Sosyalist devrimci hareketlerin örgütsel yenilgilerinden sonra, Emperyalist sistem ısrarla kendinin “tek kutuplu” dayatmasını probagandalaştırdı. Kuramları alıp boşaltarak, kendi lehine doldurtarak, banbaşka anlamlarda piyasa sunumunu yaptı. Kavramları alarak kendi ile özdeşleştirdi. “Özgürlük, demokrasi, barış, refah, kalkınma” gibi kuramları sermaye karı ile hegemonya yönetsel araçları olrak hep kulandı. İnanılmaz vahşetleri bu kuramları örtü olarak kulandı. İnsanlara sistemi kabulendirerek, bu olgulara ulaşılacağı “projeler” sundular. Ortadoğu projesi, Avrasya stratejisi, piyasa modeli, yabancı sermaye çıkarlı ekonomik büyüme görüşleri geleceğin “özgür dünyası” olrak algılatıldı. Sosyalist hareketlerinin cılız oluşu, sosyal muhalefetin değişim çizgilerine gelememesi sonucu da bu yalanlar çok kolay yutuldu. Öyle yutuldu ki kendine sol diyen kimi kesim, yanına “liberali” de ekleyerek ayni yelpazede buluştular. Ama tek eksen ve durmadan yalanlarla doldurulan kavramlar, yine bizat kendi içinden gelen kırılmalarla adeta savrulup buharlaştı. Önce Vikilieaks sadece yapılan yazışmaları yayınlaması ile, resmen sistemin emperyalist gerçeği ve nasıl yalanlarla uyutulma düşüncelerini yerlebir yaptı. Ardından Snoden denilen birisi çıkıp, çalıştığı CİA ajanlığının vijdanına teslim olup, birçok bilgiyi yayınladı. Bunlar da sistemin nerelere dek insanları kuşatıp kontrol altına aldığının öteki resmi piyasada dolaştı. Şimdi de Amerikan gazeteci Hersh piyasaya çıkıp Ortadoğu Suriye karakol bilmecesinin adeta yanıtının yakıcı bilgielrini yazdı. Basit gibi gelecek 3 kişinin eldeki bilgileri dahi yazması ile nasıl bir dünyada yaşatılıp, uyutulduğumuzun gerçeklerini karşımıza taşıdılar….
Birkaç yıldır sistemin tüm çökerten siaysal saldırıları beyinlerin içine dek işletilirken; Vikilieaks, Snoden ve şimdi Hersh denilen 3 insan, adeta bizim nasıl probagandaya esir düştüğümüzün gerçeklerini haykırdılar. Vikilieaks bir yayıncı; Snoden bir Amerikan ajanı ve Hersh gazeteci görevleri ile kocaman sistemin tüm değerlerinin altüst etmeye yeten işler yaptı. “Marjinal” denilip ötelenen insanların anlatmak istediği gerçekleri, bu 3 insan bizat sistemin kendi arşivlerinin kulanımı ile ortaya serdiler. Elbet gerçekler ile devlet sırları çelişkisi de burada yeniden sistemin önemli silahı karşımıza geldi. Vikilieaks Ekvator elçiliğinde sıkışıp kaldı; Snoden şimdilik Rusya içlerinde kalmak zorunda kaldı. Hersh ise daha ne olacağı belli değil. Ama hemen Kıbrısa bir selam çakalım* bu yayınların içinde bizim dünyamız da vardır. Hatta bilgi verdikleri için inanılmaz sıkışmalara uğrayan yukardaki şahıslara yapılan “yasal kılıf” bize de “Tufan basın yasası” oalrak geçirildi!
Vikilieaksı eskiden epey yazdık. Snodeni de aynen çeşitli gelişmeler le ele aldım. Son Hersh olayında da gördük ki önceki iki kişinin verdiği bilgiler aynen şimdi olan bilgilerle çakışıyor. Asslında Hers Amerikanın kirli probagandasını çökerten yazılar yazdı. Viyetnam savaşında ki yapılan katliyamlar; ırak işkalindeki Ebugarip hapisane yaşananları övülen “özgür savaşların” nasıl kirli insan hakları katliyamı olduğunu kanıtlayan önemli gazetecilerden birisidir. Şimdi de Suriye karakolu olaylarında olan gelişmeleri “Kırmızı hat” adı ile makale halinde yayınladı. Sisteme yakın olması ve gazetecilik meslek etiği, Hershü oldukça başarılı yayıncı yapmaya, analizlerde dikate alınma noktasına getirdi.
Seymour Hersh Suriye olayında özelikle Guda kimyasal silah kulalnım gerçekleşmesinde Türkiyenin Erdoğanının konuyu bildiğini; MİTİN bizat rol aldığını ve Elnusranın bunu gerçekleştirdiğini idiya ediyor. Verdiği bilgiler ve yaşanan süreç düşünülünce de resmi yalanlamalara karşın, konuya biraz vakıf olan, Hershün anlatıklarına oldukça ilgi duyması normaldır.
Konuyu yaklaşık bir yılını toparlayacak olursak: Geçen yılın başında Suriye “muhalefet OSO” temsilcisi “lerinde kimyasaların” olduğunu zaten söyledi! Haberi koyan Anadolu ajansı kısa zaman içinde sitesinden çıkarsa da bunu yine yakalayarak kanıt olarak kulanan çevreler vardır. Sora ısrarla zorlanan Obama şu kırmızı çizgilerin birisini söyledi: “Kimyasal silah kulanılır ise Amerika müdahale edecektir”! Olay daha yayılmadan Yanılmıyorsam geçen yılın Mart ayında Halep kasabalarından birine kimyasal kulanıldığı açıklandı. İlgili yaralılardan bazıları Türkiye de tedavi edildi. Fakat daha haber yayılır yayılmaz Esat hemen B.M. çağrı yaparak olayın araştırmasını istedi. Başta Türkiye, Fransa, İsrail ve Amerika konunun tek başına kulanım değil de Suriyede ki kimyasaların denetimini de istedi. Bundan dolayı tartışmalar epey uzadı. Sonunda B.M. temsilcileri denetim için Suriyeye gider. Ancak tam denetciler Şamda iken de Ağustos 21 günü Guda yerleşiminden korkunç insan manzaralı yeni kimyasal silah kulanım resimleri yayıldı. Türkiye her zamanki gibi “işkali, müdahaleyi” haykırdı! Zaten konulan “Kırmızı çizgi” ile oluşan kamuoyu dehşeti de Suriyeyi bonbalama hazırlığını oluşturdu. Ama arada birçok eleştiri yapan ses de çıktı.
Tam da müdahalelere günler sayılırken İngiltere parlementosu başbakana onay vermedi. Birden Obama müdahale yerine konuyu senatoya havale yaptı. Ama şu bilgi hep ötelendi; Oysa Şam dosyası Rusyaya gidiyor; Rusya bunu özelikle araştırma adına ingiltereye gönderiyordu. Yapılan lapratuvar araştırmasında ise kulanılan kimyasal ile Suriye nin elinde olan kimyasalın ayni olmadığı anlaşıldı. Bu bulgu ile Halep çevresi araştırmalarında direk muhalefeti işaret eden buldulara, Adanada yakalanan Seren gazı tanıklarının acayip şekli ile mahkeme süreçleri sonucu, aslında işler karışıyordu. Elbet buna ırakda olan yalan söyleme ile işkalin yapılma nedeni de politik yeni geri çekilme ve diplomasi adımalrını öne çıkardı. Hatta 31 Ekim günü Amerikan dışişleri bakanının açıklaması ile yeni bölgesel itifaklra da yönelindi. Türkiye Katar ekseni yerine Sudi eksenli yeni Suriye “muhalefet” yapısı oluşturulmaya başlandı….
Olayları daha da gelişmeler le aktarmak olanağı vardır. Fakat yazı çok uzar. Görülen; nerde ise vuruluyorken birden Suriye konusunda sistemin adeta geri adım atma gerçeği vardır. Hersh bunları Amerikan kaynaklı yeni bilgiler ve tamda olaylar ile gelinen politik kayışların çakıştığı araştırma ile aktardı. Girilen ilişkilerin niteliği nedeni ile bunun açıklanamadığını da belirti! Birlikte davranılırken ortak onulan kirli olayların açığa çıkması nedeni ile Amerika tükürdüğünü yalamak zorunda kalmama adına olayı sesizce geçiştirdi.
Herse göre Guda saldırısını Amerikanın çizdiği Kırmızı çizgi nedeni ile müdahalesini sağlama adına Türkiye bilerek destek verip MİTİN yönlendirdiğini idiya ediyor.Hatta dinlenen ses kayıtlarında bu işlerden “sevinç duyulduğunu da” anlatıyor. Oluşan ilişki gerilimleri ve ortak davranışları adeta yaşananlarla uyumsalaştıran analizini yazdı.Makaleyi okurken yukarda aktardığım gelişmeler ile birlikte incelerseniz, kaçınılmaz olarak kuşkulanmanızı gerektirecek çok bulgu bulursunuz. Hersh denilen bir gazeteci nin imzası olması da öteki başarılı çalışmaları da aklınızın biryerine geliyor. Örneğin Ebugarip ırak rezaleti veya Snodenin geçen yıl Türkiyenin de Amerikan isdihbaratı tarafından dinlendiği bilgileri bana çok önemli kuşkuları yaratan buluşmaları gösteriyor. Üstelik daha dün yayınlanan yeni Suriye tapesi ile nasıl provakasyonların düşünldüğü, Kesep saldırısındaki rol ve yapılan Ermeni probaganda şekli, zaten birçok soruyu artımaya yeten gelişmelrdir. Her gelişmede “hemen girelim” refleksli Erdoğan Davutoğlu ikilisinin Suriye sicili zaten oldukça karanlık ve kirlidir.
Nedemiştim girişte: “Vikilieaks, Snoden ve Hersh”! Bunlar ortaya koydukları bilgilerle sistemin ponpalanan probagandasının kırılmasına yetti ve artı! Hersh aslında ırak hapisane olayı ile ordaki “özgürlük fenerini söndüren, nurlu ufukları karartan” belge oldu. Şimdi ilerde kanıtlandıkça yazdığı “Kırmızı hat” makalesi de Suriye defterinin daha da aralanmasına yardımcı olma durumu vardır. Hem Türkiye, hem de Amerikanın yalanlamalarına karşın, direnerek doğruluğu savunması ise konunun ilerde daha da yeni bilgielrle donatılma olasılığı vardır. Amerika ve yandaşları, hep gerçekelri çıkardıkalrı yasalalarla “devlet sırı” yaparak engeleme hukukları şimdilik biraz kırılınca nelerin olacağının son kanıtı da “Kırımızı hat” makalesi oldu.