Vicdani reddini açıklayarak 2009 yılından itibaren seferberliğe gitmeyi ret eden Murat Kanatlı’nın 14 Haziran 2011 tarihinden beri Askeri Mahkeme’de devam etmekte olan davasında 10 günlük hapis cezasına çarptırılmasının ardından, cezası 6 Mart’ta sona ermişti. Hükme değil, kararın içeriğine yönelik yapılan istinaf bugün (15 Nisan, Salı) Güvenlik Kuvvetleri Yargıtay’ında görüşülmesine başlandı… Dava, görüşülmekte olan Anayasa Değişiklik önerilerinin içinde ilgili maddenin de olmasından dolayı, Kanatlı’nın Avukatı Öncel Polili’nin talebi ile 24 Haziran, Salı gününe ertelendi.
Kanatlı’nın 2010 ve 2011 yılında dair davaları Güvenlik Kuvvetleri Yargıtay’daki istinafı sonuçlanıncaya kadar Askeri Mahkemede ertelenmişti… Davalar, 1 Temmuz 2014 tarihinde Askeri Mahkemede görüşülmeye devam edecek…
Tüm anti-militaristleri ve barış aktivistlerini, örgüt ve siyasi parti temsilcilerini yarın, 15 Nisan, Salı günü, sabah 10:30’da Güvenlik Kuvvetleri Yargıtay’ının oturumunun yapılacağı Askeri Mahkeme önünde dayanışmaya çağırırız…
Tüm basın yayın organları davetlidir.
YENİ VİCDANİ RET AÇIKLAMASI
Vicdani ret açıklamaları da yapılmaya devam ediyor… Daha önce 10 kişi vicdani retlerini açıklamıştı, son olarak da Süleyman Tarık Sakallı vicdani reddini açıkladı.
Süleyman Tarık Sakallı’nın açıklaması şöyle:
Bir bireyin politik görüşleri, ahlaki değerleri veya dinsel inançları doğrultusunda zorunlu askerliği reddetmesidir.’ Vicdani ret, en basit aramanın ilk cümlesinde böyle tanımlanır. Nedense hiç kimse ne askerlik yapmak ister, ne de elini taşın altına koymak. Hoş! Alışmışızdır ya Kıbrıslının iyi bildiği harekete, şikâyet edip hep başkalarından medet ummaya… Bu sefer öyle olmayacak, bu sefer hakka karşı yapılan haksızlık yalnız bırakılamayacak! Ne Murat, ne de diğer vicdanının sesini dinleyenler yalnız değildir. Silah kullanmaya, insan öldürmeyi öğrenmeye teşvik edip, herhangi bir sebepten dolayı bunu kabul etmeyenlere yaptırım uygulayıp zulmeden rejime sesleniyorum; artık ben de vicdani retçiyim. Yaptırımlarınızı, ordunuzu, haksızlığa karşı hakkımın olmamasını kabul etmiyorum. Erkek olarak doğduğum için suçlu sayılıp görev yüklenen, utandığım sahte bir ülkenin vatandaşı olmaktansa vatan haini diye yaftalanmak benim tercihimdir.