yaklaşımlarÖzkan YıkıcıOrtadoğu cenderesine girersen! – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Ortadoğu cenderesine girersen! – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Çok kolay bir doğru vardır: Yaşam pratiği ile kendini kanıtlar. Nekadar yalan atarsan at; yaşam bunu yaşatarak yanlışını kanıtlar. Ortadoğu denilen ve senelerdir başına “Proje” adı konularak yaşatılanlar, bize hiç de denildiği gibi olmadığını anlatan en önemli kanıtdır yaşananlar. Kapağını “özgürülük neferi, nrulu ufuklar, gelecek demokrsi alanı” olarak probagandalaştırılarak anlatılan plan, şimdi banbaşka telden ezgi çalıyor. Modeli, özgürlük alanı ile, gelecek umutları ile, Arap devrimi keliemleri ile, bahar simgeleri ile sunumda olan Ortadoğu senaryosu sonunda resmen patlayarak şarapnel gibi çok acı yaşam beldeleri ile miraslar biriktirdi. Çöken modeler, yanlış kulanılan ifadeler, yayılan kağoslar, oluşturulan cihatcı intikam meraları, geleceği belirsizleşip karanlığın örtüğü bir Ortadoğu girdabı yaratılar. Vaşinkton Lonra mühendisliği, bölgesel taşaron devletler ve çalıştırılan cihatcı kuşaklar, hepsi Ortadoğu zeminin kayganlığında kayarak belirsiz bir yöne doğru gidiyoar. Dün ortak olanlar dahi şimdi belirsiz bir kavga içinde paylaşım ışığı hırsı ile hegemonya dansını yapıyorlar. İtifakların dahi belirsizleştiği, dost düşman çizgilerinin kaybolduğu karmakarışık bir Ortadoğu cenderesi yaratıldı….

Dün Ortadoğuda konuşturulan doğruların günümüzde silikleştiği ve oluşan bataklık içinde çıkış yolu aranan ilginç bir çoğrafya haline geldi. Baştan söylenen şarkıların hem melodileri hem de sözleri çoktan onutuldu. Özgürlük alanlarının aslında kan ve gözyaşı olduğu coğrafyalar oluşturuldu. Ama askeri trösler, enerji tekelleri ceplerine kar üstüne kar katarak hala Ortadoğu paylaşım kavgasının baş aktörleri olarak zenginleşmeye devam ediyor. Askeri makine işlemek için insan öyütmeye devam ediyor. Petrol ile sulanan kan göleri besleme kaynak oalrak akıtılmaya devam ediyor. Kutsal din “alah adına” kafalar kesip petrol tekelerinin ceplerini dolduruyorlar. Dolarlar halklar adına yoksuluğu azaltma yerinbe, efendilerin daha kolay sömürme yapma adına durmadan can alan silahlara, ciahtcı kulanımlarına aktırılıyor. Sora bu plan için “modeler, liderler, örgütler” yaratılıp piyasaya sürülüyor. Sora seneler sora dönüp Ortadoğuya bakınca; gelinen nokta resmen daha belirsiz kan göülen dönen bir coğrafya buluruz….

Ortadoğu kendi özüne uygun devrimci sosyalist hareket geliştirmemenin acısını ve seçeneksizliğin en kötü örneği olarak acıalr la yaşamaktadır. Din ile sermayenin Muhavazakar liberal piyasa adıyla kaynaşan politik arenanın nemenem bir şey olduğunu şimdilerde çok feci biçimde biza anlatılıyor. Bakın Ortadoğu denilip yaratılan simgesel yapılar neyere getirdi…..Onutmadan; onca proje ve plan senaryoları neden se bölgenin kangren sorunalrına hiç önemli açılım getirmedi. Ortadoğu Projesinin enazından Filistin konusuna hiçbir adım atırmadığı gibi onuturulduğunu da yaşamın gerçekleri arasına mutlaka eklememiz gerekir.

Senelerdir Ortadoğu modeli diye hepimizin çok iyi bildiği bir ülke vardı. “Türkiye”! Büyüyen ekonomisi, “ileri demokrasisi”, din piyasa karışmlı yaşam şekli ile Türkiye hep Ortadoğu modeli olarak pobnpalandı. Hatta fazla şişirerek bölgenin güç merkezi ve hareketin merkezlerinden biri olarak hep yazıldı çizildi. Nice gerçek görülmezden gelinip bölgeye ulaşılacak modal olarak taktim yapıldı. Erdoğan tipi liderlerin “başarıları” durmadan sıralandı. Fakat şimdi neler olduğunu hepimiz görühyoruz. Büyüyen ekonominin aslında Yolsuzluklar, hırsızlıklar, rüşvetler, rantlar, karapara aklamalar la doldurulan bir ekonomik model karşımıza geldi. Bunlar dinle bezenerek yaşama müdahale edilerek yol alındı. Devlet içi çatışmalar la bu belgeler havada uçuşmaya başladı. Model çöktü. Bölge önderilikten yalnızlaşıp kendi kendini ele veren role dönüştü. Dahası var bu modelin: Bölgesel taşaronluk ve güç algısı birden yine oluşan devlet içi çatışma ile sonuçta nasıl Elkayde karşımlı destekli bir zemin oluşturduğu da Suriye örneği ile karşımıza dikildi. Suriyede “Şamda Emevi camisinde namaz kılma” yerine, Cihatcılar la kol kola kelle kesen gerçekler karşımıza geldi.Ortak Sudiler le dahi ayrışan garip itifaklar oluştu. Hele iran la kara para aklama…..

Özgürlük fenerinin ışığı ırakta görülecek ken; ıraktan hep infilak ve onlarca insanın katlediliş haberleri artık doğalaştı. Suriye “devrimi” ise ciahtcıların nerde ise merkezi bölge kurma aşamsı ile kara listeye konulan örgüte hegemonya alanı açıldı. Amerika ırakta yenilir Suriyede ise bataklığa saplanırken, devamında iran hamlesi ise şimdielr de nefes alma noktasında beklentide!

Bir Mısır deneğimi de yaşandı. Halk Tahrir ile değişim protestosu ile can verdi. Sora bir şeyler oynadı durdu. İslamcılar gelip gitti. Aslında Mısır adeta Emperyalist kısa dönem oynun nasıl saplantıalr la aşmazlar yaraatıllmanın örneği. Mubaerekle yapılamk istenen ayar ve sorası “ılımlı İslam” deneğimi ve sora yine dönüp dolaşıp ordu denetimli militaris devlet döngüsünde dolaşıldı duruldu.Filistin ise belki de tarihin en kötü dönemini yaşıyor. Örgütlenme kırılması ve içsel ayrışma sonucu daha dış müdahale kontroluna girmesi ile bu kağostan ençok darbe alıp onutulan halkalrdan birisidir.Kürt hareketi ise sonb Ortadoğu oynunda ençok konuşulan kesimdi. Dinamik oluşu ve bölgesel örgüt gerçeği nedeni ile her gelişmeden sora Kürt kartı da hesaba katıldı. Ancak ayni şekilde Ortadoğu belirsizliği de Kürtleri en önemli dönemde kırılma ve tam etkili olamama noktasına da taşıdı. Rohova olayları, Barzani hamleleri ve Kürt hareketleri ile bölgesel öteki kesimler arası ilişkiler nedeni ile Kürt kartı da tıpkı Ortadoğu cenderesinde bocalıyor….

Ortadoğuyu okurken bmölgesel ülkeler kadar, sistem le birlikte okumak şart. Olayların aşmazlığında her olgu bazen çok fazla yer de alma şansı vardır. Rusların Suriye konusundaki engeleme gerçeği, Amerikanın hegemonya kırılma dönemleri, AB yapısının politik yetersizliği Uluslar arası bazı oyuncuların konumunu yansıtıyordu.Türkiyede oluşan kırılmanın salt ekonomik kırılma, bölgesel politika yanlışlarının açığa çıkması veya devlet içi hegemonya kavgaları ile tek tek ele alınamaz. Birbakarsanız; Diyalektik “nicel birikimlerin nitel patlaması” ilkesinin tam da anlaşılacak bir sonucu yakalarız.Türkiye içi devlet çatışması, ekonomik kırılma ve yolsuzluk gerçeklerinin patlaması, bölgesel politikaların çökmesi ve sistemin yebni senaryo arayışlarının hepsini Türkiye krizlerinde hatta bolca konuşulan “dövizin yükselmesinden” kalkarak bunları birlikte yakalamak mümkündür. Tabi tüm kulanılan cicili güzel kavramların da tatlı yalandan öte bir şey olmadığı yüzleşmesi de bizi buluşturacaktır.

Ortadoğu şuanda resmen ikili kağosun kanlı hesaplaşmadan diplomatik arayışlar arasında cenderece bocalayan bir dönemden geçiyor. Tıkanan ama krizle tetiklenen savaşların arasında herkes yeni bir silah arıyor. İtifaklar kayıyor, bitti denilenin yeniden hortladığı garip bir geniş coğrafya çatışma alanında herkes fırsatla kazanmaya veya kaybetmeme amacı ile yol arıyor. Belli olan; artık başlangıç incili, cicili Ortadoğu sözleri etrafta yoktur. Gösterilecek modeller veya “sıra onda” denielecek devletler şimdilik silikleşti. Bir başka bahara ertelenerek, durumun denklemini verilmeyen sayılarla çözme peşinde herkes. Onun için değişik hamleler veya biranda başka aktörler piyasaya çıkma koşulu da vardır. Dinin ve sermayenin çok politik esrunman olarak kulanılan Ortadoğu sömürgeleştirmenin beklide tarihsel çok çirkin bir tarihin yazılımına neyazık ki tanık oluyoruz. Bilgilerden çok probaganda haberciliğin en yaygın kulanıldığı süreç, şimdi güvenirliği dahi sarsan bir depremn yaratmıştır.Her okunan yeni bilgi adeta yeni travmalar yaratmaya adaydır. Dün çekinilerek ve sansüre takılan bilgiler, şimdi birilerinin tabusunun yıkılmasını yaratma çelişkisini anlık yaşamda pratikle yaşıyoruz. Böylesi bir Ortadoğu cenderesinde bunalıp duruyoruz. Sosyalist hareketlerin olmaması, demokratik anlamda medya oluşmaması ile politik iflasların deprem niteliğinde yaşanması, brakın bizim gibi normal insanları, sistemin güçleri tarafından dahi önlerini görememe durumuna getirdi. Şimdi herkesim bölge için bir duraksama düşünme arayışı vardır. Hamleler elbet soradan hesaplanıyor. Ama belli olan şudur: Doksanalrda çok probbvaganda ile başlatılan Ortadoğu projesi bataklığa saplandı. Kendi mucitlerini tatabularını yıkarak enkaz yaratarak bunu gerçekleştirdi.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
356AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin