İlk taslak üzerinden YKP tarafından yapılan çalışma ilgili Meclis komitesine iletilmişti… Yeni Kıbrıs Partisi’nin Meclis İçtüzük’ü hakkında değerlendirmesi şöyle:
Meclis demokrasinin bulunduğunun bir ülke için en önemli göstergedir. Ancak uluslararası durum gereği birçok ülkede meclis olduğu halde demokrasi olmadığı görülmektedir. Ülkemizde de demokrasi ve hukuk devleti olarak çok geri bir durum olduğu düşüncesindeyiz. Onun için Milletvekiline ve meclise yetki ve olanak veren bir yasa olarak İçtüzük’ün yetersizliği eleştiri konusudur.
Buna ek olarak yasaların ne işe yaradığı ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin ne kadar etkili olduğu sürekli eleştiri konusudur. Siyasi partilerin meclisi denetim altına aldıkları ve çalıştırmadıkları dolayısıyla meclisin işlevsiz olduğu dikkate gelmekte ve milletvekillerinin de işlevsiz olduklarını halka kezlerce ilan ettikleri bilinmektedir.
Meclisin verimli çalışmadığı herkes tarafından söylenmekte ama işlevsiz olması ve milletvekillerini yetkisiz olması yüzünden bu durumun ortaya çıktığı üzerinde mutabakat eksiktir. Denebilir ki kültürümüzde meclise ve milletvekiline yasayla verilen görevlerin yeterli olduğunu sanan seçmen İçtüzük ile kendisine yetki vermemesini değerlendirememektedir.
Bu kültürün Türkiye’den buraya geldiği anlaşılmaktadır ve Türkiye’de de siyasi parti sultası egemendir ve yürütme yasamaya tahakküm etmektedir.
Türkiye bir Avrupa Konseyi üyesidir ama meclisin ve meclisteki muhalefetin durumu bakımından eleştirilmekte olduğu ve demokratik diyebilmek için nasıl bir meclis olması gerektiği konusunda Avrupa Konseyi normlarına uymadığı için izlemeye alınmıştır. Basın bunu halka duyurmadığı için halk işitememektedir. Bizim de temsilcilerimizi gözlemci statüsü ile Konseye göndermekte olduğumuz bilinmektedir. Ancak Konsey bu durum nedeniyle incelemeye almamıştır. Çünkü şikâyet yoktur ve gözlemciliğe inceleme diye bir örnek bulunmamaktadır. Lakin sanırız ki şikâyet olsa denetim yapılır ve izleme prosedürü başlar.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi (AKPA) meclis ve muhalefetin durumu hakkında aldığı bir kararda (resolution 1601(2008)), bir demokratik ülkede asgari bulunması gereken şartları belirlemiştir.
Bu 1601 sayılı karar Konsey Üyesi ülkelerin asgari koşullarını koymaktadır ve dikkate değer önemdedir. Biz de yıllarca meclisin kuvvetler ayrılığı ilkesi olan bir ülke olmak ve yetkilerini ona göre belirlemek gerektiğini ve milletvekilinin temel unsur olarak bir siyasi partinin değil tüm ülkenin milletvekili olduğunu ondan sonra siyasi partisinin görüşlerinin destekçiliğini yapması gerektiğini dillendirmekteyiz.
Bu görüşle 1601 sayılı kararı esas alarak görüşlerimizi bu İçtüzük değişiklik çalışması nedeniyle bir kez daha duyurmak istiyoruz.
1.Meclis yasa koyucudur ve yasanın olmadığı yerde yürütme olmaz ilkesine bağlı olarak yetkilerinin yeniden belirlenmesi gereklidir.
2.Meclis doğuşunun nedeni olan parayı denetlemek ve yürütmeye para toplama ve parayı nereye harcayacağı konusunda tam yetkili olarak hareket edebilmelidir. Meclisin onayını almadan kimse para toplayamaz ve kimse halkın/devletin parasını harcayamaz. Kimse devleti mali yüküm altına sokamaz, önceden meclisten yetki almadan devlet adına harcamada bulunamaz ve borca giremez, kim olursa olsun bunların sorumluları yalnız suç işlemiş olmaz bedelini de öder veya ödettirilir.
3.Anayasada yasa yapma münhasır yetkisi meclisindir kuralı vardır ve birçok maddede ancak yasa ile düzenlenebilir diye yasanın ne demek olduğunu anlatan kurallar vardır. Temel insan haklarının düzenlenmesi yanında mal ve mülk hakkı, çalışma ve devlet bütçesi ile ilgili olanları vardır. Bunlar meclis yetkisindedir ve yasayla yetki verilmeden yürütmenin yapmayacağı işler açıklanmıştır. Tüzük yasadan alınan açık yetkiyle çıkarılabilir, yönetmelik tüzüğe aykırı olamaz ve vergi, harç ve rüsumat gibi şeyler ve devlet bütçesi açıkça meclisin elindedir ve meclis Sayıştay gibi denetleme organı ile yürütmeyi denetler. Hükümet kurmak ve yetki vermek işi de meclisindir.
4.Meclis çalışmalarını da kendi düzenler ve hangi yetkiyi nasıl kullanacağını kendi kararlaştırır. O kadar ki kendi bütçesi vardır ve kendi kolluk kuvveti olması da anayasal kuraldır.
5.Siyasi partiler sadece meclisin düzenleme yetkisi ile belirlenmiş güçleri oranında temsil edilmeleri ve güvenoyu ve saire ile yürütmeye katılmaları hakkında anılmaktadır. Başbakan olmak için bile milletvekili olma şartı vardır, meclis bile milletvekili olmayan kimseyi başbakan yapamaz.
Bu temel ilkelerle kurulan sistem gerçekte sadece hükümetten gelen tasarıları ele alan, hükümet bozulunca gündemindeki tasarı ve önerileri bile görüşemeyen, Milletvekilinin sunduğu bir yasa önerisini elli yılda on defa ya görüşebilen ya da görüşemeyen, geçirdiği yasaların ne olduğunu sorma olanağı olmayan, önceden izin alamadan dilediği gibi harcama yapan, yetkisini sonradan almak için ek bütçeler onaylattırılan, iptal edilmiş yasalardaki vergi ve harçları bile toplayıp harcayan bir meclis ve yürütme erki yaratmıştır.
Yönetimin reform yapılması için davet ettiği yabancı uzmanların hemen fark ettikleri gibi yapılan yasaları uygulamakla görevli birimlere iletmek ve nasıl uygulandıklarını görmek için izleme yapmak bile unutulmaktadır.
Temel olan milletvekili bizim yaptığımız yasalara ne oluyor izleyelim dememektedir. Demeye çalışan olmuşsa ileri gidememiştir. Meclisten İçtüzük değiştirip veya bir yasa yapıp yetki almaya çalışanlar başarısız olmuşlardır. Hatta İçtüzük’e madde koyup da komitelerde sürekli çalışma yapıp gündemlerinde sıraya girdiğinde hazırlıklı olmayı isteyen milletvekilinin isteği üzerine konulan kural (madde 29) çalıştırılmamış ve tek bir çalışma görülmemiştir. İlk teşebbüse hükümetten meclis işimize karışmasın denilerek karşı çıkılmıştır. Meclis de kendi yasasını savunmamıştır.
Milletvekilinin ve muhalefetin yasa önerme hakkı anayasadandır ama fiilen yasa önerene fırsat bırakılmamaktadır. Öneri komiteye yollanmakta ama tüm tasarılar ivedilik kararıyla beraber gönderildiği için öneriye sıra gelmemekte ve milletvekilinin önerisini görüştürme hakkı bile kullanılamamaktadır. Meclis başkanlığı yıllık çalışma raporunda her yıl hükümet önerilerinden başkasının görüşülme şansı olmadığını milletvekillerinin başına kakmaktadır.
Tüm çalışma hükümete yetki vermeye ve onun yasadışı uygulamalarına kılıf hazırlamaya yönelik yürütülmektedir.
Yasalarda hükümetin tüzük yapma yetkisi mahkemenin görüşü ile değerlendirilmiş ve alaguduru yetki verilmesinin anayasaya aykırı olduğu kararlaştırılmıştır. Gene de alaguduru yetki alınmış gibi yapılmaktadır ve yasaya aykırı veya yasadan yetki almayan tüzükler çıkarılmaktadır. Yasaları ve tüzüklerin listesini kitap haline getiren meclisin kıdemli yasalar amiri yasadan yetki almayan yani anayasaya aykırı tüzüklerin bir kısmını yayımlamıştır. Ancak umursayan olmamıştır.
