Kıbrıs Postası – Meryem Ekinci
Friedrich Elbert Vakfı tarafından finanse edilenToplumsal Cinsiyet ve Barış Eğitimi Projesi kapsamında, POST Araştırma Enstitüsü’nden Mehveş Beyidoğlu Önen ve Tegiye Birey tarafından hazırlanan Toplumsal Cinsiyet ve Öğretmenlik Mesleği: Öğretmenlerin Bakış Açıları Raporu, toplumsal cinsiyet olgusunun öğretmenlik mesleğine etkileri konusunda önemli veriler ortaya koydu.
Raporda 32 sorudan oluşan 250 anketin KTÖS Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi tarafından Lefkoşa, Omorfo (Güzelyurt), Mağusa/Karpaz ve Girne bölgelerindeki öğretmenlere ulaştırıldığı vurgulandı.
Anket sonucunda değerlendirmeye alınan 186 adet anket ışığında hazırlanan rapora göre, öğretmenlik mesleği cinsiyetlendirilmiş durumda.
Erkek öğretmenlerin yüzde 71’i, kadın öğretmenlerin de yüzde 50’sine göre okulöncesi öğretmenliği “kadın işi”. Yine erkek öğretmenlerin yüzde 71’ine, kadın öğretmenlerin ise yüzde 78’ine göre ise beden eğitimi öğretmenliği ise “erkek işi”.
ÖĞRETMENLER KADIN YÖNETİCİLER ERKEK
Toplumsal Cinsiyet ve Öğretmenlik Mesleği: Öğretmenlerin Bakış Açıları Raporu’nda 141 kadın, 45 de erkek öğretmenin yanıtlarının değerlendirildiği anket çalışmasının sonuçlarına yer verildi.
Raporda yer alan anket sonuçları, kadın öğretmenlerin yüzde 62’sinin, erkek öğretmenlerin ise yüzde 44’ünün ilköğretimde müdür pozisyonundaki kişilerin kadın olduğunu düşündüklerini ortaya koydu.
Raporda ise gerçek verilerin ilköğretimde müdürlerin yüzde 68’inin erkek olduğu bilgisi kaydedildi.
Benzer şekilde kadın öğretmenlerin yüzde 55’i, erkek öğretmenlerin de yüzde 44’ü ilköğretimde muavin pozisyonundaki kişilerin çoğunlukla kadın olduğunu düşünüyor.
Nitekim gerçek verilere göre muavinlerin yüzde 55’i kadın. Değerlendirilen anket sonuçları ayrıca kadın öğretmenlerin yüzde 84’ü ise müdür ve muavin pozisyonlarına hiç başvurmadığını ortaya koydu. Bu rakam erkek öğretmenlerde ise yüzde 63.
ERKEK ÖĞRETMENLERİN YÜZDE 71’İNE GÖRE OKULÖNCESİ ÖĞRETMENLİK KADIN İŞİ
141 kadın, 45 erkek öğretmenin verdiği yanıtlar sonucunda, okulöncesi öğretmenliğinin “kadın işi” olarak algılandığı da ortaya kondu. “Okulöncesi öncesi öğretmenliği kadın işi mi?” sorusuna, ankete katılan erkek öğretmenlerin yüzde 71’inin, kadın öğretmenlerin ise yüzde 50’sinin evet yanıtı verdiği kaydedildi.
Ayrıca ankete katılan 45 erkek öğretmenin 9’u öğretmenliğin kadınlara daha uygun bir meslek olduğu görüşünde.
İLKOKULUN İLK SINIFLARI KADINLARIN SON SINIFLARI ERKEKLERİN
Raporda yer verilen ilkokul sınıf dağılımına göre ise, kadın öğretmenlerin yüzde 54.50’si, erkek öğretmenlerin de yüzde 49’u, ilkokul 1. Ve 2. Sınıf öğretmenlerinin kadın olmasının öğrencilerin gelişimi açısından önemli olduğunu düşünüyor.
Bu durum 4. ve 5. Sınıflar konusunda ise tam ters bir tablo çiziyor. Kadın öğretmenlerin yüzde 79.50’sine, erkek öğretmenlerin de yüzde 53.30’una göre dördüncü ve beşinci sınıf öğretmenlerinin erkek olması, sınıf yönetimi açısından gerekli.
EL İŞİ KADINA TARIM ERKEĞE
Okulöncesi öğretmenliği konusunda ortaya çıkan cinsiyet algısı, el işi, nakış ve ev ekonomisi ile tarım dersleri konusunda da değişmedi.
Kadın öğretmenlerin yüzde 71’i, erkek öğretmenlerinde yüzde 56’sı, erkek öğretmenlerin seçmeli tarım dersini vermesini daha uygun bulduğu yanıtını verdi.
Rapora göre el işi, nakış ve ev ekonomisi dersi konusunda da kadın ve erkek öğretmenlerin yüzde 51’i, kadın öğretmenlerin seçmeli nakış/el işi/ev ekonomisi derslerini vermelerinin daha uygun olduğunu düşünüyor.
BEDEN EĞİTİMİNDE CİNSİYET AYRIMI YOK
Beden eğitimi öğretmenliğinde ise cinsiyet ayrımına karşı çıkan bir sonuç ortaya konuldu.
Ankete katılan kadın öğretmenlerin yüzde 78’ine, erkek öğretmenlerin de yüzde 71’ine göre, beden eğitimi dersi öğretmenlerinin erkek olması gerekmiyor.
Gerçek veriler ise bu algının tam tersini söylüyor. Veriler beden öğretmenlerinin sadece yüzde 5.5’inin kadın olduğunu gösteriyor. Beden öğretmenlerinin yüzde 94.5’i ise erkek.
BİREY: “KADINLIKLA İLİŞKİLENDİRİLMİŞ GÖREVLER AKILLARDA DEĞERSİZLEŞTİRİLMİŞ DURUMDA”
POST Araştırma Enstitüsü’nden raporu hazırlayan Tegiye Birey, rapor sonuçlarını ve ilkokul öğretmenlerinin toplumsal cinsiyete bakış açılarını Kıbrıs Postası’na değerlendirdi.
Çalışmada, öğretmenlerin toplumsal cinsiyetin mesleklerini nasıl şekillendirdiğiyle ilgili algılarının ortaya konulmasına çalışıldığını vurgulayan Tegiye Birey, “Bu çalışma bize göstermektedir ki, toplumsal cinsiyet ayrımının geçerli olduğuna inanan birçok öğretmen mevcut. Ancak, okul içerisinde kadın öğretmenlerin geleneksel olarak ‘erkek işi’ olarak görülen işleri yapması (üst sınıflara ders vermesi, beden eğitimi veya tarım dersi vermesi), erkek öğretmenlerin geleneksel olarak ‘kadın işi’ (okulöncesi, birinci veya ikinci sınıflara ders vermesi, nakış dersi vermesi) olarak görülen işleri yapmasından daha kabul görülür olduğunu gözlemleyebiliriz. Çünkü, kadınlıkla ilişkilendirilmiş görevler akıllarda değersizleştirilmiş duruma. Bir nevi kadının erkekleşmesi değerlenmesi demekken, erkeğin kadınlaşması değersizleşme olarak algılanabilmektedir” dedi.
“ÖNEMLİ OLAN ÖĞRETMENLERİN GÖREVLERLE CİNSİYETLER ARASI BAĞLANTIYI KOPARMASIDIR”
Birey, öğretmenlerin görevlerle cinsiyetler arasındaki bağlantıyı koparmasının, özgürleşmiş bir eğitim sisteminin yaratılmasına aktif katkı koymasının önünü açacağına da işaret ederek şöyle dedi:
“Burada önemli olan, öğretmenlerin görevlerle cinsiyetler arasındaki bağlantıyı koparabilip, bu tür kısıtlamalardan özgürleşmiş bir eğitim sisteminin yaratılmasına aktif katkı koyabilmeleridir.
İdari kadrolara erişimde ve sendikada aktif olma konularında, erkek öğretmenlerin orantısız bir şekilde, haksız ayrıcalıkları olduğunu gözlemliyoruz. Kadın ve erkek öğretmen sayılarına baktığımızda, hem okulların idari kadrolarında hem de sendikaların idari kadrolarında hatırı sayılır bir ayrımcılık olduğunu gözlemliyoruz. Konuyla ilgili öğretmenlerin farkındalığı da, anket sonuçlarına göre, çok yüksek değil. Öğretmenlerin çoğu, erkek öğretmenlerin idari kadrolarda orantısız olarak daha fazla olduğunun bilincinde değilken, toplumsal cinsiyetin idari kadrolara erişimde etkisi olduğunu düşünmüyorken, belirli bir kitle de mesleği boyunca kadın bir öğretmen olmalarının getirdiği ayrımcılıkların son bulması için çalışmalar yapılması gerektiğini vurguluyor.”
Lefkoşa, 17 Aralık 13 (T.A.K.): POST Araştırma Enstitüsü ile Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) tarafından ortaklaşa hazırlanan “Toplumsal Cinsiyet ve Öğretmenlik Mesleği: Öğretmenlerin Bakış Açıları” isimli rapor, bugün tanıtıldı.
KTÖS’te, bugün saat 14.00’te yapılan basın toplantısında; POST Araştırma Enstitüsü’nden raporu kaleme alan Tegiye Birey ile Mehveş Beyidoğlu Önen ve KTÖS Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi’nden Semen Saygun birer konuşma yaptı.
Rapora göre; “idari kadroların üst mevkilerindeki erkek temsiliyetinin orantısız olarak fazla olduğu ortaya çıkarken, öğretmenlerin birçoğunun, idari kadrolara erişimde toplumsal cinsiyetin oynadığı rolle ilgili farkındalığının düşük olduğu” savları yer aldı.
Rapora göre; katılımcıların çoğunluğu, sınıf ve branş seçimi konusunda kadın ve erkek öğretmenlerin fırsat eşitliğine sahip olduğunu düşünüyor.
“ÖNEN: “AMAÇ FARKINDALIĞI ARTIRMA”
Mehveş Beyidoğlu Önen, raporun Friedrich Ebert Stiftung tarafından finanse edilen “Toplumsal Cinsiyet ve Barış Eğitimi” projesi kapsamında hazırlandığını kaydetti.
Önen, projenin esas amacının, barış eğitimi aracılığı ile gelecek nesillerin ve öğretmenler ile sendikacıların toplumsal cinsiyet farkındalığını artırma çabasına katkıda bulunmak olduğunu belirtti.
Önen, araştırmanın amacının ise öğretmenlerin, toplumsal cinsiyet olgusunun mesleki kapasitelerini ve mesleklerindeki fırsat eşitliğini ne denli şekillendirdiğini düşündüklerini ve öğretmenlerin, KTÖS’ün çalışmalarını ve bunlara katılım oranlarını anlamak olduğunu ifade etti.
Anketle ilgili genel bilgi veren Önen, 32 sorudan oluşan 250 adet anketin, KTÖS Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi tarafından Lefkoşa, Güzelyurt, Mağusa, Karpaz ve Girne bölgelerindeki öğretmenlere ulaştırıldığını anlattı. Önen, 250 anketten 189’unun doldurularak geri döndüğünü, değerlendirmeye alınan anket sayısının 186 olduğunu belirtti.
Önen, KTÖS’e üye kadın öğretmenlerin yüzde 14’ünün, erkek öğretmenlerin ise yüzde 9’unun anket çalışmasına katıldığını vurguladı.
SAYGUN: “AYRIMCILIK KARŞITI POLİTİKALAR ÜRETMEYİ ÖNEMSİYORUZ”
KTÖS Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi’nden Semen Saygun, yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Saygun, ders kitapları ve kaynaklarda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda durum tespiti için tarama yaptıklarını kaydetti. Farkındalığı artırma ardına öğretmenlere yönelik atölye çalışmaları gerçekleştirildiğini anlatan Saygun, Atatürk Öğretmen Akademisi’nde de farkındalık çalışmaları yürütüldüğünü vurguladı.
Saygun, anket çalışması sırasında öğretmenlerin, toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna ilgi duyduğunu gördüklerini söyleyerek, ayrımcılık karşıtı politikalar üretmeyi önemsediklerini ifade etti.
BİREY: “KADINLARIN GÜVENİ DAHA FAZLA”
Tegiye Birey, raporda yer alan bulgularla ilgili ayrıntılı bilgi verdi.
Birey, kadın öğretmenlerin meslekleri çerçevesinde geleneksel olarak erkek işi olarak gözüken işleri yapma konusunda kendilerine olan güveninin, erkek öğretmenlerin meslekleri çerçevesinde geleneksel olarak kadın işi olarak gözüksen işleri yapma konusunda kendilerine olan güveninden daha fazla olduğunu belirtti.
İkide bir ve beşte bir oranında değişen bir kesimin, öğretmenlik mesleğindeki konumları, kadının ve erkeğin geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri bağlamında değerlendirdiğini söyleyen Birey, öğretmenlerin görüşlerinin kimi yerde verilerle çelişirken, kimi yerde verileri yansıttığını kaydetti.
“FIRSAT EŞİTLİĞİ OLDUĞUNU DÜŞÜNENLER FAZLA”
Katılımcıların çoğunluğunun, sınıf ve branş seçimi konusunda kadın ve erkek öğretmenlerin fırsat eşitliğine sahip olduğunu düşündüğünü belirten Birey, katılımcıların üçte bir ve dörtte biri arasında değişen bir oranın bu konuda eşitsizlik olduğunu ifade ettiği kaydetti.
Verilerin, toplumsal cinsiyetin idari kadrolara erişimde belirgin rol oynadığını gösterdiğini vurgulayan Birey, idari kadroların üst mevkilerindeki erkek temsiliyetinın orantısız olarak fazla olduğuna dikkati çekti.
Birey, “Öğretmenlerin birçoğunun, idari kadrolara erişimde toplumsal cinsiyetin oynadığı rolle ilgili farkındalığı düşüktür” dedi.
“KTÖS’ÜN ÇALIŞMALARI FAYDALI BULUNUYOR”
Öğretmenlere, KTÖS’ün çalışmalarını nasıl değerlendirdiklerinin de sorulduğunu belirten Birey, üyelerin büyük bir çoğunluğunun, sendikanın yürüttüğü çalışmaların ihtiyaçlarını karşıladığını ve faydalı olduğunu belirttiğini ifade etti.
Birey, bunun yanı sıra KTÖS’ün kendi kadrolarındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kökenlerinin araştırılması ve buna çözümlerin bulunmasının sendikanın gündeminde olması gerektiğini söyledi.
Birey, “KTÖS öğretmenlerin talep ettiği eğitimlerin, gerek Bakanlık, gerek sivil toplum örgütleri, gerekse Toplumsal Cinsiyet Komitesi aracılığıyla onlara ulaştığından emin olmalıdır” diye konuştu.
Sunumun sonunda Birey, Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenler, sivil toplum örgütleri, KTÖS, uluslar arası örgütlere yönelik önerileri okudu.