Kıbrıs Postası Gazetesi’nde yayımlanan hükümetin TC hükümeti ile imzaladığı “mutabakat metni” ne ilişkin TÜRK-SEN Genel Başkan Vekili Tuluy Kalyoncu’nun değerlendirmesi:
Başbakan Sn. Özkan Yorgancıoğlu dün akşam Bayrak Radyo Televizyon Kurumu (BRTK)’nda bir grup gazeteci ile birlikte katıldığı programda, gazetecilerin, CTPBG – DPUG Hükümeti’nin dört aylık icraatlarına ilişkin sorularını yanıtlarken, bir önceki UBP hükümeti döneminde TC hükümeti ile imzalanmış dayatma ekonomik paketin revizesine ilişkin yeni bir “mutabakat zaptı” nın kendisi ve TC başbakan Yardımcısı Sn. Beşir Atalay arasında imzalandığını belirtmiştir. Söz konusu “mutabakat zaptı” nın içeriği bu gün basında da yer almıştır.
Özelleştirilmesiyle ilgili AKP Hükümeti’nin dayatmalarıyla karşı karşıya kalınan KIB-TEK için verilen mücadelede, muhalefette iken yanımızda yer alan, Federasyonumuza bağlı EL-SEN’in uzmanlarla birlikte hazırladığı KIB-TEK için özerklik sağlayacak yasa önerisini birlikte Meclis’e sunan, seçim bildirgelerinde “paketi olduğu gibi kabul etmemiz mümkün değil revize edeceğiz” söylemlerine neden olan KIB-TEK için, bu günün hükümet ortaklarınca verilmiş tüm sözlerin, yapılmış tüm yazılı ve sözlü açıklamaların büyük bir yalan olduğu anlaşılmaktadır. Hükümet programında da “özerkleştirileceği” açıkça yazılmış olmasına rağmen, bu gün hükümet olan CTPBG ve DPUG’ in imzalanan “mutabakat zaptı” ile takvimde bir kısım değişiklikler olmakla birlikte AKP hükümetine teslim oldukları ve KIB-TEK’in özelleştirilmesini onayladıkları anlaşılmaktadır. Siyasete olan güven bu gün bir kez daha ve kolayca tamir edilemeyecek şekilde erozyona uğratılmıştır.
İmzalandığı açıklanan “mutabakat zaptı” na göre; KIB-TEK konusunda dayatma pakette yer alan konuların tümünün de eksiksiz bir şekilde sadece tarihlerini değiştirerek uygulayacağı konusunda mevcut CTPBG – DPUG Hükümeti taahhüt altına girmiştir. Kısaca özetleyecek olursak; önceki pakete göre Aralık 2013 de KIB-TEK’in dağıtım ve tahsilat bölümünün hizmet alımı yolu ile özelleştirileceği kabul edilmişken, imzalanan yeni “mutabakat zaptı” ile bunun tarihi Mayıs 2015 olarak kabul edilmiştir. Bunun yapılabilmesi için önceki protokolde var olan ve Eylül 2013 de gerçekleştirileceği taahhüt edilen KIB-TEK’in üretim – iletim – dağıtım ve tahsilat fonksiyonlarına göre bölünmesi konusuna yeni imzalanan “mutabakat zaptı” nda değinilmemiş olmakla birlikte dağıtım ve tahsilatın özelleştirilebilmesi için fonksiyonlara göre bölünmenin de yapılacağı açıktır. Yine dayatma pakette yer alan Mart 2014 de gerçekleştirileceği ifade edilen TC’den deniz altına döşenecek kablo ile elektrik getirilmesi projesinde yeni “ mutabakat zaptı” nda hemfikir olunduğu açıklanmıştır.
CTPBG – DPUG Hükümeti’nin, önerilen ve uygulamaya konulabilecek başka tedbirler varken göreve başlar başlamaz elektrik tarifeleri için uygulamaya koyduğu fahiş zamların arkasındaki neden artık daha iyi anlaşılmalıdır. Halkın KIB-TEK’e ve orada örgütlü EL-SEN’e olan desteği uygulamaya konan fahiş zamlar ile kırılmaya çalışılmaktadır. KIB-TEK’in yapısal sorunu ve bir dönem hükümet ortaklarının da kabul eder gibi göründükleri çözüm önerisi olan “özerkleştirme” konusu unutturulmaya ve sorun, sadece arz güvenliği ve maliyet sorunuymuş gibi yeni ve suni bir gündem oluşturulup “ne yapalım denedik ama olmadı” demeye çalışılmaktadır.
Sendikal mücadele tarihine iz bırakmış başta EL-SEN olmak üzere bağlı tüm sendikalarımızla birlikte TÜRK-SEN ve var olduğunu bildiğimiz halkımızın desteği ile bu oyunları bozacak bilgi, öngörü ve mücadele tecrübesine sahibiz. Tavsiyemiz, hükümet programına sadık kalarak KIB-TEK’in özerkleştirilmesiyle ilgili önceden kendilerine sunulmuş olan yasa önerimizi zaman geçirmeden meclise sunmaları ve bir an önce yasalaştırarak halkımızın hak ettiği hizmeti KIB-TEK’in sunabilmesinin önünü açmalarıdır. Bir önceki hükümetin yürümek istediği yolun onu nereye götürdüğü ortadadır.
Mevcut hükümet de halkımıza taahhüt ettiği kendi programına sadık kalmayıp AKP’nin dayatmaları ile icraat yapabileceğini sanıyorsa büyük bir yanılgı içerisinde olduğunu çok geçmeden anlayacaktır. TÜRK-SEN ve bağlı sendikalarımız, özelleştirmelere karşı geçmişte nasıl mücadele etmişse mecbur kalırsa çok daha fazlasını yapabilecek kararlılık ve güce sahip olduğu görülecektir.