Kesin hesap yasaları meclisin kuruluşunun ilk nedenidir. İngiltere’de kralı mali denetime almak için ayaklanan halkın kanı pahasına bu hak alınmıştır. Anayasamız da bunu önemsemiş ve bir takvime bağlamıştır. Sayıştay da kuruluş nedeni olan bu görevi yapıp takvime göre uygunluk bildirimini hazırlamakla görevlidir. Ancak yıllarca kesin hesapların yasası görüşülmemekte ve hükümetlerin aklanması anlamına gelen yasa beklemektedir. Çünkü anlamsız, içinde mali suçlar işlendiği bile söylense gereği için meclisin elinde hiçbir olanak bulunmayan bir yasa olması nedeniyle ilgi çekmemektedir. Meclis kuruluş nedeninin sahibi çıkmamaktadır.
Hükümetin eli güçlü olsun diye özel çoğunlukla kurulan bütçe, plan ve mali işler komitesi mali iflas yaşamakta olan bir ülkede olayları seyretmekte ve bütçede gene nerden, nasıl ve hangi koşullarda ve kimin borçlanacağı belli olmadan yetkiler dağıtmaktadır.
Herkes bilir ki hükümet çoğunluk sahibidir ve her kurumda da çoğunluk esasıyla çalışılır. Yani hesap soracak varsa azınlıktadır ve soramaz. Onun için muhalefetin rolü denetim denildi mi önem kazanmaktadır. Onun için Avrupa Konseyi’nin 1601 sayılı kararı hayatidir. Avrupa’da sadece eski Doğu blokundan gelenler ve geri kalmış ülke olmaktan çıkamayanlar o kriterlere sahip değildir.
Bu değerlendirmelere göre yapılması gerekenler:
a. Daimi komitelerin birinci görevi yaptığı yasaların akıbetini sürekli olarak izlemektir. İlk not yasanın gereklerini yapacak olanlara yapacakları işleri gözeten ve diğer görevleriyle bağdaştıran, görevi yerine getirdiğini gösterecek sonuçları tayin edip bunları kayda alacağını anlatan bir bildiri verilip verilmediğinin geribeslemesinin yapılması notudur. Komite memurları bu notun ulaştığını üye Milletvekillerine duyuracaktır.
b. Kalan zamanda milletvekillerinin ve özellikle muhaliflerin önerilerinin işe yaramasına engel husus olup olmadığını saptamaktır.
c. Milletvekillerine tasarı veya öneri iletmek rutin iştir. Ancak Milletvekilinin bunu inceleyebilmesi için yeterli bilgilerle beraber iletilmesi gerekir. Yasa tasarı veya önerisinin madde 78 ve 80’e göre gerekçesi ile hazırlanması ve usuller bunu sağlamak için yapılan ilk çalışmadır. Bir Milletvekili neden böyle bir işin kendilerine havale edildiğini okuyunca anlaması sağlanmalıdır. Gerekçelerin her şeyi anlatması beklenemez ama oradan başlar. Anlamsız gerekçeler gerekçeli hazırlama kuralını koyduranlara hakaret oluşturur. O nedenle gerekçelere anlam kazandırmak meclisin hükümetten beklediği bir konudur. Gerisini komitede çalışan memurların tamamlaması gerekir.
d. İlk iş öneri veya tasarının anayasaya uygunluk denetimidir. Hiçbir Milletvekilinin anayasa uzmanı olması beklenmez. Komite memurları ise hukukçu ve idareci olarak yetiştirilmiş kimseler olmalıdır ki milletvekillerine ışık tutsun. Bir seçimde ilgisiz bir işi yapmakta olan bir yurttaş aday olup seçilebilir, ona anayasaya uygunluk denetimi yap diyebilmek düşünülmez ve anayasa bilmiyorsan aday olma denilemez. Onun için yetişkin komite memurları ve devlette çalışan ilgili hukukçu veya değiş işin ehli olanlar komiteye gönderilmelidir. Milletvekiline partisi yardımcı olsun demek de olanaksızdır çünkü varsa zaten desteği alınır.
e. “başka herhangi bir yasanın kurallarına bakılmaksızın”, “yürürlükteki yasaların bu yasaya aykırı olan veya bu yasa ile çatışan kuralları yürürlükten kaldırılır” gibi ifadeler kullanılamaz kuralı da madde 82(9) ve (11) Bir yasa altında tüzük yapma yetkisi verilmek istendiğinde, hangi konularda tüzük yapılması gerekiyorsa o konular açıkça belirlenir ve çizilecek çerçeveye bağlı olarak tüzük yapma yetkisi verilir ve “bu yasanın uygulanmasını sağlamak ve emrettiği hususları göstermek amacıyla gerekli tüzükler yapılabilir”, biçiminde genel bir yetki verilmez kuralı gibi zorunluluklar da Milletvekillilerine usulüne göre anlatılır. Komite memurları bunlara işaret ettiklerini not etmelidirler.
Açıkça görülmektedir ki Milletvekillilerine memurlar işlerinin niteliğine göre yardımcı olmak zorundadırlar. Hiçbir devlet Milletvekiline tüm isteyebileceği yardımı yapamaz ama tüm devlet el birliği ile gereken her şeyi sağlayabilir.
Muhalefet milletvekillerine de iktidar milletvekilinin yararlandığı her şey sunulmalıdır. Araştırma ve soruşturma isteyen bir muhalif konusunu kendi başına arayıp bulamaz. Onun için Milletvekillilerinin ilgili devlet görevlilerinden, polisten ve istihbarattan yardım alma hakkı olmalıdır.
Burada AKPA’nın 1601 (2008)sayılı kararını tercüme edip bilginize sunulur.
Demokraside Parlamentonun Rolü Hakkında AKPA’nın Önerisi
Meclis demokrasinin temel organıdır. Halk idaresi demek olan demokrasinin bu temel organda halkın tüm değişik guruplarının yer almasını sağlaması şarttır. Onun için bunun sağlanması parlamento seçimlerini düzenleyen yasa ve mebusların yetki, olanak ve etkilerini düzenleyen İçtüzük veya her ne ise o belge çok önemlidir. Seçim suçlarının ve mebustan gizli işlerin yapılmasının önlenmesi için sistemin yapması gerekenlerin yanında mecliste muhalefetin veya azınlık gurup veya tek mebusun hak, yetki ve olanaklarının neler olması gerektiği 1601 (2001) kararı ile Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından üye devletlere bildirilmiştir.
Bu kararda üye devletlere Avrupa Konseyi’nin üyelik koşulu olan parlamenter demokrasi için olmazsa olmazlar da sıralanmıştır. Yani uymayanlar üyelikten çıkarılma ile karşılaşabilirler ve izleme düzeni de kurulmuştur.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) 1601(2008) Sayılı kararı
Demokratik Parlamentodaki Muhalefetin Hak ve Sorumlulukları Hakkında Usule Dair Rehber
1. “Demokrasi, her bir kişinin kamu işlerinin yönetilmesinde yer alma hakkının üzerine kurulmuştur; bu nedenle her düzeyde temsili kurumların varlığını, özellikle toplumun tüm unsurlarının temsil edildiği ve yasama ve yürütmeyi denetleme, şeklinde halkın iradesini yansıttığı için vaz geçilmez güç ve olanaklara sahip bir parlamentonun varlığını gerektirir (Parlamentolararası Birlik, Uluslararası Demokrasi Bildirgesi). Bir siyaseten temsili parlamento, toplumun oluşum değişikliğini bünyesine almalı ve görüşlerin çoğulculuğuna gerekli saygı ile çalışmalıdır.
Avrupa Konseyi ve onun parlamenter Asamblesi’nin ana ereklerinden biri çoğulcu demokrasinin ilerletilmesi ve desteklenmesidir. Örgütün üye ülkeleri serbest ve çoğulcu parlamenter demokrasiyi geliştirmeyi amaçlayan ortak standartlar ve uygulamalar ve ulusal parlamentolarda uygulanma araçları sağlamaya çalışmalıdır. Bir parlamentonun kalitesi, görevini yerine getirmek için parlamento azınlığına veya muhalefete sunduğu olanaklarla ölçülür.
2. Parlamento içinde ve dışında siyasi muhalefetin bulunması iyi çalışan demokrasinin temel bir bileşenidir. Halkın ilgisine başka siyasi seçenekler sağlayarak, iktidarda bulunan çoğunluğa karşı halka güvenilir siyasi bir alternatif sunmak muhalefetin ana işlevlerinden biridir. Yönetimde bulunan hükümetin icraatını denetleyerek ve muhalefete hesap vermeye hükümeti mecbur ederek, muhalefet kamusal kararların şeffaflığını, kamu işlerinin yönetiminde etkinliği temin eder, böylece kamu çıkarını savunur ve kötüye kullanımı ve verimsizliği önler.
3. Özellikle bir demokrasinin ana elemanının siyasi muhalefetin oluşması hakkı olarak hatırlatırken, 1547(2007) sayılı kararında Avrupa’da insan haklarının ve demokrasinin durumu kararında parlamento, ulusal parlamentoların düzeyinde etkili denetlemenin temin edilmesini ister. Sonra, 1156(1998) sayılı ulusal parlamentoların demokratik çalışması hakkındaki kararında, diğer şeyler meyanında “muhalefete sorumlu ve yapıcı bir rol oynamasına olanak verecek bir statü verilmesini” ulusal parlamentolardan ister.
4. Özellikle gerçek bir demokrasinin ana elemanını siyasi bir muhalefetin oluşması olarak hatırlatırken, 1547(2007) sayılı kararında Avrupa’da insan haklarının ve demokrasinin durumu kararında Parlamento, ulusal parlamento düzeyinde bunun etkili izlenmesini diler. Sonra, 1156(1998) sayılı ulusal parlamentoların demokratik çalışması hakkındaki kararında, diğer şeyler meyanında “muhalefete sorumlu ve yapıcı bir rol oynamasına olanak verecek bir statü verilmesini” ulusal parlamentolardan ister.
5. Parlamenter muhalefete hak ettiği bir statü vermek, temsili demokrasinin etkinliği ve siyasal çoğunluğa saygı için yardımcı olur. İyi çalışan bir temsili demokraside parlamenter azınlığa dürüst hukuki ve yöntemsel çerçeve oluşturmak ve maddi koşullar sağlamak bir ön şarttır. Muhalefet mensupları görevlerini, tam yerine getirebilmelidir ve en azından hükümeti destekleyen parlamento üyeleri kadar uygun şartlarda yerine getirebilmelidir; parlamento çalışmalarına aktif ve etkin olarak katılabilmeli ve ayni haklardan yararlanmalıdırlar. Eşit muamele, parlamento üyelerine tüm etkinliklerinde ve ayrıcalıklarında temin edilmelidir.
6. Parlamento, 1547(2007) kararında muhalefet partilerini ve onların üyelerini, yalnız hak ve imkânlar istememek, fakat sorumluluk ve uygulamaya istekli olduklarını, en iyi çabalarını parlamentolarının bütün olarak etkinliğini artırmaya istekli olduklarını göstermeye çağırdığını hatırlatır. Kendilerini sadece iktidardakileri eleştirmeye hasretmemelidirler.
7. Asamble muhalefetin yöntemsel haklarının cari siyasal uygunluğunun birçok ulusal parlamentoda olduğu gerçeğini selamlar. Bu bağlamda Avrupa Konseyi Demokrasinin Geleceği Forumu’nun Stocholm/Sigtuna 13-15 Haziran 2007 son toplantısında ulaştığı muhalefetin rolü ve sorumlulukları ile ilgili sonuçları hatırlatır. Bunlara ulusal parlamentolar düzeyinde uygun izleme yapılması gerektiğini düşünür.
8. Muhalefetin kurumlaşma derecesi, Avrupa Konseyi üye ülkelerinde farklılıklar gösterir, parlamenter kurallar ve yöntemler (süreçler) ile parlamenter azınlığa gayrı resmi statü vermekten resmi statü vermeye kadar dereceleri vardır. Bununla beraber Avrupa’daki çeşitliğin ötesinde parlamenter sistemler, tüm üye devlet parlamenter azınlığa bir siyasi gurup olarak örgütlü olsun olmasın haklar verir. Asamble, siyasi müzakerelerin çağdaşlaşması sırasında, parlamenter muhalefet mevhumunun da değiştiğini not eder. Birçok yeni yenilikçi iyi uygulamalar gelişmiştir ve daha geniş bir çerçevede ele alınmaya layıktır. Bu nedenle Asamble bazı parlamentolarda çoğunlukla muhalefetin bazı haklar ile ilgili olarak parlamentoda sahip oldukları güçle orantılı olup olmadığına bakmadan eşitlenmeleri eğilimi görülmesini selamlar.
9. Sonuç olarak Asamble, üye ülke parlamentolarını, muhalefetin veya parlamenter azınlığın hakları hakkındaki kuralları aşağıdaki ilkelerden ilham alarak reform etmeye veya güncellemeye davet eder ve muhalefetin hakları üzerinde bir şartname yapmaya veya parlamenter muhalefete bir statü vermeye cesaretlendirir.
10. Avrupa’daki parlamenter demokrasi kurumlarının çeşitliliğini aklında tutarak Asamble, Avrupa Konseyi üye devletlerini demokratik kurumlarının çağdaşlaşmasına gerçek ve baştan sona yansıtmalarına mümkün olan en kısa zamanda başlamalarına ve çağdaş bir toplumun ihtiyaçlarının parlamento kurumlarına uygulanmasına cesaretlendirir. Bu sona ulaşmak için üye ülkeler aşağıdaki sıralanan rehber ilkeleri, ayni zamanda en yenilikçi parlamentoların uyguladığı iyi şeyleri dikkate almalıdırlar.
11. Asamble, Demokrasi İçin Avrupa Komisyonu’nu, Venedik Komisyonu yasası doğrultusunda çağdaş bir demokraside muhalefetin rolünü inceleyen bir çalışma yapmaya davet eder.
DEMOKRATİK BİR PARLAMENTODAS MUHALEFETİN HAK VE SORUMLULUKLARI HAKKINDA REHBER İLKELER
1. Parlamenterler görevlerini bağımsız olarak yerine getirmelidir. Herhangi bir talimata bağlı olmamalı ve bağlayıcı bir manda (emir) almamalıdır. Bir parlamenteri, devletin resmi politikasına aykırı olduğu için veya halkın çoğu tarafından iyi karşılanmadı diye kimse suçlayamamalıdır.
2. Avrupa Konseyi’nin üye devletlerinin ulusal parlamentoları, muhalefet veya parlamenter azınlıkla ilgili aşağıdaki hakları tanıyacaklardır.
2.1. İfade özgürlüğü ve düşünce özgürlüğü; muhalefet üyeleri konuşma özgürlüğünden istifade edecekler; fikirlerini serbestçe açıklayabilecekler;
2.2. Muhalefet, hükümetin icraatını ve politikasını gözetimine, araştırılmasına ve denetimine katılmalıdır;
2.2.1. Muhalefet üyeleri bilgi alma hakkına sahiptir; muhalefet ve çoğunluk üyeleri hükümetten (devletten) ayni bilgiyi alma hakkıyla donatılmış olmalıdır;
2.2.2. Muhalefet üyeleri yazılı ve sözlü soru sorma ve bu sorulara yanıt alma hakkına sahiptir;
2.2.3. Muhalefet üyeleri hükümete sorgu bölümünde öncelik hakkına sahip olmalı; (soru bölümünde oturum açma hakkı ve çoğunluk üyesinden fazla soru sorma hakkı)
2.2.4. Muhalefet üyelerinin karşılıklı konuşma (interpellation) ve güvensizlik önerisi verme hakkı vardır;
2.2.5. Nisabın çeyreğine ulaştığında muhalefet üyelerinin meclis genel kurulu toplantısını açma hakkı olmalıdır;
2.2.6. Muhalefet üyelerinin, düzenli aralıklarla, genel kurulun gündemini saptama, muhalif üyelerin önerdiği öneriler dâhil hükümet faaliyetlerini denetleme, kamu politikaları ve harcamalar üzerine, genel kurulu toplamaya yetkili olmalıdır;
2.2.7. Nisabın çeyreğine ulaşıldığında, muhalefet üyelerinin, (acil ve cari sorunlar dâhil) müzakere yapılmasını isteme hakkı vardır;
2.2.8. Muhalefet üyeleri, bir araştırma komitesinin kurulmasını veya parlamenter bir bilgi toplama girişiminin yapılmasını ve onlara üye olmayı talep etme hakkı olmalıdır; bir muhalefet üyesi muhalefetin isteği ile kurulan her soruşturma veya bilgi alma girişimi için başkan veya raportör olarak atanmalıdır;
2.2.9. Genel kurulda okunuşlar sırasındaki konuşmalarda muhalefet en azından siyasi gurupların güçleri oranında temsil hakkı vardır; özel durumlarda da güç oranından bağımsız olarak eşit hak kullanabilmelidir;
2.3. Yasama işlevinin organizasyonuna muhalefet de katılmalıdır;
2.3.1. Parlamento işinin yönetimine muhalefetin de katılma hakkı olmalıdır; Onların başkan vekilliği ve başka sorumlu mevkilere gelme hakkı olmalıdır; parlamento veya bir kanadında temsilde güçler oranı ve oluşumunun temsile yansıtılmış olmalıdır;
2.3.2. Muhalefet üyelerinin nisabın çeyreğine ulaşması halinde olağanüstü toplantı çağırma hakkı vardı;
2.3.3. Yasama sürecine, muhalefetin katılma hakkı vardır;
2.4.1 Muhalefet üyelerinin, yasama görevinde öneri sunma hakkı ve girişimde bulunma hakkı vardır;
2.4.2. Muhalefet üyelerinin her müzakerede konuşma ve oy verme hakkı vardır;
2.4.3. Muhalefet üyelerinin değişiklik önerme hakkı vardır;
2.4.4. Muhalefet üyelerinin usule dair öneri sunma hakkı (Önerilen veya uygulanan gündemi değiştirme, özel karar nisabı isteme ve bir raporun komitesine iadesini isteme vs) hakkı vardır;
2.5. Muhalefet komite çalışmalarına katılmaya yetkilidir;
2.5.1. Daimi komitelerin başkanlığı, gurupların güçleri oranına göre dağıtılmalıdır, en azından bir daimi komitenin başkanlığı muhalefetten birine verilmelidir, hükümet icraatını gözlemleme görevi gören bütçe ve finans komitesi, murakabe komitesi, güvenlik ve istihbarat hizmetleri gibi komitelerin başkanlığı muhalefetten bir üyeye verilmelidir;
2.5.2. Her komitede, sürekli veya süreli, güçlere göre orantılı temsil hakkı olmalıdır;
2.5.3. Komitelerde, muhalefet üyeleri, konuşma, oy verme, değişiklik önerme ve usul girişimi yapma hakkına sahip olmalıdır; aykırı görüşünü yazdırma veya azınlık raporu sunma hakkına sahip olmalıdır;
2.5.4. Muhalefet üyeleri, komitede dinleme örgütleme talebinde bulunma hakkına sahip olmalıdır; Nisabın çeyreğine ulaştığında bu hak uygulanabilmelidir;
2.5.5. Muhalefet üyelerinin, komite raportörü olma hakkı olmalıdır; herhalde raportörlük güçler oranında dağıtılmalıdır;
2.6. Politik kararlara katılma hakkı muhalefete verilmelidir; parlamentoyu fesih (seçime götürme) hakkında muhalefetle önceden istişare edilmelidir;
2.7. Yasaların anayasal olarak denetlenmesinde muhalefet de hazır bulunmalıdır;
2.7.1. Kabul edilen yasaların anayasaya mahkemesine veya yargısal bir kuruma havalesi ve değerlendirilmesi için yetki muhalefete de verilmelidir;
2.7.2. Muhalefet üyelerinin, yasa tasarılarının onaylanmadan önce anayasa mahkemesi veya bir başka yetkili yargı organından tarafından denetlenmesini talep etme hakkı olmalıdır;
2.7.3. Muhalefet üyelerinin genel sayman veya Sayıştay’a bütçe ve finansman konularında başvurma hakkı olmalıdır;
3. Ulusal parlamentolar, muhalefetteki siyasal gurup ve bireylere işlev ve görevlerini yerine getirmeleri için uygun finansal, maddi ve teknik kaynaklar sağlamalıdır;
4. Parlamento üyelerinin özellikle çoğunluktaki üyelerin yöntem kurallarının sağladıklarının seçim sonuçları düşünülerek değiştirilmesi, her parlamento seçiminden sonra yapılmalıdır;
5. Siyasal muhalefet, olgunluğunu göstermeli, karşılıklı saygı ile ve haklarını sorumlulukla veya yapıcı muhalefet ile parlamentonun etkinliğini artırma görüşü ile kullanmalıdır.
