiştirilmektedir. Kaynaklarımız boş sözlerle dürtüklenen duygulara bağlı olarak harcanmaktadır. Onun için YKP sürekli uyarıcı olmaya çalışmaktadır ve siyasi çalışmalarını ona göre düzenlemektedir. YKP ile düzenin kavgası her düzeyde ve konuda halkın katılımını sağlamak için verilmektedir ve verilecektir.

YKP 24 yıldır kavgasını doğrultusunu değiştirmeden sürdürmüştür.

Görevimizi sonuna kadar sürdüreceğiz.

Zor ve uzun bir mücadelenin içinde bulunuyoruz. Konular çok çeşitlidir ve sürekli dal budak salmaktadır. Onun için adımlarımız bazen çelişir gibi görülmektedir.  Zaman zaman adımlarımızın birkaç amaca yönelmesi nedeniyle yanlış anlaşılmaktan kaçınamayız. Bunun en belirgin örneği de seçimlerle ilgilidir. Bir siyasi parti olarak seçime katılmaya çıkmak zor bir karardır.

1. Ancak partimiz seçime katıldığında koltuk uğruna sözünü çiğneyenlerin büyük sorunlar yarattığı biz zamanda seçime katılmak koltuk için değildir diyebilmek için milletvekilinin işlevsizliğini göstermek gereği duymuş ve bunu vurgulamak için adaylarına seçilmeyeceksiniz ve oy istemeyeceksiniz ki halk yetkisiz ve işlevsiz bir milletvekili görmek istemediğini seslendirebilsin diye durumu gündeme getirmişti.

2. Türkiye’nin tüm temel yasalarımıza müdahale etmesi ve denetleyebildiği makamların tam yetkili olmasını sağlamasını eleştirmek için de işgal ettiği Kıbrıs’ın kuzeyini serbest bırakmasını talep etmişti. O nedenle de işgalin buradaki örneğinde seçimin düzmece olduğunu anlatmıştı.

3. Ardından seçime katılmayı siyasi gerekçelerle gerekli gören Türkiye’ye mesaj olsun diye diğer siyasi partilere de davet çıkararak “gelin seçimi boykot edeceğimizi ve seçimlere seçim denebilecek ortamı yaratmadan seçime katılmayacağımızı ilan edelim”, “o zaman Türkiye Kıbrıs politikasını toplumumuzun desteğini almaktadır diyemesin” dedik ama başarılı olmadık. Baskımızla meclis Türkiye’nin seçimlere müdahale edip iradeyi saptırdığını tespit etmiş ve bunu sona ermesini istemiştir. Gene de seçime seçim deme şartlarını sağlamaya çalışılmamıştır. Meclis tespitine rağmen seçimlere karılınmış ve meclis demokrasinin önündeki engelleri tespit için dahi harekete geçmemiştir.

4. YKP hala seçimi boykot kararını kaldırmamış ve her seçimden önce kararını görüşüp sürdürüp sürdürmemeyi kararlaştırma kararını uygulamaya devam etmektedir.

5. Bu adımlar YKP için çelişkili görülebilmiştir. Bazı arkadaşlarımız da işgal altında seçim olmaz kararının alınmış ama zaman zaman ihlal edilmiş gibi rahatsız olmuşlardır. Ancak partimiz her seçim öncesi bu konudaki kararını uygulamakta, yerel seçimleri sokaktan iktidara politikası ile ayrıca değerlendirmekte ve genel seçimlerle başkanlık seçimlerini boykota diğer şikayetçi partilerin desteğini dikkate alarak değerlendirmektedir.

6. İşgal altında Filistinliler ve kendini haksız bir iç savaşın egemenlikten ettiğini kabul eden Katalunya gibi yabancı işgalinde olduğunu ileri sürenler seçimlere katılmaktan çekinmemektedir. Onun için burada da durumu dikkate almak doğrudur görüşündeyim. Bazılarımız bu görüşü paylaşmayabilir. Ancak bu YKP’nin ilkelerine sıkıya bağlı olduğu ona oy vermeyen ezici çoğunluğun bile teslim ettiği gerçeği ortadadır. Bu hepimizi mutlu etmeye yetmelidir.

İnanırım ki günlük çalışmalarında görülebilecek hatalara rağmen YKP’liler doğru yollarını çizmişlerdir ve taviz vermeden yürümektedirler. Çok seçim işbirliği teklifleri almışlardır. Ancak ne vekillik ve de bir makam için pazarlık içine girmemişler ve seçime anlamsız bir koltuk için evet dememişlerdir.

Meclise katılmak belli şartlarda çok kolay olmuştur. Düne kadar hiç şansı yok sanılan mebus olabilmişlerdir. Ancak seçime seçim deme olanağı verecek tek esaslı değişiklik yaratamamışlardır. Türkiye yetkilileri kendi ülkelerinde bile serbest seçim şansını tanımamışlardır. Çağdaş demokraside mebusların tümüne doğal olarak verilen etkili olabilme hakkını orada da burada da tanımamışlardır. Muhalefeti göstermelik ve etkili olmak için seçimi bekleyen bekleme odasındaki mebuslar halinde tutan yasaları kaldırmamışlardır. Bizde de buna izin vermemişlerdir.

Hal ver durum budur. Buna karşı mücadele mecliste de dışında da sürmelidir. Meclisten uzak durmanın taktiksel olarak doğru olduğu zaman boykot, yanlış olduğu zaman seçime katılma bizim irademize bağlıdır. Mücadele için gereken silahı seçmekten geri durmak yok.

Yerel seçime katıldık. Katılımcılığı dünya örnekleriyle halkımıza tanıttık. Soyulan bir belediyenin nasıl hesap sorması gerektiğini ve soyguncuların vurgunlarını halka ödetmemek için izlenmesi gereken yolu anlattık. Seçimde söylediklerimiz yakından izlemek için yok ve yöntem saptadık ve izliyoruz. Seçim geçti işimiz bitti demedik. Kavgayı sürdürüyoruz. Gereken masrafı da biz karşılıyoruz.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
351AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin