YKP Parti Meclisi üyesi Alpay Durduran, Eroğlu’nun Ban ile yaptığı ziyareti değerlendirdi. Açıklama şöyle:
Anastasiades şikâyet eden bir mektubu da vermek için Ban’a gidince Eroğlu da New York’a taşındı. Beraberinde ‘iyi görünme uzmanı’ görüşmeciyi de götürdü. Böylece iki tarafın eşitliğini de göstermiş oldu. Bu gösterisi için onu kutlarız ama Ban onların ne yapmak istediklerini yakından bilen BM’nin genel sekreteri olarak nerede eşitlik sağladıklarını tespit etmiş olmalıdır.
Anastasiades mektubunda uzun uğraşlar sonucu uzlaştıkları Ortak Bildiri’nin aslında boş bir belge olduğunu kanıtlayacak değerlendirmelere işaret ederek Eroğlu’nu uzlaşmaz göstermeye çalışırken kendisinin uzlaşıcı olduğunu göstermek isterdi. Eroğlu başardı ise Ban ikisinin de uzlaşmaz olduğunu görmüştür. Bu vesile ile uzlaşmazlıkları deşifre oldu ama kimim umurunda!
Bilindiği gibi Ban yüzlerine karşı hitap veya yıllık raporlarıyla birbirlerini genel sekreterliğe yazı ileterek uzlaşmazlıkla suçlamamalarını istemiş ve ‘siz doğru yoldan çıkmazsanız biz zaten biliriz’ demişti. Hiç ders almadılar.
Ban’a yazdığı yazıda görüşmeci Özersay’ın ne istediği haberlerde verilmişti. O yazıda geçen deyimler kendilerini ele verir. Şu deyimler kullanılmıştı: Somut yazılı öneriler, karşı öneriler, köprü kurucu öneriler; pozisyon kâğıtları, pozisyonlarımızın ana hatları, detaylar müzakere dışı, ana meseleler yani ana hatlar; somut yazılı öneri, köprü kurucu öneri. Bunlar zaten Downer’in ustaca raporu değil mi?
Şimdi biri bunların Ortak Bildiri’ye ters unsurlar içerdiğini iddia ediyor, diğeri de bunu destekleyen ama Anastasiades’in ayak sürüdüğünü iddia eden başka yazı veriyor.
Bu öneriyle daha yıllarca görüşecek konu bulabilirler.
İktidar başarısızlığın devam ettiği zamanda muhalefet tarafından halkın anlayacağı şekilde eleştirilir ama ne yazık ki bizim muhalefet uzlaşılamadığı anlaşılan bir metin üzerinden karşılıklı suçlamaların bir değerlendirmesini yapmıyor. Nerede uzlaşılamadığını ve uzlaşmak için nerede ve nasıl fedakârlığa davet edilmesi gerektiğini söylemiyorlar.
Rum kesiminde Anastasiades en ağır sözcüklerle eleştirilirken çözüme yönelik değil işi daha fazla yokuşa sürmek niyetindedirler. Türk tarafında ise muhalefet çözüm çabalarını yani görüşmeleri sürdürenleri destekliyor ancak BM dâhil kimse iki liderliği iyi yolda olduğunu söylemiyor. Onlar zamanla oynarken muhalefetin tek bir konuda bile eleştirecek şey bulamıyor.
YKP bir an önce adanın birleşik Kıbrıs olarak egemenlik haklarının desteklendiğinin gerçek olarak gösterilmesini, mülkiyet hakkı ile bölge hudutlarının ayni andan görüşülmesinin kabulünü, garantiler ve askerlerle yabancı unsurların egemenlik ve insan haklarına saygı çerçevesinde ele alınacağının güvencesinin verilerek ilerleme kaydedilmesini istemektedir. Bunların yanında milliyetçi akımların tehlikelerine karşın iki toplumun da iki devletçiklerinin de tüm adada kısıtlamasız gözetim hakkını nasıl kullanabileceklerinin görüşülmesini ve Maraş dâhil ilerlemeye hazır bir taraf olduğunun gösterilmesini desteklemektedir.
Bunların hakkında hiç konuşmamak ve yakında bir çözüm olacak gibi açıklamalara rağmen tek bir hazırlık adımı atılmamasını da kabul etmek olanaksızdır. Bu kötü niyet işaretidir.
Bir an önce hazırlıklara başlanılmasını ve Rum kesiminin borçlarını yüklenmeyiz denilirken hiç değilse Türkiye’nin toplam gelirin kaç katı alacağı olduğunun açıklanmasını talep ederiz. Faizinin de unutulmamasını isteriz.