BUNLARIN IŞIĞINDA SON BİR ÖNERİ
Meclisin yasalarına hâkim olması için İngiltere parlamentosundaki bir uygulamaya dikkat çekmek gerekir. Hükümet meclise daha herhangi bir karar almadan o kararı alacağını bir yazı ile bildirmelidir. Hükümet ancak yasadan yetki almışsa bir karar alabileceğine göre yani yasanın olmadığı yerde yürütme olmayacağına göre alacağı herhangi bir karar bir karar meclisçe denetlenmelidir. Mecliste bir daimi komite kurulmalı ve onun her an incelemeye hazır alt komiteleri olmalıdır. Alınacak karar meclise iletilir iletilmez alt komite onun yasadan alınan bir yetkiye dayanıp dayanmadığını değerlendirip karar vermelidir. Bir yasadan yetki alınmış ve yetki ihlali yok denilirse hükümete devam görüşü verilir. Yetki alınmamışsa yetki almak için bir yasa tasarısı göndermesi istenir ve o kararı almaması istenir. Hükümet başka görüşte ise alt komiteden komiteye havalesini isteyebilir ama karar almayı durdurur. İhtilaf halinde komite genel kurulun görüşünü ister.
Tüzüklerle ilgili büyük ihlallere bu şekilde engel olmanın ve yayımlanmamış ve uygulayıcılara iletilmemiş kararların ortaya çıkarılmasının ilk adımları atılabilir.
Bu amaçla,
Daimi komitelere yasaların uygulanmasını izleme ve yasama yetkisini koruma k için “Yasama Yetkisi Komitesi” kurulmalıdır.
21(1)(F) Yasama Yetkisi Komitesi;
Bu komite, yasama yetkisinin korunduğunun izlenmesi amacıyla kurulur, bu amaçla,
Yürürlükteki yasalar için,
(a) Yürürlükteki yasaların uygulanmalarını denetler,
(b) Yasa gereği bir görev yüklenmesi gerekenlerin listelendiğini, yasanın gerekleri için yeterince kaynak ayrılıp ayrılmadığını saptar,
(c) İlgililere yasanın gerektirdiklerinin iletildiğini denetler,
(d) Örnekleme usulüyle yasanın uygulamasında ortaya çıkan sorunlarla ilgili olarak uygulayıcılardan bilgi alınma usulünün işleyip işlemediğini denetler,
(e) Yasadan yetki alınmadan yasal bir konuya müdahale olup olmadığını izler,
(f) Bakanlar kurulunun herhangi bir kararının yasadan alınan bir yetkiye dayanıp dayanmadığını denetler,
Bakanlar Kurulunun bir kararı için,
(g) Bakanlar kurulunun almak istediği herhangi bir kararı ön inceleme için Yasama Komitesine gönderir. Komitenin üyeleri arasından kurduğu alt komite hemen yasal bir yetkiye dayanıp dayanmadığını, herhangi bir yasanın emrine aykırı olup olmadığını ve anayasanın “yasayla düzenlenir” diye belirtilen ifadesine aykırı olup müdahale oluşturan husus olup olmadığını inceler. Alt komite bir sakınca görürse hemen Bakanlar Kuruluna bu kararı almamasını ve Komiteyi beklemesini bildirir. Komite Alt Komite’nin kararını inceleyip değerlendirir ve kararını Bakanlar Kuruluna bildirir. Bakanlar Kurulu itiraz ederse konuyu Meclis genel kuruluna havale eder.
(h) Komite çalışmalarını Meclis Genel kuruluna duyurup yasaların uygulanmasında kusur edilmemesini ve tasarıların uygulayıcılarla beraber saptanıp yeterli önlemlerin zamanında alınmasını sağlar.