İsviçre Kapitalist yapının önemli ülkelerinden biridir. Süper güç veya ayar merkezi olarak değil; konulan “tarafsız” konumu ile birçok olayın burada çözümsenme merkezi olmasından dolayıdır isviçrenin ayrıcalığı vardır. Konulan tarafsız rolu nedeni ile İsviçre bankaları birçok gizli hesap la sermayenin çekim alanıdır. Zenginler çoğu hesabını gizlilik nedeni ile İsviçre bankalarına yatırıyorlar. Ayrıca; İsviçre sistem tarafından tarafsızlığı kabulendiği için de askeri işkal veya savaşa direk katma durumları da yoktur. Bunun garantisi oluşturuldu. Ülke birçok konuda konulan tarafsız simgesi sonucu, birçok dünya konferansı isviçrede yapılıyor. Evrensel birçok anlaşmanın da imgesi İsviçre kentleri oluyor. “Lozan, Cenevre” daha ilk akla gelenlerdir. Son günler de yine İsviçre dünyanın yükünün politik buluşmasını yaşıyor. Tıkanan Ortadoğu süreci şimdi Suriye simgesi ile Cenevrede toplantıalr la ara verişin diplomatik işlevi yapılıyor. Dalos da ise zengin kulup adıyla ekonomi zirvesi yapılıyor. İsviçre bankları ise kaçan vergiler nedeni ile “sırdaşlıkları” sorgulanıyor. Kısaca; İsviçre kapitalist ekonominin buluşma kulubunu, tıkanan Suriye girdabının nefes alma denkleminin olduğu bir evrensel harita yükünü yine taşıyor…..
İsviçrenin Cenevre kenti yine adım atılır ise tarihi bir olayın yazılımı için toplantı yapılıyor. Cenevre olayını sanırım birçoğumuz kolayca anımsayacaktır. Cenevre sözleşmesi ilkeleri, Cenevre silahsızlandırma kararları, birçok B.M. toplantısı ile alınan evrensel kararlar la kent anlaşmalar diyarı haline geldi. Uluslar arası yazılımlı hukukun önemli kararları bu şehir de yapıldı. Şimdi de Suriye krizinin tıkanan tıkacının adeta nefes alma toplantısı yapılıyor. Daha toplantı baştan çok önemli göstergeler sunuyor. Örneğin; konu Suriye olmasına karşın, dünya güçleri burada buluşuyor. Yine Suriye ile ilgili direk ilgisi olmasa da “Fas gibi” ülekler toplantıya çağrılırken; önemli rolu olan iranın kattırılmaması oldukça pradoksal bir durumdur…
Daha da ülkeseleştirecek olrusak: Suriye içinde fazla etkisi olmayan ve hatta kendi içinde ortaklaşan görüşleri pek bulunmayan “Ulusal konsey” toplantıda “muhalefetin” temsilcisi olarak katılıyor. Halbuki Suriye içinde direk taraf olan birçok örgütün konferans da yeri yoktur. Hatta özerk bölge kuran ve Suriyenin bir gerçeği olan Rohova Kürtleri de çağrılmadı. Kandırmaca ise şöyle; işbirlikci birkaç kürt “Ulusal konseye” eklenip sanki bu kesimin temsilcileri de vardır makyajı yapıldı.Böylesi bir Suriye konferansı yapılıyor….
Konunun siyasal adını da koyalım: Emperyalist Ortadoğu projesinin Suriye bataklığına girmesi nedeni ile yeni politik sıçrama yapamama sıkıntısı nedeni ile artık nefes alma veya ara vererek yeni senaryo hazırlama adına istemeye istemeye Amerika ve yandaşları Cenevre konferansını çağırdılar. Cenevre toplantısı aslında Emperyalist Ortadoğu politikasının tıkanmasının sonucunda zorunlu olarak yalpan bir nefes alma arayışıdır. Hesaplanamayan Rusya iran gerçeği ve Esatın direnci sonunda Emperyalist rekabetin adeta bataklık içinde kayganlaşarak çirkefleşmesinin aynasıdır. Bundan dolayı Cenevre diplomatik arayıştan çok, batılan bataklığın çamurundan sıyrılma arayışı haline geldi. Zaten daha başlangıçtan kimin katılıp katılmama çelişkileri boşuna çıkmadı. Dün Suriyeye Esatı devirmek için elbirliği ile sokulan Cihatcılar, şimdi neden se toplantıya dahi taraf olrak istenmiyor. Halbuki kazara başarıp Esatı devirseler di ne olurdu?
Cenevrede konferans başlıyor. Rohovalı kÜrtler yok. Suriyedeki demokratik devrimci kesimelr de hesaba hiç koyulmuyor. Türkiye, Katar veSuriyeye soktuğu cihatcıların gücü ise neden se pek konuşulmaz. Fasa uer gel irana ret denen garip ironik paradoks la toplantı karşılıklı suçlamalar la başladı. Krizden belki de en çok kaybeden Türkiye oldu. Desteklediği kesimden karşı durduğu Kürt paranoyası hepsi Türkiyeyi yalnızlaştırdı. Şimdi Cenevre konferansı yapılırken, Türkiyedeki kamyonlar, Suriyedeki Cihatcılar, Katar destekli yapıların probaganda hareketleri hepsi destek arayış veya suçlama ekseninde savrulup gidiyor. Ama Cenevrede toplantı yapılıyor. Emperyalist Ortadoğu projesinin çöküşünün nasıl yeniden dizayinini aramak isteyenler le karşı duranların bir çorbası gibi konu yayılıyor….
Cenevre tarihi ikinci Suriye toplantısını yaparken ve dün Esat la imkansız diyenlerin şimdi Esat la masada oturup arayış içinde olunurken, öteki İsviçre kasabası Dalos ise tarihi ekonomik buluşmaya tanık oluyor. Kapitalist krizin hala yaygın yaşandığı, merkezlerden çevre ülkelere doğru kayılan bunalım la zenginler Dalos da buluşuyorlar! Şimdiye kadar kriz dönemi boyunca yapılan Kapitalist ekonomik zirveler, karar alamadı. Ne krizi yönetmeyi, nede krizden çıkış planları bulamadılar. Şimdi bazıları “acaba” beklentisi ile artık kangren hale gelen kriz ile alakalı ortak paydada buluşup buluşulamıyacağına merak la bakarak beklentide olanlar da vardır. Dalosun şov dışında bazı ortak karara varıp varılmayacağı da önemli. Sanırım Kıbrıs ekseni bunu cebindeki döviz ile çok sıcak hisedecektir. Hani biz derdik ya “Türkiye ekonomisi kırılgandır” sözlerimize burjuva ezbercileri hep gülüyor du ya! Şimdi Dalosun acaba ufak esintisine bundan dolayı moral olsada bakan sermaye iktisatcıları da bulunur….
İsviçre yine tarihi olaylara tanık oluyor. Cenevre Suriye gerçeği ile Ortadoğu bataklığını ve Emperyalist sömürgeleşme sonucu oluşan kağosun toplantısını yapıyor. Ekonomik burjuva zengin kesimleri ile politikacıları da lüks salonlarda tatil yapar gibi de ekonomiyi konuşacaklar. Bakalım şaheser Kapitalist politikarlar enazından kendilerini yeniden üretecekler mi?
