Kıbrıs’ın kuzeyindeki askeri otoriteler oldu bitti yaratıyor, antlaşmaları çiğniyor sonra eylemler ortaya çıktığında, Kıbrıs’ın kuzeyindeki basın günlerce haberin içeriğini bilmesine rağmen gerginlik politikası izleyip, Kıbrıslı Rumlara karşı militarist propagandaya dahil oluyor. Bu senaryoyu yıllardı izlemekteyiz.
Strovila’da (Akyar) yıllardır Türk askeri nöbet noktası değiştirildiği için BM’nin de izin verdiği Rum çiftçiler ara bölgedeki tarlalarına ulaşamıyor… Bu konuda BM’nin Kıbrıslı Türk liderliğin politikalarını uyaran onlarca açıklaması var…
Şimdi benzer sorun Omorfo bölgesinde de geçerli…
Günlerdir süren Kıbrıslı Türk medyası provakasyon türü açıklamalarına rağmen Kıbrıslı Rum çiftçilerinin amacı basit ve anlaşılırdı… AKEL’e yakın Kıbrıslı Çiftçiler Birliği (EKA) çağrısı ile yapılan bugünkü eylemin amacı, çok net olarak önceden açıklanmıştı.
Eylemin amacı Kıbrıslı Türk liderliğinin, iki taraf arasında imzalanan ve ara bölge içerisinde, Türk nöbetçi kulübelerine 200 metre mesafeye kadar olan tarlaların yasal sahipleri tarafından serbestçe ekilip biçilmesine dair anlaşmalara saygı göstermesi gerektiği mesajıydı. Açıklamaların hiçbirinde sınır delme, Girne’ye gitme olmamasına rağmen günlerce Kıbrıslı Türk basın savaş gazeteciliği devreye koydu, milliyetçi Rum basının asparagas haberleri Türkçe’ye çevrilip servis edildi.
Barış gazeteciliği yaptığını iddia eden Yenidüzen haberi en başından “Bostancı gergin” başlığı ile savaş gazeteciliği tadında verdi…
Yenidüzen ısrarla, Haravgi gazetesinde yer alan haberi de görmedi.
Eylem öncesi yayınlanan Haravgi’nin haberinin içinde, kuzeydeki Dışişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili yaptığı açıklamayı yorumlayan Hambas, çiftçilerin BM’den, bölgenin meşruiyetini hayata geçirmesini talep edeceklerini ifade etmişti.
EKA’nın, eyleme katılacak olan çiftçilerle birlikte, ateşkes hattıyla ilgili anlaşmanın kendilerine tanıdığı hakkı talep etmek için bu yürüyüşü planladığını dile getiren Hambas, bahse konu anlaşmanın dönemin RMMO komutanı, KTBK komutanı ve Barış Gücü komutanı tarafından imzalandığını hatırlatmıştı.
Hambas, ara bölge olarak adlandırılan bölgenin ateşkes bölgesi olduğunu, bu bölgedeki toprakların Rumlara ait olduğunu, bölgenin idaresini de BM’nin üstlendiğini de dile getirmişti.
Tüm açıklamalara rağmen herhalde savaş gazeteciliğine soyunan Yenidüzen’in hevesi kursağında kaldı ki sosyal medyada haberin bitirilişini “Kibrislirum ciftcilerin Bostanci’daki eylemi olaysiz sona erdi. Eylemciler kuzeye gecmedi” diye verdi.
TAK zaten gerginlik politikası izledi, onun haberleri üzerine koyup onlarca gazete de savaş gazeteciliği abarttı, sınırlarımız delinecek yaygaraları arasında günlerce yayın yapıldı, şovenizm propagandası körüklendi…
Tam da Kıbrıs sorunun çözümünü tartıştığımız, barış gazeteciliğe ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, savaş gazeteciliği bir kez daha iyi prim yaptı!
Ama her şeye rağmen eylem en ufak bir gerginliğe imkan vermeksizin barış içinde tamamlandı.
Eylem nasıl açıklandıysa öyle bitti, geriye gerginlik senaryoları yazan Kıbrıslı Türk ve Türkiye basının provakatif yayınlarının utancı kaldı!
“Birleşmiş Milletlere ara bölgede kalan arazilerini ekip biçmek istediklerini belirten bir muhtıra veren eylemciler, zeytin dalı bırakarak bölgeden ayrıldı.”